Özgür basın, kürsüden uzaklaşsın

Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanlığı, milletvekili aday adaylarını Sultandağı’ndan sonra Afyonkarahisar’da da tanıttı. Oruçoğlu Termal Otel’de düzenlenen tanıtım toplantısında dikkatimi çeken noktaları paylaşmaya çalışacağım:
Cumhuriyet Halk Partisi Afyonkarahisar Milletvekili Aday Adayları’nın bir kısmı, birbirileri ile selâmlaşmadı. Bununla birlikte, bazı aday adayları ise birbirinden güleryüzü sakınmadı.
Salona girer girmez büyük, “CHP” yazılı büyük balonlar bizi karşıladı. Ama ne karşılama… Misina ile tutturulan uçan balonlar, partililere zor anlar yaşattı. “Süslensin” diye düşünülen salon, “ayak bağı balonlar” mekanına döndü.
Bir başka altı çizilmesi gereken nokta, “masalar” idi. Salonun sol tarafında, üzerinde “bazı” aday adaylarının isimlerinin yazıldığı masalar bulunuyordu. 11 aday adayından 8 tanesinin “masası” bulunuyordu. Sonra anladık ki CHP İl Yönetimi, aday adaylarından bu masalar karşılığında para istemiş. Aday adayları da bu masaları kendi propagandalarını yapmak için kullanacakmış. Aday adayları zaten siyaset yapmak için yeterince para harcıyor, CHP İl Yönetimi neden aday adaylarından ayrıca para talep eder? Anlamak mümkün değil.
Gelelim konuşmalara:
CHP İl Başkanı Nevzat Ercan ile CHP Merkez İlçe Başkanı Kemal Demirkırkan’ın, bazı konuşmacıları alkışlaması, bazı konuşmacıları ise elleri bağlı bir şekilde izlemeleri, “birlik ve beraberlik” mesajlarının pek de yerine ulaşmayacağını gösterir gibiydi. Hangi ters durumla karşılaşırsa karşılaşsınlar, parti yöneticilerinin herkese aynı uzaklıkta olması, en azından kamuoyu önünde bir alkışı esirgememesi gerekmiyor mu?
“30 Mart’ta biriz, birlik içindeyiz” söylemlerine nasıl inanacağız?
“Konuşmalar” demişken, Ahmet Toptaş, Yalçın Görgöz, Burcu Kayıkçı ve Bekir Kasap’a ayrı parantezler açmak gerekiyor.
CHP Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş, kürsüye çıkar çıkmaz tam selâmlama konuşması yapacaktı ki aklına basın mensuplarını “uyarmak” geldi. “Şöyle bir açılırsanız hitap edeceğim” demesi, bizim kendisinde görmeye alışık olmadığımız bir üsluptu. Önseçim stresi böyle bir hareketi gerektirmiyor. Ayrıca milletvekili Toptaş’tan cesaret alan salondaki partililer de basın mensuplarına “Çekilin oradan” diye lâf attı. Bir milletvekilinin toplumu yönlendirme konusundaki gücünü yadsıyarak hareket etmemesi lâzım.
Bir de CHP Genel Merkezi’nin sıralamasına göre birinci konuşmacı olan Ahmet Toptaş’ın, kendisinden sonra sadece eski milletvekili Halil Ünlütepe’yi dinlemesi, daha sonra hiçbir konuşmada bulunmaması önemli bir ayrıntıydı.
Benzer bir durumu Burcu Kayıkçı’da da yaşadık. Gerçi Burcu Kayıkçı, Ahmet Toptaş’a göre daha nazikti. Kayıkçı, konuşmasının 3 ya da 4’üncü dakikasında “Biliyorum, siz büyük bir emek sarf ediyorsunuz. Ama ailemle konuşmak istiyorum. Lütfen” dedi. Bunun üzerine salondan çıktık.
Cumhuriyet Halk Partisi’ne 30 kişi katılacakmış, rozet takılacakmış, birliktelik pozu verilecekmiş… Artık bu haberler de “aile içinde” kalsın istedik.
Konuşma bölümünün iki heyecan verici hatibi ise Yalçın Görgöz ile Bekir Kasap’tı. Yalçın Görgöz’ün “alkışlamayın” telkinine rağmen salondan alkış alması, Görgöz’ün başarısı sayılabilir. Görgöz’ün bir yerel gazeteye, “10 paralık dava açacağım” demesi de, dava kelimesinden önce ağır birtakım sıfatlar kullanması, CHP Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş’ın danışmanı Hüseyin Tutkun’un, o gazetenin muhabirine dönerek “Bu ses kaydını gazetenin sahibine dinlet” demesi de gözlerden kaçmadı.
Engelli milletvekili aday adayı Bekir Kasap da salonda coşkuyu artıracak bir konuşma yaptı. Kasap, engellilerin haklarının da savunulması için iddialı bir kişi olduğu izlenimi bıraktı.
29 Mart’ta CHP’de önseçim var. Önseçim, bu yazıda bahsi geçen 4 kişi arasında geçeceğe benziyor.
Partililerin temennisi, CHP’de kendi iktidarını isteyenlerin değil, CHP’nin Türkiye’de iktidarının sağlanmasını isteyenlerin önseçimde başarılı olması.