Nöbetçi Eczaneler
4 Kasım 2015 Çarşamba 17:25:35 1 Kasım erken seçimleriyle ilgili fikirlerimi paylaşmaya devam edeyim:
Adalet ve Kalkınma Partisi, ‘olmaz’ denilenleri başardı. Meselâ, ‘Erken seçim kararı alan partiler oy kaybeder’ tahminini, tahlilini ya da temennisini boşa çıkardı. Adalet ve Kalkınma Partisi alenen olmasa da hükümet kurma işlemini Anayasal zorunluluğa bırakarak erken seçim istemiş oldu. Erken seçime giden parti, oyunu yüzde 9 artırdı.
“7 Haziran’da düşüş başladı, artık yüzde 38’leri görür” deniyordu; o da olmadı.
“Gençler, AK Parti’ye oy vermez” deniyordu, 2 milyon yeni seçmen kazandığı belirtiliyor.
“2002’den beri çok yoruldular, 2015’i göremezler” deniyordu, büyük bir aksilik olmazsa 2019’a gidecek Adalet ve Kalkınma Partisi.
Gerçi hikâyenin en başına dönmek gerekiyor o zaman: “Muhtar bile olamaz” diyorlardı…
Muhalefet ise hâlâ kendine “başarısız” diyememekte.
Muhalefet partileri, “Eşit şartlarda değildik”, “Paramız yoktu”, “Aceleye geldi” gibi birçok mazereti öne sürüyor. Yüzde 100 haksız değiller elbette. Seçim şartları eşit değildi, iktidarın elindeki devlet gücü ile muhalefetin sınırlı kaynakları arasında dağlar kadar fark vardı.
O zaman bu erken seçimi protesto etselerdi muhalefet partileri… 7 Haziran seçimlerine göre yüzde 59’luk, 1 Kasım seçimlerine göre yüzde 51’lik ‘blok’unseçime girmemesi, seçimi protesto etmesi; meşruluk sorununu gündeme getirecekti. Ama madem bu kadar eşitsizlik var, bu kadar haksızlık yapıldı. Muhalefet partilerinin milletvekilleri etsinler yeminlerini, sonra da istifa etsinler. Meşru olmadığını iddia ettikleri bir zemin üzerinde neden debelenip duruyorlar?
Tabii şunu da eklemek lâzım: Siyasetin geldiği noktada iki temel ve keskin çizgi bulunuyor. Bu keskin çizgilerin ilkinde iktidar ve muhalefet partileri bulunuyor. İkinci keskin çizgide ise Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne giren muhalefet partileri ile Meclis dışındaki muhalefet partileri bulunuyor. Adalet ve Kalkınma Partisi ile Cumhuriyet Halk Partisi arasında nasıl bir imkân farkı varsa, Cumhuriyet Halk Partisi ile Halkın Kurtuluş Partisi arasında da öyle bir imkân farkı var.
Adaletsizlik eleştirisi, “Seçim Barajı”ndan yararlanan tüm partilere yöneltilebilir.
OYLAR ZEMİN KATTA KULLANILSIN
Son birkaç seçimdir dikkat ediyorum; yaşı 60’ın üzerinde olanlar da 20’li yaşlardaki gençler gibi okulların üst katlarında oy kullanıyor. Bastonla yürüyenler, nefes nefese kalanlar, merdiven kenarlarına tutunanlar… Halbuki oy kullanmanın kendine göre bir konforu olmalı. Bu nedenle önerim şudur: Bundan sonraki seçimlerde tüm vatandaşların binaların zemin katlarında oy kullanmaları sağlanmalı. Bu çok zor ise, okullardaki spor salonlarında seçimler için düzenek oluşturulmalı. Seçime gidenler yorulmamalı.
