Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

TAKVA SAKINMAK/KORUNMAK DEMEKTİR – Kocatepe Gazetesi

Muharrem Günay 30 Temmuz 2016 Cumartesi 10:50:23
 

Takva kelimesi hadislerde sözlük anlamıyla ‘çekinmek, sakınmak, korkmak’ manalarında geçmektedir.
Peygamberimiz (sav) buyuruyor ki:
“Benden hadis rivayet etmekten ittika edin (sakının); ancak (benim sözüm olduğunu kesin olarak) bildiğiniz hadisleri rivayet edebilirsiniz…” (Tirmizî, Tefsir/l, Hadis no: 2951, 5/199.)
“Sizden biriniz (din) kardeşiyle vuruşursa, yüzüne vurmaktan sakınsın (ittika etsin).” (Müslim, Birr/32, Hadis no: 2612, 4/2016)
Aynı fiil kökünden gelen ‘vâk’ kelimesi, koruyan, çekinen, himaye eden demektir. Kur’an bunu Allah’a nisbet ederek kullanıyor.
“Dünya hayatında onlar için azab vardır, ahiret azabı ise daha zordur. Onları Allah (ın azabın)’tan koruyacak bir kimse (vâk) yoktur.” (Ra’d: 13/34. Ayrıca bak. Ra’d: 13/37, 40 Ğafir/21.)
‘Takva’, ‘ittika’nın ismidir ve sözlük anlamı olarak, nefsi korktuğu şeyden korumaya almak, sakınmak anlamına gelir. (Müfredat, s. 833.)
Başka bir deyişle, kuvvetli bir himayeye girmek, korunmak, kendini bir şeyle koruma altına almak demektir.
Kur’an, ‘takva ve ittika’ kelimelerini sözlük anlamına yakın manalarda da kullanmaktadır. Birkaç âyette bunun örneklerini görebiliriz:
“Kim nefsinin bencil tutkularından ‘ittika ederse, korunursa’, işte onlar, kurtuluş bulanlardır.” (Teğabûn: 64/16 ve Haşr: 59/9.)
“Artık Allah da onları böyle bir günün şerrinden korumuş ve onlara parıltılı bir aydınlık ve sevinç vermiştir.” (İnsan: 76/11.)
“Kâfirler için hazırlanmış cehennem ateşinden ittika edin (korunun).” (Âl-i İmran: 3/131; Bakara: 2/24.)
Burada takva, ateşe nisbet edilerek, kendini ateşten korumak, ateşe düşmekten sakınmak manasında kullanılmıştır.
“Ve hiç kimsenin, hiç kimse adına birşey ödemeyeceği, hiç kimseden bir şefaatin kabul edilmeyeceği ve hiç kimseden bir fidye alınmayacağı ve yardım görülmeyeceği günden ittika edin (korkup sakının).” (Bakara: 2/48, 123. Bir benzeri Bakara: 2/281.)
“Kıyamet günü o kötü azaba karşı yüzünü kim koruyabilecek? Ve zalimlere ‘Kazanmakta olduğunuzu tadın’ denmiştir.” (Zümer: 39/24.)
“Ey iman edenler, kendinizi ve aile fertlerinizi cehennem ateşinden koruyun.” (Tahrim: 66/6.) Hz. Ali (r.a) bu âyetle ilgili olarak, “Yani aile fertlerinize ‘hayır olan şeyleri’ öğretin, (böylece onları cehennem ateşinden korumuş olursunuz).” demiştir. (Hâkim’den, nak. Et-Terğîb ve’t Terhîb, 1/96.)
Müslümanlar bazen şöyle dua ederler: “…Rabbimiz, şüphesiz biz iman ettik, artık bizim günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru…” (Âl-İ İmran: 3/16. Bir benzeri Bakara: 2/201.)
Burada ‘vekâ’ fiili istek kipi hâlinde ve daha çok sözlük manasında kullanılmıştır.
Bazı hadislerde de takvanın çekinmek, korunmak, tedbir almak, iki şey arasına engel koymak anlamlarında kullanıldığını görüyoruz. (Meselâ bak. Nesâî, İmame/33, 2/73.)
Ebu Hureyre’nin (r.a) rivayetine göre Peygamberimiz (s.a.v) demiştir ki: “Kim, iki dudağının ve iki bacağının arasının şerrinden Allah’a karşı ittika ederse (korkup sakınırsa) cennete girer.” (Tirmizi, Zühd/60, Hadis no: 2408, 4/606.)
Ebu Said el-Hudrî (r.a)’nın rivayet ettiğine göre Peygamberimiz (s.a.v) şöyle demiştir: “Şüphesiz ki dünya (hayatı) tatlıdır, yeşildir. Allah (cc) sizin nasıl amel işleyeceğinize bakmak için sizi orada halifeler kıldı. Dünyadan ittika edin (dünya hayatına kapılmayın), kadın tutkusundan da ittika edin (kendinizi koruyun). Çünkü İsrailoğullarının ilk fitnesi kadın tutkusundan olmuştu.” (Müslim, nak. Riyazü’s-Salihîn, Mısır, 1357-1938. s. 51)
Ebu Hureyre(r.a)’den rivayette Peygamberimiz (sav) buyurdu ki: “İmam (Müslüman yönetici) kalkan gibidir, onunla (düşmana karşı) savaşılır, onunla ittika edilir (korunulur). O eğer Allah’tan ittika etmeyi (korkup sakınmayı) emrederse ve adaletli olursa bu onun için ecir olur. Bunun dışında (şer olan şeyleri) emrederse bu da onun için günah olur.” (Müslim, İmâre/10, Hadis no: 1841, 3/1471. Nesâî, Biat/30, 7/139. Buhari, Cihad/109, 4/60. Müsned, 2/523, nak. M. Müfehres, 7/297.)
Peygamberimizin bir cenaze için, “…Yarabbi, onu kabir ve ateş (cehennem) azabından koru…” şeklindeki duasında ‘ittika’nm sözlük anlamıyla kullanıldığını görüyoruz. (Nesâî, Cenâiz/77, 4/59. Ebu Davud, Cenâiz/56, Hadîs no: 3202, 3/211. İbni Mace, Cenâiz/23, Hadis no: 1499, 1/480. Müsned, 3/491. 4/127, 6/23, nak. M. Müfehres, 7/295) İttikanın bir hadiste sözlük anlamıyla, ilaçla tedavi olarak hastalıktan korunma anlamında kullanıldığını görüyoruz. (Tirmizî, Tıb/21. Hadis no: 2065, 4/399)
Kur’an takvayı, Allah’tan hakkıyla korkup sakınmak, kendini itaatle korumak, O’nun cezasından çekinerek ve günahın kazandıracağı kötü sonuçtan ürkerek O’ndan sakınmak anlamında kullanıyor. Takva tavsiyesinin temelinde de bu sakındırma fikrinin var olduğunu söyleyebiliriz. Esasen Kur’an, Allah’tan ittika etmeyi hem O’nun azabından sakınmak, hem O’na itaatle kendini dünyada ve ahirette istenmeyen şeylerden korumaya almak, hem de âlemlerin Rabbine karşı, O’nun ilâhlığı karşısında kul olma sorumluluğu ile hareket etme şuuru manasında kullanmaktadır. Ancak bu anlam yerine göre bazen korku unsurunu daha çok ön plâna çıkarıyor, bazen de sakınma ve ona göre tedbir alma unsuruna vurgu yapıyor.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti