Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Hayrettin ÖZKILINÇ

O GÜN ORADA BEN DE VARDIM

Hayrettin ÖZKILINÇ 31 Mayıs 2019 Cuma 13:52:58
 

Sayın Vali Kadir Çalışıcı’nın KRİZLER ve KERİZLER başlıklı “Basından Seçmeler” yazısını da bir anı olarak anlattığı dini içerikli toplantıda ben de vardım.
O zamanlar “hocaefendi” olarak anılan, bugün hepimizin “FETÖ” olduğunu kabul ettiğimiz din istismarcıları ile ilgili anımı aktarmak isterim. Evet. Yıl 1980 bir yaz günüydü. Gazlıgöl caddesindeki G.A. ağabeyimizin evine İzmir’den bir hoca gelecek diye akşamdan sonraya bizi de çağırdılar, gittik. Geniş bir odaya bizi de aldılar. Kalabalıktı. Hocaefendi boy apdesti alıyor hemen gelir dediler. Az sonra isminin Fetullah olduğunu öğrendiğimiz hocaefendi başında takkesi ve üzerinde topuğuna kadar beyaz fistanıyla geldi ve köşesinde oturdu.
Sayın Valimizin bundan sonraki anlattıkları tamamen doğrudur. Fetullah hoca denilen adam gerçekten Vali beyimizin tasvir ettiği gibiydi. Konuşmaları etkileyici, gözü yaşlı, sümük salvara karışmış, değişik bir hoca efendiydi.
Uzun ve etkili konuşmalarla bütün herkesi etkilemişti.
Sayın Valimiz o zaman ki adıyla (Kaymakam Kadir) o toplantıdan işte o zaman ayrılmış. Esas en mühim konu ise işte ondan sonra başlıyordu. Ortalığa neyiniz varsa İslâm adına neyiniz varsa dökün bakalım.
Az olmamak şartıyla para, pul, çek, senet sepet imzalamalar. Herkeste bir hareket başladı. Biz hazırlıklı gelmediğimiz için öylece orada pustuk kaldık.
Ev, dam, mal, maşat da bağışlayanlar oluyordu.
İçimizden bir arkadaş dayanamadı ve Fetullah denilen hocaya sordu: “Hoca bu gösteriş, riya olmuyor mu? Ben yapacağım yardımları kimse görmeden ve istediğim kadar yaparım. Bu riya değil mi?” dedi. Hoca hemen sualine cevabını verdi: “Kesinlikle gösteriş ve riya değil. Peygamberimiz zamanında da bu böyle olmuştur. İhtiyaç halinde ortaya neyiniz varsa dökün denilmiş, ashap da gerekeni yapmıştır.” diyerek toplamaya ısrarla devam dedi. Ben o gün bu ısrarcı tavrı çok yadırgadım. Ve bu kadar ısrarı hiçbir hocaefendide görmedim. Gerek onun ısrarcı tavrı, gerek ikna kabiliyeti, dış güçlerin körüklemesi ve toplumun cehaletine nemelâzımcılığın da eklenmesi onun FETÖ olmasına sebeb teşkil etmişti. 1980’de Hocaefendi zannettiğimiz adamın FETÖ olduğunu anlamak için bugünlere ulaşmamız gerekiyormuş demek. O şuursuz bağışlardan pek çok kişi de işini bozmuş, zarar görmüştü.
15 Temmuz’dan sonra bir hayli şiir ve yazı yazdım; ama zülfiyare dokunur diye yayınlanmamıştır.
Allah hiçbir ülkeyi bırakmasın böyle bir kara belâda.
Bizlere akıl izan versin de keriz etmesin MÜBAREK RAMAZANDA.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER