Nöbetçi Eczaneler
17 Eylül 2014 Çarşamba 03:00:00 İscehisar Belediye Başkanı İsmail Bayram hayatını kaybetmişti. Basın mensupları olarak öğle namazına müteakip kılınacak cenaze namazının fotoğraf ve görüntüsünü çekmek için İscehisar’a gittik.
Merhum Belediye Başkanı İsmail Bayram için önce Belediye önünde, ardından da Ulu Camii’de cenaze töreni düzenlenmişti.
Belediye’deki törende bizim için bir sıkıntı yoktu; Ulu Camii’de ise naaşın ilerisinde bir yerden fotoğraf çekmemiz gerekiyordu. “Olay yeri”nden uzakta kaldığımız için gülmeyi, hatta belki de kahkaha atmayı kendimize hak görmüştük.
Basın mensuplarının bulunduğu bölüm, bir süre sonra gülüşmelerden geçilmiyordu.
Cenaze boyunca, gazetecilere herhangi bir müdahalede bulunan olmadı.
Ama, cenazenin olduğu bir ortamda, bu cenazeyi haber yapmak için gelen gazetecilerin lakayt davranmaları, dikkatlerden kaçmamıştı.
Merhum büyüğümüz İbrahim Küçükkurt da oradaydı.
İsmail Bayram, bir Cumartesi hayata gözlerini yummuştu. Defin işlemi de yine aynı Cumartesi gerçekleşmişti.
İscehisar’dan Afyonkarahisar’a döndükten sonra Gazeteniz Kocatepe’nin Gazlıgöl Caddesi’ndeki binasına gittim. Yukarı kata çıktım, fotoğrafları bilgisayara aktardım.
Benden sonra, büyüğümüz merhum İbrahim Küçükkurt da gazeteye gelmiş.
Aşağıya indiğimde selâm verdim, selâmımı aldı. Sesinde hiçbir sertliğe yer vermeden şöyle dedi:
“Evladım, siz cenazeye gidiyorsunuz. Ama cenaze evini hiç düşünmüyorsunuz. İnsanlar orada üzülüyor, siz gülüyorsunuz. Ayıp olmadı mı?”
Rahmetli İbrahim Amca, dövseydi bu kadar canım acımazdı.
Haksız mıydı?
Elbette haklıydı.
O uyarıdan sonra ne zaman bir cenaze törenine katılsam, İbrahim Amca’nın dedikleri gelir aklıma.
Afyonkarahisar Berberler ve Kuaförler Odası’nın 13 üyesinin elim bir trafik kazasında vefat etmeleri nedeniyle şehirde birkaç gündür yas havası hâkim.
Biz de basın mensupları olarak, hayatını kaybeden berberlerin cenaze törenlerine gidiyoruz, meslektaşlarına başsağlığı dilemeye çalışıyoruz.
Ancak zaman zaman, yaptığımız işe yabancılaşıyoruz, ya da sıradan bir iş olarak görüyoruz.
Aslında hiçbir ölüm “sıradan” değil, bunu unutuyoruz.
Bu unutkanlıkla çalıyoruz Berberler ve Kuaförler Odası’nın kapısını…
“Başınız sağolsun” derken yüzümüz gülüyor, sanki tuttuğumuz takım gol atmış gibi bir renk geliyor sesimize.
Başta kendimi, sonra meslektaşlarımı bu konuda eleştiriyorum.
Taziye adabına dikkat etmek, habercilik görevi değil ama, insanlık vazifesi.
10 DAKİKA ÖNCEDEN GİDİN
Merhum büyüğümüz İbrahim Küçükkurt’un öğütleri, “uyanı kurtaracak” türdendi. İbrahim Amca, vakit konusunda titizdi. Bize, “Bir kişi ile görüşmek için randevu aldığınızda, randevu saatinden 10 dakika önce sözleştiğiniz yerde olun. Bundan zarar görmezsiniz. Ama randevunuza geç kalmak doğru bir hareket olmaz” derdi.
İŞÇİLER BİRLİK OLURSA…
Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, Harb-İş Afyonkarahisar Şubesi’nin 15’inci Olağan Genel Kurulu’nda kısa ama önemli bir konuşma yaptı. Çoban, merkez siyasetçilerde alışık olmadığımız biçimde işçilere seslendi ve şu ifadeleri kullandı:
“İşçilerimiz, sendikalarımız birlik ve beraberlik içinde olduğu müddetçe bence aşamayacakları engel yoktur. Kazanamayacakları değer yoktur.”
DEMİRKIRKAN BİLGİLENDİRDİ
4 eğitim sendikasının Afyonkarahisar’daki eyleminde CHP Merkez İlçe Başkanı Kemal Demirkırkan’ın olmadığını yazmıştım. Demirkırkan, her zamanki nazik üslubuyla konuya açıklık getirdi. Buyrun, okuyalım:
“Benim kızım yatay geçiş yapıyordu, yaptı da. Onun sınavı için İstanbul’a gittim. Bulunduğumuz okulla bağdaşamadık, başka bir okula gitmek için de dil sınavını vermesi gerekiyordu. O sınavda kızımın yanında olmak için eyleme katılamadım.”
TRAFİK İÇİN İSTİKRAR ŞART
Berberler ve Kuaförler Odası’nın 13 üyesinin Antalya’ya giderken trafik kazasında yaşama veda etmeleri, “trafik” meselesini yine gündeme getirdi.
Afyonkarahisar’da 3-4 yıldır Güvenli Trafik Projesi uygulanıyor. Proje çerçevesinde, emniyet kemeri takılması, dikkatli seyir, hız sınırlarının aşılmaması gibi propagandalar yapılıyor. Tabir-i caizse “saman alevi” gibi kampanyalar, belirli süre başarılı olsa da, tekrar edilmedikçe unutuluyor.
Emniyet kemeri kullanımının yaygınlaştırılması için hazırlanan kampanya, buna somut bir örnek. Bir süratle girişilen kampanya çerçevesinde il protokolü dahi makam araçlarında emniyet kemeri takarak poz vermiş, “Bu şehirde herkes emniyet kemeri takıyor” diye haberler, yorumlar yazmıştık.
Ne yazık ki gerisi gelmedi.
Oysa vatandaşlar bilmeli ve fark etmeli ki emniyet kemeri, cezadan kurtulmak ya da üst makamlara şirin görünmek için değil, hayatı korumaya vesile olması için takılır.
Güvenli Trafik Projesi İl Koordinatörü Prof. Dr. Hüseyin Akbulut, trafik bilincinin gelişmesinin, “istikrar”la doğru orantılı olduğunu söylüyor. Haklı.
Kampanyalar, saman alevi gibi olmaktan ziyade, genel bir tavır içinde sürdürülmeli.
SÜRÜCÜ ADAYLARI UNUTULMASIN
Güvenli Trafik Projesi’nin yanı sıra Afyonkarahisar Valiliği de kentin trafik sorununu çözmek için proje hazırlıyor. Bu proje, yaptırımlardan ziyade eğitimi ve teşviki esas alacak. Valilik’in hazırlayacağı projede, sürücü adayları ve ehliyet kursları da unutulmamalı. Gerekirse emniyet kemeri simülatör arabasıyla, her sürücü adayı ehliyet sınavından önce emniyet kemerinin önemini kavramalı. Eğitimler, kâğıt üzerinde değil, uygulama ağırlıklı olmalı.
TRAFİK IŞIKLARI… KİMİNE YEŞİL, KİMİNE KIRMIZI
Afyonkarahisar-İzmir Karayolu’nda, İzmir istikametinden geliş yönünü gözünüzün önüne getirin. Bu görüntüye bir de Kolaylı Dinlenme Tesisleri’nin yanından geçen servis yolu ve Erkmen bağlantısını koyun.
Buradaki trafik ışıkları hiç dikkatinizi çekti mi?
Özellikle Erkmen tarafından anayola bağlantı yapılan bölümde hangi ışık, kime yanıyor?
Göz yanılmasına ve tereddüde neden olacak ışık düzenlemeleri kaldırılırsa, sürücüler kaza yapmadan, rahat rahat yolculuk edecekler.
