O GECE – Kocatepe Gazetesi

15 Temmuz Cuma gününü, 16 Temmuz Cumartesi gününe bağlayan geceyi “Türkiye’nin en kara gecelerinden birisi” olarak hep birlikte yaşadık. Türk Halkı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ve demokrasiye kahramanca sahip çıktı.
Ulusal gündemi herkes takip etti. Peki Afyonkarahisar’da durum nasıldı?
İstanbul ve Ankara’da yaşanan hareketliliğin televizyon ekranlarına yansımaya başlamasından itibaren ilk etapta büyük bir endişe ortama hakim oldu. “Çarşı’da tanklar varmış”, “Şehir merkezinde silahlar patlıyormuş” söylentileri kulaktan kulağa yayılırken, bizleri arayan tüm dostlarımıza, “Yok öyle bir şey. Biz çarşıdayız, her şey normal” cevapları yetiştirmeye çalıştık.
Bu sırada sosyal medyada görüşler belirmeye başlamıştı. “Sade suya tirit” mesajları es geçelim, dikkatimizi çeken iki mesaj oldu bu yoğunlukta. Afyonkarahisar Barosu Başkanı Turgay Şahin ile AK Parti Afyonkarahisar İl Başkan Yardımcısı Hüseyin Tutumlu, darbeye, darbecilere karşı en erken, en sert ve dik mesajları veren isimler olarak göze çarptı.
Yalan yok, bizlerde de “Ortalık karışacak” endişesi iyiden iyiye hakim olmaya başlamıştı ilk saatlerde. Köşe başından çıkacak tankları, cadde başlarını tutacak askerleri gözlemeye başlamıştık ister istemez. Bu beklenti sırasında vatandaşın sokaktaki kalabalığı artmaya başladı. Kimileri ekmek alma çabasındayken, kimileri de bankamatiklerin başındaydı. Çünkü dakikalar ya da saatler sonra neler yaşanabileceğini kimse kestiremiyordu. Benzin istasyonları ve bakkallar da yoğunluk olan diğer noktalardı.
Bu sırada Ak Parti il binası önünde hareketlenme başladı. AK Parti’ye gönül verenler başta olmak üzere, Ülkücüsü, Ulusalcısı bir çok vatandaş şehrin cadde ve sokaklarında, özellikle AK Parti binası önünde yoğunlaşıyordu. Bozkurt işareti yaparak “Şehitler ölmez” diye bağıran da yanımızdan geçiyordu, “Kahrolsun Amerika” diye bağırıp sol yumruğunu havaya kaldıran karı-koca da…
AK Parti il binası önündeki kalabalık, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım’ın televizyonlardaki duyuruları sonrasında Anıtpark önüne yöneldi. Gittikçe büyüyen kalabalıkla birlikte darbeye karşı coşkulu tepki de giderek büyüdü. Ayrıntılar gazetenin haber sayfalarında yer alacak.
Coşkunun zirveye ulaştığı an ise, mehter takımı olmaksızın, davulunu eline alan vatandaşların çaldığı mehter marşı eşliğinde gecenin bir yarısında şehrin camilerinden yükselen ezan ve sela seslerinin afaka yayıldığı andı. Tekbir sesleri yeri göğü inletti.
Sabahın ilk ışıklarına kadar tezahürat ve coşku sürdü. Arada arabasıyla kendini futbol maçı turunda zannedip, züppelik eden, Afyon tabiriyle “şaddaklanan” zibidiler de yok değildi. Ne diyelim, olacak o kadar.
O gece Afyonkarahisar şehir meydanında demokrasiye iman, vatana sevda, devlete saygı ve millete samimiyet hakimdi. Milli birlik ruhu Zafer Müzesi önünde ete kemiğe bürünmüştü bir kez daha. “Kuvay-ı Milliye nedir?” sorusunun cevabı Utku Anıtı’nın altında birikmişti.
Şükür ki şehrimizde üzücü bir olay yaşanmadı. Çünkü Afyonkarahisar Valiliği, Afyonkarahisar Garnizon Komutanlığı ve Afyonkarahisar Emniyet Müdürlüğü son derece hassasiyet içerisindeydi o gece. Askerimiz de, polisimiz de vatandaşla yüzyüze kalmadı. Herşey kontrol altındaydı. Güvenlik önlemleri had safhada ama, göze batmayacak şekildeydi.
Teşekkürler Afyon; demokrasiye imanın için… Teşekkürler siyasilerimiz; Milli birliğin ne olduğunu hatırlattığınız için… Teşekkürler Valimiz, Askerimiz, polisimiz; kimsenin kılına dahi zarar gelmeden bu badireyi atlattığımız için…
Teşekkürler ey Yüce Türk Milleti; Devletine, yurduna,  törene sahip çıktığın için…