Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Kemal DEMİRKIRKAN
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

KARANLIK BİR GÖKYÜZÜ FIRTINASIZ AÇILMAZ

Uzun süren bir seçim maratonu nihayet sona erdi. Şimdi herkes kimin kaybedip, kimin kazandığını konuşuyor. Kaybeden elbette Cumhur İttifakını oluşturan AKP ve MHP oldu. En çok da liderleri tabi ki. Neden kaybettiler? Seçim sürecinde yaşananları, bir kenara not ettiklerimizi hatırlayalım. Devletin en tepsindeki insanlar bir oy uğruna seçmenleri ayrıştırdı, kendilerine oy vermeyen halka “terörist” , aday için “FETÖ’cü”, “Pontus” dediler, Mısır’da darbeyle işbaşına gelen “Sisi’ye” benzettiler. Herkesin gözleri önünde  kazanılmış bir seçimi “Oy çaldılar” diye iptal ettirip yenilediler. Seçimin bitimine yakın son kozlarını oynayıp “Kürdistan” dediler. “Bebek Katili”nden mektup getirttiler. Demirtaş’ı terörist ilan edip, “Bebek Katili”ni muteber ilan ettiler. Üstelik Cumhur ittifakının iki lideri de bu mektuba bel bağladı. Devlet Bahçeli “Öcalan HDP’nin istismarına müdahale etti” diyerek, Bebek Katiline akil insan muamelesi yaptı. Partili Cumhurbaşkanı son TV programınında  uzun uzun “Terörist Başının” mektupta ne demek istediğini anlattı.  En önemli bomba ise Pensilvanya’dan geldi. FETÖ sözcüsü seçime üç gün kala attığı twetle “CHP’nin adayına oy vermeyin” dedi.
Vatandaş ise iradesinin elinden alınmasına tepki gösterdi. En önemlisi de YSK’nın 6 Mayıs’ta aldığı seçim yenileme kararı tüm kesimlerin adalet ve vicdan duygusunu zedeledi.Tek adam yönetimine, halktan koparak, yakınlarına ve yandaşlarına çalışan iktidara, nefret dilini gündelik siyasete alet eden iktidar yöneticilerine, ekonomik sıkıntılarla boğuşurken, halktan iyice kopup şatafat içinde yaşayanlara tepkisini gösterdi. “Dur” dedi. Bu seçimden herkes kendi payına düşeni almalı, vatandaşın mesajını doğru okumalı. Ancak AKP içinde bulunduğu kibirli ruh hali nedeniyle seçmenin mesajlarını okumakta zorlanıyor. İşte örneği; Yıllardan beri yürülükte olan Belediyeler Kanunu’na göre Belediye şirketlerinde atamaları, seçilmiş belediye başkanları yaparken, Ticaret Bakanlığı’nın yayımladığı genelge ile bu yetki belediye meclislerine verildi. Yani, AKP seçimleri kaybedince, belediye başkanlarının yetkilerini gasp etmeye başladı. AKP halkın verdiği mesajı anlayamadığını net olarak gösteriyor. Milli irade ile inatlaşarak, daha fazla korku ve tehditle gücünü koruyacağını sanan fena halde AKP yanılıyor.
***
31 Mart sonrası İstanbul seçimlerinin iptal edilmesi seçime yönelik bu değerlendirmeleri sekteye uğratsa da, şimdi tüm siyasi partiler seçim sonuçları ile ilgili muhasebeye başladı. CHP şu kadar büyük şehri aldım, oylarımı şu kadar yükselttim kolaycılığına kaçarsa yanılır. Seçim sonuçları şımarıklığa kapılmadan değerlendirilmelidir. İstanbul’u almak elbette önemli ancak doğru değerlendirmelerle, bu başarı kalıcı hale getirilmelidir. İlk olarak, alınan oyların sadece CHP ve İYİ Parti’nin olmadığı fark edilmeli. Bu oylarda HDP, Saadet Partisi, DSP, Vatan Partisi, DP, MHP li ve AKP’li seçmenin katkısı var.
İkinci olarak, CHP’lilerin AKP içinden çıkacak yeni partileri AKP’lilerden daha fazla konuşmaya başladığı dikkatimi çekiyor. CHP biran önce kendi gücünün farkına varmalı. Rakibinin hatalarına değil, kendi ideolojisine bel bağlamalı, yerel seçimler ve ekonomik kriz sonrası ortaya çıkan halktaki dip dalgayı kendi lehine çevirmenin yollarını aramalıdır. “Yeniden 89 travmasını yaşamak istemiyoruz” diyen Kılıçdaroğlu çok haklı. Elde edilen başarı, ideolojik kaygılar bir tarafa bırakarak popülizm çığırtkanlığına dönerse, ibre hızla aşağı inmeye başlar. Yerel yönetimlerde elde edilecek başarı, akılcı politikalarla seçmene anlatıldığında, hizmetle, sevgiyle halka dokunulduğunda CHP için iktidar yolu açıktır.
Türkiye elbette sadece İstanbul’dan ibaret değil. Anadolu’daki küçük il ve ilçelerde Ankara, İstanbul, Mersin, Adana gibi Büyükşehirlerde gösterilen başarılı performansa paralel başarı sağlanamamasının nedenleri araştırılmalıdır. Örneğin Afyonkarahisar’da “CHP’nin Kalesi” denilen Sultandağı, 45 yıl sonra kazanılan Evciler Belediyeleri neden kaybedildi? sorularına cevap aranmalı, Son 3 seçimde 50-100 oy farkla kaybedilen Sinanpaşa’yı kazanabilmek için neleri eksik yapıyoruz? tartışılmalı. Afyon’daki duayen siyasetçiler “Afyonkarahisar’da kim kazanırsa, Türkiye’de iktidar olur” derler. Parti Genel Merkezleri elbet bu değerlendirmeleri yapıyor, ancak CHP gibi ortak akıl ve örgütlülüğün önemsendiği  sosyal demokrat bir partide tabana yayılan değerlendirmelerin yapılması bekleniyor. Her il, her ilçe, hatta her belde şapkayı önüne koyup başarısını, ya da başarısızlığı tartışmalı, varsa eksiklerini bulmalı ve acilen gidermeli. 23 Haziran İstanbul seçiminde olduğu gibi yönetimler üyeleri ile birlikte tek vücut halinde çalışmalı.
CHP Tüzüğü’ne göre “genel ve yerel seçimler sonrasında en geç iki ay içerisinde il ve ilçe danışma kurulları toplantıları yapılır” denilmesine rağmen Afyonkarahisar CHP’de bu yönde hazırlık olmadığı yönünde çokça mesaj almaya başladığımı da belirteyim. İmamoğlu’nun seçim sürecinde sıkça vurguladığı gibi yöneticiler hesap verebildiği sürece o makamlarda kalabilir.
Son Söz; “Bu kadar karanlık bir gökyüzü fırtınasız açılmaz”  Shakespeare

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER