Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

İBADET MÜKELLEFİYETİ VE ŞARTLARI

Teklif Nedir, Mükellef Kime Denir?
Teklif, lügatte, bir kimseye meşakkatli bir şey’i yapmasını emretmek, onu o şey’i işlemekle mükellef kılmak demektir.
Istılahta ise, İslâm dîninin insanlara Allah’ın emirlerini yapmalarını, yasaklarından da kaçınmalarını emretmesi mânasına gelir.
Allah’ın emir ve yasaklarını, dinî ibâdetleri yerine getirmekle vazifeli olan kimselerin herbirine “mükellef” denir.
Mükellefiyet Ne Zaman Başlar?
Kişinin mükellefiyet altına girmesi ve dinî hükümlerden sorumlu tutulabilmesi için,
a. Müslüman, b. âkıl, c. Bâliğ olması şarttır.
Buna göre mükellefiyetin birinci şartı olarak kişinin Müslüman olması gerekmektedir. Müslüman olmayan kimseler, Allah’a ve Peygambere îman edip İslâm dînine girmedikçe, Allah’ın ibâdetle ilgili emir ve yasaklarına muhatap değildirler.
Mükellefiyetin ikinci şartı da, âkıl olmaktır. âkıl demek, ne yaptığını bilen, iyi ile kötüyü birbirinden ayırdedecek temyiz kabiliyetine sâhip olan kimse demektir.
Mükellefiyetin son şartı da, kişinin bâliğ olması, yani, bülûğa ermiş bulunmasıdır.
Akıllı olmayan deliler ile erginlik çağına gelmemiş çocuklar mükellef değildirler.
Erginlik (büluğ) çağı, çocukların vücut yapılarına ve iklim şartlarına göre değişir. Erginlik erkek çocuklarında oniki ile onbeş, kız çocuklarında dokuz ile onbeş yaşları arasında olur. Onbeş yaşını bitirdiği halde kendisinde erginlik belirtileri görülmeyen çocuklar erkek olsun, kız olsun erginlik çağına gelmiş sayılır ve dinin emir ve yasaklarına uymakla sorumlu olurlar.
Mükelleflerin Yapmaları Gereken Dinî Görevler
Mükellefiyet çağına giren her Müslümanın yapmak zorunda olduğu bâzı dinî vazifeler vardır ki, bunlara fıkıh ve ilmihal kitablarında “mükelleflerin yapacağı vazifeler” mânasına “Ef’âl-i Mükellefîn” denir. Bunlar 8’e ayrılır.
1. Farz, 2. Vâcib, 3. Sünnet, 4. Müstehab, 5. Mübâh, 6. Haram, 7. Mekrûh, 8. Müfsid.
Bu 8 fiilden ilk 5’i yapılması; 3’ü ise yapılmaması, yani, terki istenen vazifelerdir. Yapılması istenen fiillere “emir”; terki istenenlere de “nehiy” adı verilir.
Farz Nedir?
Farz, yapılması kat’î ve açık delillerle emredilen dinî iş ve vazifelerdir.
Abdest almak, namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek gibi..
Farz ikiye ayrılır:
Farz-ı Ayn: Yerine getirilmesi her Müslümana ayrı ayrı borç olan farzlardır.
Bunlar, bir Müslümanın yapmasıyla diğer Müslümanların üzerinden düşmez. Namaz, oruç gibi..
Gerek namaz ve gerekse oruç, istisnasız her Müslümanın yapmak zorunda olduğu, dinî birer vecibedir.
Farz-ı Kifâye: Yerine getirilmesi her Müslümana ayrı ayrı borç olmayan, Müslümanlardan bâzısının yapmasıyla diğerlerinden borçluluk hâli kalkan farzlardır. Bu gibi farzları, hiç kimsenin yapmaması hâlinde, bütün cem’iyet mes’ul ve günahkâr olur. Bir Müslümanın cenaze namazını kılmak gibi. Cenaze namazının bâzı Müslümanlar tarafından kılınması, diğer Müslümanlar üzerinden mükellefiyetin kalkması için yeterlidir. Ancak, hiç kimse kılmayacak olsa, bütün Müslümanlar mes’uliyet altına girmiş olurlar.
Farz-ı kifâyenin sevabı, sadece yapana aittir. Tamamen terkinden dolayı gelen günah ise, bütün Müslümanlarındır.
Farzın Hükmü Nedir?
Yapılırsa büyük sevab vardır. Özürsüz olarak terkedender, dünyada huzur bulamayıp iç sıkıntısından kurtulamadıkları gibi, âhirette de çetin azablara çarptırılırlar. Farzın inkârı Müslümanı dinden çıkarır.
Vâcib Nedir?
Yapılması farz kadar açık bir şekilde istenilmemekle birlikte, kuvvetli delillerle sâbit olan iş ve vazifelere denir. Kurban kesmek vitir ve bayram namazı kılmak gibi.
Vâcib’in Hükmü Nedir?
Vâcibin hükmü de, farz gibidir. Yani, işlenmesi halinde sevab, terkinde ise azab vardır. Ancak îtikad bakımından vâcib, farz gibi değildir. Vâcibi inkâr eden dinden çıkmaz. Fakat dinde olan bir emri inkâr ettiği için bid’at işlemiş, büyük bir günaha girmiş olur.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER