Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Yılmaz DÜNDAR

SEN TANRI MISIN? – 81-

SALÂT İKAMESİNDEN SAKIN VAZGEÇMEYİN
Sahiplik işinin nasıl önemli olduğu, Kâbe’nin Sahibi’nin Kâbe’yi nasıl koruduğu, Allah’ın sahibi olduğu şeyi nasıl koruduğu, sahipliğin ne olduğu, sahip olunana kimin sahip çıktığı, sistemin nasıl çalıştığı Fil Suresi örneği ile önceki paylaşımımızda ele alınmıştı. Sahiplik, “Ezan Duası” olarak bilinen salâvatta da önemli bir vurgudur, şimdi onunla devam edelim.
“Allahümme Rabbe Hazihid Da’vetit Tammeti; ikame edilen salâtın ve Tam Davet’in sahibi.” Salât ikame ederken nasıl bir sahiplik var, nasıl bir sahibin işiyle meşgulsünüz, Sahib’i Allah olan nasıl bir iştesiniz? Hep söylüyorum; “nasıl salât ikame ediyorum?” diye hayatınızda inceleyin, yaptığınız işleri baştan aşağı yazın, en titizinden en uyduruğuna kadar yazın, sıralayın. Dikkat edin de salât listenin en altında çıkmasın, en uyduruk iş o çıkmasın, “salâtı da ikame ediyoruz işte” hali çıkmasın. Onu da araya sıkıştırıp halleden, üstüne başına çok özen gösterdiği halde seccadeye nasıl rast gelirse öyle gidenlerden olmayın. Elbisesi kirli mi değil mi, bunu önemsemeyen bir halde olmayın, lütfen böyle olmayın. Çünkü: Salâttan elde ettiğinizi hayata ikame edeceksiniz! Eğer algı böyle olursa ondan ne alıp da hayatınıza ne ikame edeceksiniz? “Neyi ikame edeceğimi bilmiyorum. Bir şey elde edemiyorum ki ikame edeyim” diye düşünüyor olabilirsiniz. Böyle düşünmeniz ilk başlarda çok normaldir, bu durumda bile olsanız salât ikamesinden sakın vazgeçmeyin. Çünkü salât için durduğunuzda “Veli” noktasındasınız; salâtın gereği budur; bu ikram salât gereği mümine bir lütuftur. Ama siz veli olmak istemiyorsanız bir an önce oradan kaçın kurtulun, bir an önce bitirip kurtulun… Ama hem bütün gün veli olmak için çırpın, dünyanın kitabını oku, tesbihini çek, ama tam veli üniformasını giymek için seccadeye geçeceğinde “geçsem mi yoksa camı sildikten sonra mı kılsam, yemeği pişirdikten sonra mı?” diye düşün, bu doğru olmaz. O “A”nın işi, şeytanın işi onlar. Şeytaniyet seni oraya göndermek ister mi? İstemez elbette! Efendimiz (SAV) mirac yaşamasın diye önünü kesmeye çalışıyorlar, senin miracın da bu, ister mi hiç? İşte onu kendinde böyle tanı, izini sür ve nefesini kes onun.
ÖNCE ALLAH’TAN KORKUN. SONRA? SONRA DA ALLAH’TAN KORKUN. HEP KORKUN…
Hayata ikame etmek için salâttan bir şey almalıyız. Salâttan nasıl bir şey almalıyız ki hayatımıza yerleşsin, hâkim olsun. Bunun en önemli, olmazsa olmaz şartı Haşyetullah’tır. “Her kapıdan haşyet çıkıyor” diyebilirsiniz. Haşyetullah olmadan yol olmaz… O öyle bir şey ki eğer siz ilmî suretinize Haşyetullah’ı yaşatırsanız, Haşyetullah onun hayat tarzı olursa “A” Takdim Formu “BEN” dediğimiz İz Düşüm’le kopyalanan sizdeki SOL Dosyalar paramparça olur. “Lev enzelna” ayetine bakın: “Allah haşyeti o (tanrılık iddiasındaki) dağı paramparça eder” diyor. Haşyetullah bizim için bu kadar elzem… Onu çok, çok önemsemek lazım! Peki, ona nasıl ulaşacağız? Bir kere, önce kendinize “ben Haşyet duyuyorum” demelisiniz. Ne olduğunu bilmeseniz de “ben haşyet duyuyorum” deyin, “ben Allah’tan korkuyorum” deyin. “Allah’tan nasıl korkuyorsun?” derlerse, deyin ki: Korku kapsamında ne varsa hepsiyle Allah’tan korkuyorum. Bunu önce kendinize söyleyin. Başka korkuları bile tanrılara bırakmayın. Ne tür korku biliyorsanız hepsiyle Allah’tan korkun. Böylece inşaAllah beyniniz doğru korkmayı öğrenir. Önce Allah’tan korkun. Sonra? Sonra da Allah’tan korkun. Hep korkun…
MUTLAKA HAŞYETULLAH’LA SALÂT İKAME EDİN
Haşyetullah neden bu kadar önemli bakın: Bazen aklınıza şu soru gelebilir; kabir hayatında bu halimiz olmayacak, peki biz nasıl cevap vereceğiz? Orada bu dil, bu fiziksel hal yok, nasıl olacak diye düşünebilirsiniz. Önceki paylaşımlarda kabir hayatını detaylı gördük, artık biliyorsunuz ki orada “Muhtariyeti Tercih Gücü” yetkiniz kalmıyor. O zaman sizdeki bilgi kaydı nasıl çalışacak? Kabir hayatında sorulan sorular var değil mi? Kabir sorusu şunlardır: Rabbin kim, Nebin kim? Bu kadar. Bir kişinin “Rabbin kim, Nebin kim?” sorularına cevap verebilmesi için, yaşarken o bilgileri Haşyetullah bandına kaydetmiş olması gerekir, çünkü o bilgiler Haşyet’le kaydedilmişse çalışır. Aksi halde ölümle birlikte orada diğer kayıtların hepsi kalkar. Bunu niye vurguluyorum bakın. Din adına yanlış bir sevgi deryasına dalanlar tasavvufi bilgileri bir rehavet hali ile bir relaks içinde öğreniyorlar. Böyle öğrenilmiş bilgiler Muhtariyeti Tercih Gücü elinizden gittiğinde size yaramaz, sizden cevap olarak çıkmaz. Sizden çıkacak bilgi ancak Haşyetullah’la kaydettiğiniz bilgidir. Bu yüzden Haşyetullah’ı önemseyin. Onu yakalamak için gece uyanmalarından yararlanın. Uyanın, Haşyetullah’ı yakalayın ve hayatınıza ikame edin. Salâtta “ben rehavette miyim, Haşyetullah’ta mı?” diye kendinize sık sık ve hızlı kontroller yapın. Mutlaka Haşyetullah’la salât ikame edin, mutlaka. Başlangıçta her hali öyle olmayabilir, ama bir zaman sonra salâta gelirken bacağınız titremeye başlar. Salât ikame ederken, seccadenizde Haşyetullah sizi kaplar ve salât boyunca devam eder. Haşyetullah’ı salâtta yaşarsanız, salâttan sonra HAŞYETULLAH’ı HAYATA İKAME edersiniz, ikame edeceğiniz budur. “Salâtla ne kazanacağız ki hayata ikame edelim?” diyorsanız budur: Salâtta edindiğin Haşyetullah’ı hayata ikame edeceksin. Salâtta kazandığın Haşyetullah’ı seccadeden kalktıktan sonra hayatına ikame edersen sendeki “A” çalışamaz. “A” Takdim Formu “BEN”i paramparça etmiştir, o artık çalışamaz. Ne kadar Haşyetullah ikame ediyorsan o iş o kadar “dosdoğru” olur, “A” yapıyı o kadar parçalar.
YOKLAYIN KENDİNİZİ: SALÂTTAN HEMEN SONRA DÜNYAYLA MI SOHBETTESİNİZ? YOKSA ALLAH’LA MI?
Salâtla depoladığınız Haşyetullah başlangıçta yaklaşık üç saat kadar sürer. Eğer salâtta Haşyetullah depolamayı başarabilmişseniz, salâttan sonra üç saat kadar o Haşyetullah’ı kullanırsınız. Sonra “A” Takdim Formu “BEN” yine canlanır. Tam o anlarda o canlanmadan devreye yeni bir salât girer. Bildiğiniz farz salâtlar veya size cazip kılınmış nafile salâtlar, sizin Haşyetullah depolamanız için devreye girerler. Bunu şuna benzetelim ama yıllar önce olsaydı bu örneği veremeyecektik. Telefonunuzun pili zayıfladığında “şarj olsun, tekrar kullanayım” diye şarj aletiyle prize takıyorsunuz. Telefonu tekrar kullanabilmek, onu hayata ikame edebilmek için şarj ediyorsunuz. Haşyetullah açısından, seccadedeki salâtlar da ilmî surete Haşyetullah şarjlarıdır. Telefonu şarj için taktığınızda temaslarını önemsemediyseniz, yani prize yarım taktıysanız, priz burada fiş oradaysa, kabloda temassızlık varsa ilk bakışta o işi yapıyor görünse de düzgün şarj olmaz. Gidip ikide bir o temassızlığı düzeltmeniz lazım. Haşyet de ikide bir gelip gidiyorsa… Bu benzetmeyle onu kolay kavrarız inşaAllah. Salâtta mutlaka Haşyetullah’ı yaşamalı ve o Haşyetullah’ı hayata ikame etmeliyiz. Bunun olup olmadığının belirtilerinden birisi şudur: Siz salâtta Allah’la öyle bir sohbette olursunuz ki o alışkanlık salâttan sonra da devam eder. Yoklayın kendinizi: Salâttan hemen sonra dünyayla mı sohbettesiniz? Yoksa Allah’la sohbet devam mı ediyor?
Salâtta fark edeceğiniz bazı ipuçları paylaşacağız, salâtla ilgili daha önceki bilgileriniz ve halinize ekleyin inşaAllah. Hadislerden öğreniyoruz ki, salâtlar arasında küçücük de olsa beklemek lazım. Salâtın sünnetini, farzını, son sünnetini selamdan sonra hemen kalkarak, hemen diğerine başlayarak peş peşe ikame etmeyin. Efendimiz onu yasaklamıştır, bazı kavimlerin geçmişte bu yüzden helak olduklarını söylemiştir. Efendimiz (SAV) “peş peşe yapmayın” diyor. Buna rağmen, bir zat Efendimizin mescidde bulunduğu bir anda selam verir vermez kalkıp hemen yine salâta duruyor. Hazreti Ömer (Faruk olduğu için) gidip onu oturtuyor, “Rasulullah ne demişti.” diyor. Peş peşe salât ikame etmeyin, zaten Haşyetullah buna müsaade etmez. Eğer salâtta Haşyetullah’ı yakalar ve yaşarsanız hemen yeniden salâta durmaya haliniz olmaz, yeni bir şarj için soluklanma ihtiyacı duyarsınız. Ama Haşyetullah depolamıyorsanız peş peşe yüz rekâtlık salâtı soluklanmadan yapabilirsiniz. Salâtta Haşyetullah’ı yaşamayı ve onu depolamayı gerçekleştirebilen onun vücudundaki halini görür, onu sindirmek gerektiğini hisseder. Bu yüzden, selam verince bir küçük ara vermek teşvik edilmiştir. “Selamdan sonra hemen kalkıp salâta durmayın, bir istiğfar edin, bir salâvat getirin, Ayet-el Kürsü okuyun” gibi öneriler aslında bu işi de teşviktir…

 

 

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER