Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murat Arısoy
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Yerli bayramlar – Kocatepe Gazetesi

Murat Arısoy 5 Kasım 2011 Cumartesi 02:00:00
  “İthallerden mürekkep” bir ülkeye doğru yol alıyoruz.
Kanun Hükmünde Kararnamelerimiz var, ne güzel.
Sağlık Bakanlığı’nın teşkilat yapısıyla ilgili bir Kanun Hükmünde Kararname çıkardık, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan doktorların ve hemşirelerin de Türkiye’de çalışabilmesinin önünün açtık.
Kötü bir hayal olacak ama bu işin sonu ne-reye varır, Kurban Bayramı üzerinden düşünelim:
Kurban Bayramı’nda kesilen hayvanlar ithal.
Kurban Bayramı’nda kesilen hayvanlar ithal olur da bıçak ithal olmaz mı?
Gidişimiz, kesim yapan bıçağın da ithal olması yönünde.
Eh, kesilen hayvan ile kesen bıçak ithal olur da kesim işlemi yapan kasap yerli mi kalır?
Onu da ithal ediveririz bir ülkeden.
Kesim işlemindeki “ithalat” süreci tamamlandıktan sonra olumlu kurgu ve olumsuz kurgu yapalım.

Olumlu kurguya göre ithal hayvanı, ithal bıçakla kesen ithal kasap, etleri ithal kaplara koyar. İthal kaplardaki etler, ithal araçlarla, ithal mimarların ithal bilgisayar programlarıyla çizdikleri ithal tuğla ve betondan yapılan evlere götürülür. Evlerdeki kurban sahipleri, ithal tencere ve tavalarla bu eti pişirir…
Aaa, bakın ne unuttuk?
Evde ekmek kalmamış… Hemen mahalledeki ithal bakkala ithal marka cep telefonuyla telefon açılır. İthal undan imal edilmiş ekmek, ithal poşetlerle evde ikamet eden kişilere ulaştırılır. Özelleştirilen cam fabrikası yerine ithal bardaklara ithal çaylar konur. Zaten şekerlerimiz de ithal. İthal ithal geçinir gideriz. Biraz sonra ithal marka televizyonda, isim hakkı yurtdışına ait bir televizyon kanalında ithal ettiğimiz yarışma da başlar. Değmeyin keyfimize…
Bayramlaşma merasiminde de yerli şeker ve kolonya kullanırsak ayıplanacağımızı biliyoruz. O nedenle ithal şeker ve kolonya tutarız misafirlerimize. Çocuklara, yeğenlere, eş dosta verdiğimiz parada biraz sıkıntı yaşayabiliriz. Çünkü Türk Lirası isteyeceklerdir bizden. Bakarsınız onu da geride bırakır, ithal bir para birimini kullanmaya başlarız. Yani bayram bahşişleri de ithal olur…

Olumsuz kurgulayalım:
İthal kasap, ithal bıçakla ithal hayvanı keserken kendini yaralar. Hemen isim hakkı ithal bir hastaneye gider. Acil müdahalede bulunan ithal hemşire, ithal kasabın “memleketlisi” çıkar. “İçinden mi hemşehrim” sorusuna “Merkez” yanıtını veren ithal kasap, ithal doktora gönderilir. İthal doktor, ithal kasabın elini, ithal sağlık malzemeleriyle sarar.
Yaralı ithal kasap, ithal dolmuşçunun ithal dolmuşuna binerek yabancı bir kooperatifin ithal mimarlara yaptırdığı evine gider. İthal kasap, yorgun olmasına rağmen, yurtdışı kökenli okulda eğitimine devam eden çocuğuna, ithal öğretmenin verdiği ödeve yardımcı olur. Ki böylece çocuğu yurtdışı kökenli okuldan mezun olup işadamı olsun ve ithalat yapsın…

Söz bayramlaşmadan açılmışken ve vekaleten bayramlaşmalara alışmışken, oldu olacak bayramlaşma merasimlerine katılacak kişiler de ithal edilse ya. İthal bakanlar, ithal valiler, ithal belediye başkanları, ithal daire müdürleri… Bu merasimi haberleştirecek basın mensupları da mutlaka ithal edilmeli. Uyum, dünyamızın olmazsa olmazı…

Nedense H. Nihal Atsız’ın “Z Vitamini” adlı eserini hatırladım…

Bu arada birisi “Yerli malı yurdun malı, herkes onu kullanmalı” mı dedi? Ben mi öyle duydum?
“En kalbi duygularımla” hayırlı bayramlar diliyorum…

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER