Nöbetçi Eczaneler
19 Ağustos 2014 Salı 03:00:00 Anıtpark önünde bir otobüs…
Koca harflerle “Gülün Yolculuğu” yazıyor.
Otobüsün yanı başında ise gül ağırlıklı ürünlerin satıldığı bir masa…
Anladım ki Isparta’nın ürünleri satılıyor.
Her ne kadar Anıtpark’ın manzarasını bozsa da…
Her ne kadar Anıtpark önünde ekmek parası kazanan satıcıların tezgahının önünü kapatsa da…
Vatandaşların gülden yararlanılarak yapılmış sabun, kolonya, parfüm gibi ürünlere ucuz fiyata ulaşmasına bir itirazım yok.
Gülsuyu zaten bizim geleneğimize yerleşmiştir, gül bitkisinin tasavvufta da ayrı bir yeri vardır.
Gülü gül ile tartan bir sistemin özlemi içindeyken ben, “İlimizde satış yapmasınlar” diyecek hâlim yok. Kaldı ki ben bunu desem kim dinler?
Isparta’yı yürekten kutlamak gerek. Isparta Ticaret ve Sanayi Odası, Tüm Sanayici İşadamları Derneği Afyonkarahisar Şubesi, Davraz Doğa Koruma ve Turizm Derneği el ele vermişler, Isparta’nın tanıtımı için uğraşmışlar.
Türk Hava Yolları’nın bile sponsor olduğu projenin diğer vilayetlerle temas ve resmi izin kısmını Isparta Valiliği ile Isparta Belediyesi çözüyor.
Gülün Yolculuğu Isparta Tanıtım Otobüsü, şu ana kadar 30’a yakın vilayeti dolaşmış. Hedef, Türkiye’nin tüm illerinde Isparta’yı, Isparta’nın ürünlerini tanıtmak.
Bu proje, şimdiye kadar başarılı olmuş.
Aslında, birbirine komşu vilayetlerin birbirine rakip olması, bu rekabet içinde imrenme duygusunun öne çıkması doğal.
Fakat Gülün Yolculuğu projesi, apayrı.
Otobüs çalışanlarının özverisi, Isparta firmalarının “Ben de varım” demesi, yerel yönetimin de “Hep birlikte hareket edelim” mesajı vermesi çok önemli.
Bizim de Valiliğimiz var, Belediyemiz var. Ticaret ve Sanayi Odamız var. Tüm Sanayici ve İşadamları Derneğimiz var.
Ama böyle projelerimiz var mı?
Biz tanıtımı, Finlandiyalı 3-5 işadamını Afyon’a getirip domuz avlatmaktan mı ibaret sayıyoruz acaba?
BİZ DE İSTİYORDUK
“Komşu” konusu uzayıp gider. Komşularımızla sıfır sorun yaşamak isteyen bir vilayet olabiliriz; lakin elimizden kayıp gidenleri de görmemiz şart.
Afyonkarahisar Askeri Havaalanı, 5 milyon liralık bir yatırımla faal hâle gelebilecekken Kütahya’ya havaalanı yapıldı.
Biz “Afyon Batı Anadolu’nun merkezi” derken Uşak’a Lojistik Köy yapılması kararlaştırıldı.
Şimdi ise Afyon, gümrük işlemlerinde Denizli’ye bağlandı. Bu arada Kütahya’da da Gümrük Müdürlüğü kuruldu.
Hayırlı uğurlu olsun.
AMAN YAZMAYALIM
Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde Recep Tayyip Erdoğan’a açık destek veren ve tarafsız olması gereken bir kuruluşun başkanı, Afyonkarahisar’daki olumsuzlukların yazılmaması gerektiğini, sorunların birlik ve beraberlik içinde çözülmesi gerektiğini söylüyor.
Kulağa ne kadar güzel gelen sloganlar bunlar…
Gerekçe ise, Afyon’un “yanlış” anlaşılmaması.
İyi de Afyonkarahisar’daki taciz, tecavüz, dedikodu haberlerini belgeli, belgesiz, dayanaklı, dayanaksız kim yayınladı, yayınlıyor?
Aynı cümleleri Afyonkarahisar Gazetecileri Dayanışma Derneği Başkanı Mehmet Abdioğulları kursa, gazeteci arkadaşlarımız “Abdioğulları istifa etsin”, “Basına nasıl otosansür istenir” gibi çıkışlarla sosyal paylaşım sitelerini donatırlardı.
İYİ NİYETLİ BİR TOPLANTI
Adalet ve Kalkınma Partisi İl Başkanlığı, basın mensuplarıyla bir araya geldi. Her ne kadar ev sahibi, misafirlerden sonra da gelse, “Olur arada öyle şeyler” diyelim. AK Parti İl Başkanlığı’nın şehirdeki basın mensuplarıyla tanışmak istemesi, onların fikirlerini ve sorularını dikkate almaları hoş bir davranış.
Umarım basınla kurulmak istenen iletişimde aynı çizgi hep korunur.
“DİREN KILIÇDAROĞLU”
AK Parti toplantısının başlamasını beklerken, hayal kurdum. Hayalime göre AK Parti İl Başkanı İbrahim Yurdunuseven, şöyle diyordu:
“Sayın basın mensupları, biz burada 5 Eylül’de Kongre kararı alan CHP ve partinin genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na destek için toplandık. Girdiği tüm seçimleri kaybeden, ülkede muhalefet olarak bir sorunun çözülmesinde katkısı olmayan, çözüm önerileri getirmeyen Sayın Kılıçdaroğlu’nun görevine devam etmesini istiyoruz. Diren Kılıçdaroğlu!”
İNCE, “BAĞIMSIZLIK VE ADİL GELİR” DEMELİ
CHP’li Muharrem İnce, 15 madde açıkladı ve CHP Genel Başkanlığı için aday olduğunu söyledi. Muharrem İnce, bilgili, görgülü ve söylemi keskin bir siyasetçi. CHP için yeni bir soluk olur mu bilmiyorum. Ama açıkladığı ilkeler arasında yer alan “Bu noktada acil politikalar şunlar olmalı: Özgürlükçü demokrasiye ulaşmak ve yeni anayasa yapmak, AB ve 2023’de tam üyelik hedef olmalı. Dış politikanın saptırılan ekseni barış odaklı rotasına çevrilmeli. AB ve 2023’de tam üyelik hedef olmalı. Kürt sorununun çözümünde TBMM etkin olmalı, siyasi sorumluluğu olmayanlar etkin olmamalıdır” söylemleri kafamı karıştırdı. Eğer bu dediklerini yapmaya geliyorsa, Muharrem İnce’nin bırakın Kemal Kılıçdaroğlu’nu, AK Partili herhangi bir kurmaydan da farkı olmayacaktır.
CHP’nin meselesi, tam bağımsızlıkçı, Müdafaa-i Hukuk geleneğine uygun, buna göre yeni politikalar üreten, asgari ücretlinin de oy verebileceği bir dünya görüşü olan parti olup olmamaktır. İnce, CHP’nin başarılı olmasını istiyorsa bu vurguları öne çıkarmalı.
