Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Yılmaz DÜNDAR
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

SEN TANRI MISIN? – 87-

KALK VE UYANIK OL!
Müzzemmil Suresinin ilk ayetinde Rabbimiz “ey örtünen” demişti, onu tefekküre devam ediyoruz. Ey dünya meşgalesi yorgunluğunu dünyalıkla örten; ama “Eşhedü en la ilahe İllallah ve Eşhedü enne Muhammeden Abduhu ve Rasuluhu” diyen… Gecenin (sana kolay gelen) bir vakti (idrakını bu örtüden kurtarmak üzere) KALK! Gecenin sana kolay gelen bir vakti bu örtüden kurtulmak için, idrakını örten “kir”den kurtarmak için KALK ve UYANIK OL! Uyanık ol, uyan: Gözünü aç dikkatli ol, zihnini aç tetikte ol; önüne gelecek imkânlardan yararlan! “Gecenin sana kolay gelen bir vakti!” tanımlaması çok önemlidir! Kur’an âlimlerine göre Müzzemmil Suresi 20. ayet çok sonraları gelen bir ayettir. Surenin ilk ayetleri geldiğinde tâbi olmuş kişiler her geceyi “Ramazan’mış Gibi” çok uzun ve önemli şekilde değerlendiriyorlar. Ama bazılarının gündüz çok önemli telaşları var, takatleri yetmiyor. İçlerinde hastalar, sıkıntıları olanlar var, bu yüzden; “artık O’ndan kolaylaşan kadarını oku” diyen bir kolaylık geliyor; Müzzemmil-20. GECE KALKIŞI İsra-79. ayetle de önerilir. Ama o zaman beş vakit salât ikame edilmektedir.
“Ayrıca gecenin bir kısmında (yararını göreceğin Kur’an’la) Teheccüd’e kalk. Umulur ki Rabbin sende MAKAM-I MAHMUD’u ba’s eder.” (İsra-79).
Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem’e bir öneri: Gecenin bir kısmında yararını göreceğin Kur’an’la teheccüdde ol. Umulur ki, Rabbin Sende Makam-ı Mahmud’u ba’s eder. Sizinle Makam-ı Mahmud’u çok konuşmadık, ileride nasib olursa konuşuruz. Ezanın peşine okuduğumuz salâvatı anlatırken de daha çok Tam Davet’i, Salâtın ve Tam Davet’in Sahibi manalarını paylaşmış, Makam-ı Mahmud’a çok az değinmiştik. Nasib olursa paylaşırız.
“SANA NASIL KOLAY GELİYORSA
ÖYLE YAP, YETER Kİ YARARLAN”
Müzzemmil-20’den anlaşılıyor ki bir KOLAYLIK öneriliyor: Gecenin sana kolay gelen bir vakti, Kur’an’dan da sana kolay gelecek kadar! Bu tüm ibadetlerimiz için de önemli bir kuraldır. Mesela zikrullah amaçlı yaptığınız esmalar ve dualarda kolay gelecek şekilde yapmak önemlidir. Bu işleri sıkılarak, “bir tamamlansa” düşüncesiyle yapmamak gerekir. Sıkılmaya başladığınız an yararlanma bitti demektir! Evi temizliyorsanız sıkılsanız da temizler bitirirsiniz, bir evrakı sıkılsanız da tamamlarsınız; ama beyin işi öyle değildir, sıkıldığınızda kapanır. O Huzur Hali’yle açıktır; Kalb’in huzurlu, mutmain olması gerekir. Bu yüzden şimdi göreceğimiz hedef o kadar önemli ki! O hedefe, bu işi oflayıp puflayarak, sıkılarak, kendinize işkence ederek ulaşamazsınız. Bu nedenle, “sana nasıl kolay geliyorsa öyle yap, yeter ki yararlan” deniyor. Küçücük de olsa yararlanabilmen için sana kolay gelen şekli ve gecenin sana kolay gelen vaktini yakala. Kur’an’dan da sana kolay gelen miktarı, kolay gelen yeri incelemeye çalış. Çünkü:
Nefs-i Levvame’ye hazırlanabilmen için, yani ahiretin için korunman gerekeni bilmen, korunmanın yöntemini fark edebilmen ve anlayabilmen için; Hakikati hatırlatıcı olarak kolaylaştırılmış olan Kur’an’ı tefekkür ederek, acele etmeden, sana kolay gelecek miktarda okumalı, bu hali salât ile ikame etmelisin. Nefs-i Levvame’ye hazır olabilmen için ve ahiretin için nelerden korunman lazım? Bu korunmanın yöntemleri nedir? Bunları öğrenmelisin. Onları anlayabilmek için; “Hakikati hatırlatıcı olarak kolaylaştırılmış olan Kur’an’ı tefekkür ederek, acele etmeden, sana kolay gelecek miktarda oku, bu hali salât ile ikame et” deniyor. Demek ki, geceden (vereceği idrak açılmasından) yararlanmanın bir hedefi de Nefs-i Levvame’ye hazırlanmak! Değişik bir hayat tarzı başlayacak, Kur’an sizi ona hazırlıyor. O hayat tarzına birdenbire giremezsin, senin dünyadaki yapın ona birdenbire adapte olamaz, kavrayamaz. Hazırlanmalısın, idrakını hazırlaman gerekiyor. İdrakınla beraber idrakına uygun vücud kimyasını da oluşturman gerekiyor! Onun için bu çalışmaları yapman ve geceden yararlanman lazım. Ama sen Nefs-i Levvame’ye hazırlanman için ve ahiretin için nelerden korunman gerektiğinin farkında değilsin! Onları ve onlardan korunmanın yöntemlerini öğrenebilmen için Kur’an’ı tefekkürle, manayı düşünerek ve “burada benim için ne var acaba?” diye telaş ederek, acele etmeden, sana kolay gelecek miktarda OKU. Bu hali salât ile ikame et. Kur’an kendisini; “hakikati hatırlatıcı olarak kolaylaştırılmış” diye tarif ediyor. Evet; hakikati hatırlatıcı olarak kolaylaştırılmış olan Kur’an’ı tefekkür ederek, “bana ne öneriyor acaba?” diye merak ederek sana kolay gelecek miktarda oku ve yakaladığın bu hali salât ile ikame et! Bu, “o anda salât ikame et, seccadeye git” demek değildir…
NAFİLELER VE YÜKSEK MÜKÂFATLARIYLA
BİZİM “HAŞYET” ÜZERE KALMAMIZ,
“HUŞU” İLE YAŞAMAMIZ TEŞVİK EDİLMİŞTİR
Önceki yazılarımızda paylaşmıştık; “SALÂTI İKAME ET” demek “salâtta edindiğin hali seccadeden kalkınca yaşantına ikame et” demektir. İKAME ETMEK adres oluşturmaktır, yer belirlemektir, yer ettirmektir. Seccadeden kalktıktan sonra duygu ve düşünceleriniz salâttan kopuyorsa henüz salâtı ikame edemiyorsunuz demektir. Salâtı ikame etmek; salât hareketleri tamamlandıktan sonra (fiillerinize) edindiğiniz huşu ile devam etmektir. Akıllı insan bunu takip eder: “Ben salâttan kalktıktan sonra huşumu ne kadar koruyabiliyorum?” diye kendini hesaba çeker. Eğer, “ben yaklaşık bir saat o huşuylayım, sonra tekrar dalıyorum” diyorsan bir saat sonra tekrar salât ikame etmelisin. Oraya mutlaka bir nafile BUL ve YAP! Bu yüzden İşrak, Kuşluk gibi değişik vakitlere ait nafileler vardır, onlarla insanlar huşularını korumaya teşvik edilmiştir. Oralara büyük mükâfatlar konularak insanların huşuyu yakalamaları ve bunu hayatlarında ikame etmeleri, huşu ikamesinden kopmamaları istenmiştir. Nafileler ve yüksek mükâfatlarıyla bizim “haşyet” üzere kalmamız, “huşu” ile yaşamamız teşvik edilmiştir. Örneğin işrak vaktinde salât için Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem üç defa söyleyerek; “tam, tam, tam bir Hac ve Umre sevabı alırsınız” buyuruyor. Böyle bir mükâfatla o nafileye teşvik ediliyoruz. Huşu devam etsin, Haşyetullah depolayabilelim. Salâtta daha sonra kullanılmak üzere Haşyetullah depolayamazsak salâtı ikame edememiş, o fırsatı değerlendirememiş oluruz…
“SEN BÖYLE YAPARSAN BİZ SANA VERECEĞİZ”
Ayet “gece kalkın” dedi, siz de kalkıp ikame ettiniz. Böyle yapınca ne olacak? O zaman: “Muhakkak ki; Biz, sana bu yolda gereken bilgiyi ve onun halini şuurunda yaşatacağız.” Biraz sonra ayetlerde de dikkatimizi çekecek, çok önemli şeyi bir örnekle not edelim: Birisine bir çalışma öneriyorsunuz, “matematiğin şu konusunu çalışırsan şu sonuca varacaksın” diyorsunuz. Dikkat edilecek nokta, bu yolda böyle düşünmenin doğru olmadığıdır. Bu incelik, bu Yol Haritasındaki çok önemli bir ayrıntıdır: “Gece kalkar, sana kolay gelen bir zamanda kolay gelen miktarda tefekkür ederek Kur’an okursan, hatta bu Kur’an’ı salâtta okursan, sonra bunu hayatına ikame edersen şunu bulacaksın” denmiyor. “Sen böyle yaparsan BİZ SANA VERECEĞİZ” deniyor. Bu işin temelini oluşturan önemli bir kuraldır, sizi muhtariyetten kurtarmak üzere çok önemli bir kuraldır. Aksi halde, “ben yaptım, ben elde ettim” der, muhtariyetine bağlanır kalırsın. Bu ayette; “Var Olan halinle hiçbir şey elde edemezsin” deniyor: Böyle yaparsan muhakkak ki, Biz sana bunu vereceğiz. Bir diğer yanı da “kesin” olmasıdır. Ayet; “biz sana bu yolda gereken bilgi ve hali şuurunda yaşatacağız, bunu kesinlikle vereceğiz!” diyor. Ayetin muhatabı şimdi bizler olduğumuza göre, ayete muhatap olan herkese göre verilecek farklı bir şey vardır. Ayet Efendimiz’i muhatap aldığında O’nun Nebi ve Rasullüğüyle ilgili O’na verilecek, yaşatılacak şey vardır; bizim muhataplığımızda da bize yaşatılacak, bize verilecek bir hal vardır…
NEFS-İ LEVVAME’YE NEDEN YEMİN EDİLİYOR?
Euzü Billahi mineş şeytanir raciym Bismillahir Rahmanir Rahiym. “La uksimu Biyevmil kıyameti ve la uksimu Bin’nefsil levvameh: Kıyamet Günü’ne yemin ederim. Ve Nefs-i Levvame’ye yemin ederim.” (Kıyamet; 1, 2)
Yemin var! Ayetlerdeki yemin ifadeleri çok önemli ve burada Kıyamet Günü ile Nefs-i Levvame’ye yemin var. Surenin ikinci ayeti Nefs-i Levvame’yi çok önemli buluyor, ona yemin ediyor, lütfen onu önemseyin. Ama bu işle meşgul olanlar Nefs-i Levvame’yi hiç önemsemiyor, geçip gidiyorlar. Allah “Nefs-i Levvame’ye kasem ederim” demesine rağmen bu işin anlatıldığı yerlerde Nefs-i Levvame hemen iki satırla geçiliyor. Tarifi bile net yok! Büyük bir çelişki değil mi? Nefs-i Levvame siz yaşadıkça devam edecek çok önemli bir haldir, bu yüzden Allah ona yemin ediyor…

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER