İTALYANLAR, AFYON’A GELMELİ

Afyonkarahisar, birçok medeniyetin izinin bulunabileceği güzide bir kent. Emirdağ’dan Dinar’a birçok merkezinde tarihin önemli kalıntılarına erişmek mümkün.
Bu bağlamda, Afyonkarahisar, Eskişehir ve Kütahya’nın İtalya ve İtalyanlar için önemli olduğu kanısındayım. Çünkü “Siyah Taş”, ya da “Karataş” efsanesinin merkezi, bu bölgedeki Frigya’dır. Frigya ve İtalya arasındaki bağlantıyı, Arkeolog ve Araştırmacı, Afyonkarahisar’ın önemli değerlerinden olan Ahmet Semih Tulay şöyle açıklıyor:
“Frigya’dan çok uzaklarda Kartacalı komutan Hannibal, Canae Savaşı’nı kazanıp Roma’ya doğru yürüyüşe geçmiş, Roma büyük bir yıkımla karşı karşıya kalmıştı. Herkes panik içinde iken Romalı rahipler Sibyl bilicilik kitaplarından öğrendikleri bir bilgiyi açıkladılar. Onların dediklerine göre yabancı bir düşman İtalya’ya zorla girdiğinde Roma bu sıkıntıdan ancak Anadolu’daki Ana Tanrıçayı (Kybele’yi) Roma’ya getirmekle kurtulacaktı. Burada sözü edilen ana tanrıça Pessinus’daki “Kara Hanım” olarak tanınan Karataş idi.
Milattan Önce 204 yılında adı geçen Karataş’ın Pessinus’dan Roma’ya getirilmesinde görevli olarak seçilmiş Marcus Valerius Laevinus başkanlığında beş senatörden oluşan heyet birkaç savaş gemisi ile Anadolu kıyılarına ayak bastılar. Heyettekiler Pergamon’a giderek Roma dostu kral I. Attalos’tan (MÖ 241-197) kutsal taşı istediler. Kral onların bu isteklerini yerine getireceği sözünü verdi. Zaten eskiden beri Pergamon kralları Roma ile hep iyi ilişkiler kurmuşlardır. Öyle ki son Pergamon kralı 3. Attalos MÖ 133 yılında ülkesini bir vasiyet ile Roma’ya bırakmıştır. Attalos’un buyruğu ile Pessinus Kybele tapınağındaki rahipler ile yapılan görüşmelerin sonunda rahipler Kybele’nin sembolü olan Karataş’ın Roma’ya götürülmesini kendilerinden de birkaç kişinin orada olması koşuluyla kabul ettiler. MÖ 204 yılında bu şekilsiz kült heykeli (Baitylos) Roma’ya götürülmek üzere Pessinus’daki tapınaktan alınıp Aterneus (İzmir-Dikili) üzerinden yola çıkarıldı. Kybele’yi sembolize eden karataşı taşıyan gemi, uzun süren deniz yolculuğunun sonunda İtalya’daki Ostia limanına yanaştı ve burada Karataş Tiber Nehri üzerinden Roma’ya götürülmek üzere başka bir tekneye alındı. Ancak tekne Roma Kenti’ne yaklaştığında karaya oturdu ve büyük uğraşlara karşın yerinden kımıldamadı. Bu olayla ilgili olarak başvurulan biliciler tekneyi lekelenmemiş bir kızın kuşağıyla çekmesi ile hareket edeceği bilgisini verdiler. Bunu duyan Romalı birçok genç kız bu onura sahip olabilmek için tekneyi kuşaklarıyla çekmeye çalıştılarsa da hiç biri başarıya ulaşamadı. O sıralarda Claudio Quinta adındaki genç ve güzel bir rahibe haksız suçlamaya uğrayıp kötü kadın damgası yemişti. O da gelerek öteki kızlar gibi kuşağını tekneye bağladı ve mucizevi bir şekilde herkesin şaşkın bakışları arasında tekneyi kolaylıkla çekti. Böylece hem tekne hem de genç kızın onuru kurtulmuş oldu. Karaya çıkarılan kutsal emanet Roma için çok önemli olan Palatinus Tepesi’ndeki Victoria Tapınağı’na büyük bir törenle yerleştirildi. Böylelikle Anadolulu büyük bir Ana Tanrıça Kybele Roma dinine girmiş oldu. Tanrıçayı sembolize eden taşın Roma’ya geldiği ve tapınağa konduğu 4 Nisan günü bayram olarak duyuruldu. Kısa bir süre sonra rahiplerin öngörüleri doğru çıktı ve Hannibal yenilerek Kartaca yakılıp yıkıldı. Böylelikle Roma büyük bir felaketten kurtuldu.”
Frigya bölgesinin daha iyi tanınması ve anlatılması için bu bölgeye İtalyan yetkililerinin ziyaret etmesi, bu bölgeye araştırmacıları ve tarihçileri göndermeleri, hem kültürler arası iletişimin artmasına vesile olacak, hem de Afyonkarahisar ve Frigya’nın İtalya’da tanınır hâle gelmesini sağlayacaktır.
Özellikle İtalyan gazetecilerin ve üniversite görevlilerinin bu bölgeyi ziyaret etmesi ve tanıması, İtalya’dan turist gelmesini sağlayabilir.