Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Yılmaz DÜNDAR

TALİP’İN NEFS-İ LEVVAME KAPSAMINA GİREBİLMESİ

Mustafa Yılmaz DÜNDAR 24 Mart 2018 Cumartesi 12:16:40
 

– 138-
Bugünkü paylaşım bugüne kadarki tefekkür paylaşımlarının belki en önemlisi olabilir, önemi işleyeceğimiz konudan kaynaklanıyor. Dün hafif bir giriş yapmıştık, konumuz Nefs-i Levvame. Sizinle ilk kez bir nefs halini detaylı ele alıyoruz. 14. Tefekkür Sayfamızda konu özet olarak var. Şimdi onu genişleterek anlamaya çalışalım.
SİSTEMDEN OKUMANIN BİR ŞARTI VARDIR;
 “BİSMİLLAH” DİYEREK OKUMAK!
Kur’an-ı Kerim’in bize vermiş olduğu ana mesaj budur; örtücü ilah cennete giremez. Esas mesaj bu! Dolayısıyla, Kur’an-ı Kerim’de “A” Takdim Formu “BEN” yaşantısıyla ilgili şifreler arayanlar yanlış işle meşguller demektir. Biz bu nedenle onlara “şifreli tanrı” demiştik. Kur’an’da tek mesaj, bir mesaj vardır: Örtücü ilah cennete giremez! Bu mesajı “Bismillah” diyerek sistemden okumak gerekiyor. Bu mesajı “Bismillah” diyerek okuyan veya okuyandan okuyan ne yapar? Bunu göreceğiz, ama önce şunu belirtelim: Sistemden okumanın bir şartı vardır; “Bismillah” diyerek okumak! Sistemin bize sunduğu bilgi paketi olan sünnetullahtan “örtücü ilah cennete giremez” mesajını okuyabilmek için, yani sistemde bu gerçeği görebilmek için okumaya Bismillah diyerek başlamak gerekiyor. Çünkü sadece “okumak” yetmiyor. İkra Suresi’ni hatırlarsanız orada “oku” demiyor, “Bismi Rabbike oku!” diyor: “İkra’ Bismi Rabbik ellezi halak; yaratan Rabbinin adıyla oku.” İdrak ilerlediğinde bu meal “adına oku” olarak değişir. Ama her halükarda ayet “OKU” demiyor, “Rabbinin Allah’ın adıyla OKU”mayı öneriyor. Neden? Çünkü ancak öyle okursak anlayabiliriz. Ancak o zaman anlayabiliriz.  
“ÖRTÜCÜ İLAHLIK”TAN
 KURTULUNCA NEFS-İ
LEVVAME BAŞLAR
Sizinle kuantum fiziğinin bazı konularını ve hologramı detaylı olarak paylaşmadık. Holografik evren anlayışı içinde yetişen bilim adamlarının evrene bakınca gördükleri (okudukları) holografik yapıyı bizim onlar gibi görmemiz çok mümkün değil. Hatta başlangıçta biz, onların evrenden okuduklarını okuyoruz, o konuda biz de okuyandan okuyoruz. Holografik evreni bizim birbirimizi görmemiz gibi gören, anlayan ve bunu bilimsel yöntemlerle kanıtlayan, bir hipotezken teori haline getiren bilim adamları, buna rağmen gördükleri bu gerçekle “Allah vardır ve Ehad’dır” diyemiyorlar, bir şeyleri okudukları halde bunu demiyorlar. Hâlbuki onların sundukları bilgileri okuyan talib “Allah Ehad’dır” diyebiliyor. Onların sundukları bilgileri okuyan, okurken “Bismillah” diyerek okuyorsa “Allah Ehad’dır” diyor. Ama onlar sistemi “Bismillah” diyerek okumadıkları için okuduklarından vardıkları sonuç “Allah” olmuyor. Demek ki sistemden “örtücü ilah cennete giremez” mesajını görebilmek için sistemi okumak lazım, ama okurken veya okuyandan okurken “Bismillah” idrakinde olmak lazım! Bismillah diyerek sistemi okuyan görür ki La ilahe illallah: Örtücü ilah cennete giremez. Böylece anlar ki örtücü ilahı zihninden, hayatından, bildiği her şeyden “La” süpürgesi ile süpürmelidir. Çünkü örtücü ilahlık onun cennete girmesini engelleyen kavram. Bunu süpürmesi, yok etmesi gerekiyor. Bu iş için kullanılan süpürge “Lâ” süpürgesidir. Bu yüzden, “La ilahe illallah” diyerek öncelikle “örtücü ilahlık” olmak üzere bütün örtücü hallerden rahatsız olan talib bir müttaki olarak Nefs-i Levvame kapsamına girmiş olur. “Özellikle örtücü ilahlık olmak üzere, bütün örtücü haller” ifadesinden anlıyoruz ki örtücü ilahlıktan başka örtücü haller var. Talib özellikle ve öncelikle örtücü ilahlıktan rahatsızdır, ama bütün örtücülüklerden de rahatsızdır. Diğer örtücülükler nelerdir, göreceğiz. Bütün örtücü hallerden rahatsızlık duyan, örtücü haller sonucu görülen fikir, inanış ve davranışların pişmanlığını yaşayan talib bir müttaki olarak Nefs-i Levvame kapsamına girmiş oluyor. Bu cümlede “talib” tarif edilmektedir. Talib, örtücü ilahın cennete giremeyeceğini fark eden ve örtücü ilahtan kurtulmak için “La ilahe illallah” Kelime-i Tevhidi’ni yöntem edinendir. Talib hem örtücü ilahtan hem de örtücü ilahlık yüzünden meydana çıkan fikir, inanış, hal, hareket ve davranışlardan rahatsızdır. Onlardan pişmanlık duyduğu bir hayatı yaşar. Bu hali yaşayan ve örtücülükten kurtulmak için çaba sarf eden ancak talibdir. Talib zaten kurtulmaya talibdir. O, böylece bir müttaki olarak fark eder ki kurtulmak için korunmak lazım! Neden korunmak gerekir? Örtücü ilahtan! Örtücü ilah kavramından! Ancak böyle davranılırsa müttaki olunur ve bu haliyle kişi nefs-i levvame kapsamına girmiş olur, nefs-i levvame böyle başlar.
“BEN” BİLİNCİNİN FONKSİYONSUZLAŞMA
Talibin nefs-i levvameye başlarken rahatsızlık ve pişmanlık duyduğu haller, oluşturduğu sebep sonuç ilişkileri daha sonra da hep aynı olmaz. İdrak yolunda seyr-i sulukta ilerledikçe rahatsızlık duyduğu, pişman olduğu haller, manalar, kavramlar değişmeye başlar. Yani nefs-i levvameye başlarken “rahatsızlık ve pişmanlık” kapsamında tanımladığı olaylarla, daha sonra rahatsızlık veya pişmanlık diye tanımladığı olaylar farklılaşır.
“A” Takdim Formu “BEN” Bilinci ve “B” Takdim Formu “BEN” Bilinci’nin fonksiyonsuzlaşma seyri, ancak; Nefse Zulüm olan “örtücü ilah”lığı fark edip, bu halin pişmanlığının yaşanmasıyla başlar.”
Cümlenin ilk kısmında Nefs-i Levvame sürecini tarif etmiş olduk: “A” Takdim Formu “BEN” bilincinin ve “B” Takdim Formu “BEN” bilincinin fonksiyonsuzlaşma süreci Nefs-i Levvame sürecidir. Bu sürecin iki aşaması vardır. İlk aşamada yapılması gereken “A” Takdim Formu “BEN” bilincinin fonksiyonsuzlaşmasıdır. O olmadan olmaz! İkinci aşama “B” Takdim Formu “BEN” bilincinin fonksiyonsuzlaşması sürecidir. “B” Takdim Formu “BEN” bilincinin fonksiyonsuzlaşma sürecinde o “BEN”in tükenişi vardır, o tükenmeye başlar. Bu ne demektir, onu göreceğiz.
“Bilinç” derken ne kastettiğimizi biraz açalım. Bilinç, Kendini Hissetme Duygusu’nun kendisini ne sandığıdır. Buraya çok dikkat ediniz: Ehad ve Samed vasıflı olan Kendini Hissetme Duygusu’nun cüz yapıda kendini ne hissettiği onun oradaki bilincidir. Bilinci iyi anlayıp fonksiyonsuzlaştırabilmek için onu iki kısım olarak ele alıyoruz:  “A” Takdim Formu “BEN” bilinci, “B” Takdim Formu “BEN” bilinci. İki farklı “BEN” bilinci var: “A” bilinci, “B” bilinci. Eğer kişi “A” bilincini “B” bilincinden ayırt etmez, bunu fark etmez ve “A” bilincini öncelikle yok edemezse bu işin başarılabilmesi mümkün değildir.

“Örtücü İlah”ın cennete giremeyeceğini, “Bismillah” diyerek sistemden “OKU”yan veya “OKU”yandan okuyan ve “La ilahe İllallah” diyerek, öncelikle “örtücü ilahlık” olmak üzere bütün örtücü hallerden rahatsızlık duyan, örtücü hallerin sonucu görülen fikir, inanış ve davranışların pişmanlığını yaşayan TALİB, böylece; bir müttaki olarak Nefs-i Levvame kapsamına girmiş olur.”

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER