Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Hayriye Caner
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Şifalı aşure geleneği ve Sultan Divani

Hayriye Caner 22 Eylül 2018 Cumartesi 11:57:23
 

Dün Afyonkarahisar’ın 500 yıllık geleneğini bir kez daha yaşadık. Mevlana’nın 7’nci kuşak torunu Sultan Divani Mehmet Çelebi’nin 5 asır önce başlattığı ’40 Hatimli 40 Kazan Aşure’ geleneği kapsamında 40 kazan aşure dağıtıldı Mevlevi Camii’nde.
İslam alimi Mevlana’nın 7’nci kuşak torunu Sultan Divani Mehmet Çelebi’nin Afyonkarahisar’daki halka aşure dağıtmasıyla başlattığı gelenek, bugün de sürdürülüyor. Afyonkarahisar Belediyesi yemekhanesinde hazırlanan aşure, cuma namazının ardından Mevlevi Camii avlusunda törenle dağıtıldı.
SULTAN DÎVÂNÎ (DÎVÂNE MEHMED ÇELEBİ) KİMDİR?
Sultan Veled ve Ulu Ârif Çelebi’den sonra Mevlevîlik tarîkatine mühim hizmetlerde bulunan bir diğer isim de, Dîvâne Mehmet Çelebi’dir. Yani Sultan Divani…
Doğum tarihi ile ilgili net bir bilgiye sahip olmamakla beraber,1448 veya 1471. tarihlerinden birinde doğmuş olmasının kuvvetli bir ihtimal olduğunu söyleyebiliriz.
Afyonkarahisar bölgesi,13. yüzyılda Germiyanoğulları beyliğine bağlı idi. Germiyanoğlu Bey’i Mehmet Bey, Hz. Mevlâna ve Mevlevîliğe karşı muhabbeti olan bir devlet idarecisidir. Bu muhabbetin neticesinde, oğlu Süleyman Şah’a, Sultan Veled’in kızı (Hz.Mevlâna’nın Torunu), Mutahhara Hatun’u almış ve Çelebi sülâlesi ile akrabalık kurulmuştur.
Sultan Dîvânî (Dîvâne Mehmed Çelebi)’nin şeceresi; Hz.Mevlâna Oğlu, Sultan Veled Kızı Mutahhara Hatun Oğlu, Hızır Oğlu,Muhammed Paşa Oğlu, Ahmed Paşa Oğlu, Bâlî Çelebi Oğlu, Dîvâne Muhammed Çelebi şeklindedir.
Mehmet Çelebi çok güzel semâ ettiği için babası tarafından “Semâî” lakâbı verilmiş, kendisi de şiirlerinde “Semâî” mahlasını kullanmıştır. Kendisine “Dîvâne” de denmiştir. Bu Farsça sıfat, “Hak yolunda kendinden geçen, aklını kaybeden, ilâhî aşkın etkisiyle hayrete düşen, şaşırıp kalan” anlamlarını içermektedir. Yaygın olarak kullanılan diğer lâkabı “Dîvânî”nin ise; Timur tarafından Semerkand’a götürülen, daha sonra da Şah İsmail’ce Tebriz’e nakledilen Mevlâna’nın Eseri “Dîvan-ı Kebir”i rüyasında gördüğü Hz. Mevlâna’nın manevî işaretiyle Tebriz’e gidip getirmesinden dolayı verildiği düşüncesi hakimdir.
Sadık müridi Muğlalı İbrahim Şâhidî Dede’nin anlattığına göre Sultan Dîvânî; rind meşrep, coşkun ve cezbeli bir mevlevîdir. Muğlalı İbrahim Şâhidî Dede; mürşidi ile yaptığı seyahatleri kayda geçirerek, türünün ilk örneği olan (ilk edebî seyahatnâme) “Gülşen-i Esrâr”ı yazmıştır. Afyonkarahisar Mevlevîhânesi’nin hem şeyhi, hem dervişi olan Dîvâne Mehmet Çelebi “Sultan Dîvânî” adıyla anılmıştır. Onun sultanlığı, gönüller sultanlığıdır.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER