Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murat Arısoy
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Küçüklerin büyük kahramanı: Pepee – Kocatepe Gazetesi

Murat Arısoy 17 Şubat 2013 Pazar 02:00:00
  Çocukluğumuzda televizyonlarda farklı farklı çizgi filmler vardı. Bir kısmını beğenirdik, bir kısmını izlemezdik. Road Runner’daki kurnaz tilki elinden gelen her şeyi yapar, fakat amacına ulaşamazdı. Dağlar yarılır, dinamitler patlar, nehirler kururdu; kurnaz tilki hep aç kalırdı.
Tom ve Jerry’nin bitmek tükenmek bilmeyen maceraları gözümüzün önündedir, Tweety adlı kanaryanın ‘Bir kedi gördüm sanki’ demesini de her an hatırlayabiliriz.
Ninja Kaplumbağalar’ın ve Red Kit’in maceralarına ortak olurduk, Taş Devri ile Jetgiller’i ardı ardına izleyip gülerdik. Futbolcu Tusubasa’nın saçlarının şekline özenirken, bir şut için 5-6 dakika beklemesine anlam veremezdik.
YAŞAYIŞ TARZLARI YABANCIYDI
İçimize sinmeyen de bir şeyler de vardı mutlaka. Çizgi filmlerdeki tüm isimler zaten “yabancı”ydı; bununla birlikte yaşayış tarzları, gelenekleri, duruşları da farklıydı. Gölgelerden güç alanlar, birleşen robotlar, zaman ilerledikçe vurdulu-kırdılı hâle gelen konular, pek de “bizi” anlatmıyordu.
Çocukluk dönemimiz geçti, yeni yeni çizgi filmler ortaya çıkmaya başladı. Canavarlar, ejderhalar, alev püskürtenler sardı ekranları. Bunları izlemeye tahammül etmeyenler ise beyin gelişimini neredeyse “sıfır”a düşürecek çizgi filmleri ya da programları tercih etmeye başlamıştı.
PEPEE BAŞLAR, ZAMAN DURUR
Uzun zamandır üzerinde tartışılan “Türk Çizgi Filmi” ise hayalden öte gidemiyordu. Ta ki Pepee adlı küçük kahraman çıkıp çocuklarımızın dünyasını aydınlatsın.
Pepee ile küçük yeğenim Dilara sayesinde tanıştım. Pepee, TRT Çocuk’ta başlayınca akan sular durur, dikkatle izler, öğrendiği her hareketi yapmaya çalışırdı.
“Nedir bu kadar ilgi çeken” diye düşündüm, bir gün Dilara ile birlikte Pepee’yi izlemeye başladım. Sevimli, biraz bilgiç, çok masum bir karakter çıktı karşıma. Ekranda bir ses, Pepee ile konuşuyor, Pepee de karşılık veriyordu.
Dilara’nın bizde olmadığı günlerde de seyrettim Pepee’yi. Pepee, annesi, babası, kardeşi, dedesi ve ninesi ile birlikte “biz”den biriydi.
PAYLAŞIMCI,
SEVECEN,
“BİZDEN”…
Halay çekiyor, Fidayda oynuyor, Anneler Günü’nü kutluyor, üzülüyor, seviniyor.
Paylaşmayı, “ekrandan gelen ses” ile birlikte öğreniyor, kardeşini zaman zaman kıskansa da çok seviyordu. Nazar boncuğu bile var Pepee’nin.
Küçük yaştaki çocukların velileri uğraştıran “tuvalet” konusu bile, şarkı vasıtasıyla öğreniliyordu. Şarkıyı ezberleyen çocuklar, annesine, babasına durumlarını bildiriyordu.
“Sen benim bitaneeem, güzel anneeemsinnnn” ya da “Pepee Pepee çok üzülüyor/ Önemli olan oyun oynamaaak”, “Benim güçlü kocaman babam”, “İki ekmek aldım / Eve gidiyorum”, “İnsan sevdiğini hiç üzer mi” gibi karmaşık olmayan, net ve öğretici mesajlarla Pepee “gizli bir kahraman” hâline dönüştü.
Sadece küçük yaştaki çocukların değil, “kendini çocuk hisseden” büyüklerin de sevgisini kazandı Pepee. “Ağaç yaşken eğilir” atasözünü haklı çıkartacak, gelecek nesillere en güzel yatırım.

BYEGM’ye bir öneri
Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, Çocuk Vakfı ile ortaklaşa çok önemli bir projeye imza atıyor. 14-15 Kasım 2013’te İstanbul’da düzenlenecek Türkiye Çocuk ve Medya Kongresi’nin bundan sonraki yıllar için bir rehber olma özelliğini taşıyacak.
Türkiye Çocuk ve Medya Kongresi’nde çocukların basın-yayın kuruluşlarının yayınlarından nasıl etkilendiği, televizyon, gazete ve internetin olumlu ve olumsuz yönleri tartışılacak. Bu kongrede mutlaka Pepee’den de bahsedilmeli.

NAKIŞ GİBİ İŞLENİYOR
Peki Pepee kimdi? Pepee, aslında son dönemin önemli bestecileri arasına girmeyi hak kazanın Kıraç’ın, eşi ile birlikte hazırladıkları bir projeydi. Kıraç ve eşi, çocuklarına iyi bir eğitim vermek amacıyla yola çıkmıştı. Ancak toplumsal duyarlılık nedeniyle, bunu TRT ile paylaştılar. Düşyeri Çizgi Film Stüdyosu’nda, 6 senelik bir emek sonucunda ortaya çıkan Pepee, gönüllere taht kurdu. Pepee’nin hedef kitlesi, 4-6 yaş öncelikli olmak üzere 3-9 yaş aralığını kapsıyor. Ama böyle tanımlandığına bakmayın, ben de fırsat buldukça izliyorum. Pepee’nin ismi ise, Anadolu’da hen��z konuşamayan ya da yarım yamalak konuşmaya başlayan küçük çocukları tarif eden “Pepe” kelimesinden mülhem.
Pepee’nin internet sitesinde şu bilgi dikkatimi çekti:
“Bu haşarı Türk çocuğunu ve izleyenlerini Kıraç’ın coşkulu müziği eşliğinde eğlendirirken eğitici değeri için de titiz bir çalışma yürüttük. Eğitim danışmanı akademisyenlerden oluşan bir kadro ile ‘Pepee’yi bir sene boyunca izleyen bir çocuğun öğrenmiş olacakları’nı bir tabloda netleştirdik. Bölümlerimiz bu müfredat çerçevesinde oluşturulmakta. Bu omurga üzerine inşa edilen bölümlerimiz, hem bizim danışman kurulumuz hem de TRT Çocuk Kanalı tarafından sahne sahne, kelime kelime incelenmektedir.”
Nakış gibi işlenen bir çizgi film Pepee. Bu topraklardan yetişen bir sanatçının, bu topraklara gönül ve vefa borcunu ödemesi. Hayırla yâd edilecek bir hizmet…

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER