Yaşamanın Anlamı

Benim doğum günüm 15 Aralık… Bir yaşımı daha geride bıraktım…“Vay anasını ne çabuk geçti aylar yıllar” dedim kendi kendime… Sen demesen de Facebook diye bir şey var haber veriyor âleme yaş gününü…
Ünlü mutasavvıf şâir Aziz Mahmut Hüdâî, “Günler gelip geçmekteler kuşlar gibi uçmaktalar” dedikten üç yüz elli yıl sonra, “Yaşamak güzel şey be kardeşim” dizesi dillere destan olmuş Nazım Hikmet’in.
Yaşamak güzel bir şey elbette; hele sağlık ve huzur içinde… Ama bu yaşamak “vur patlasın çal oynasın” şeklinde olursa hiçbir anlamı kalmaz yaşamanın… Çevrendekilerin, toplumun eğitim, kültür, sanat spor yaşamına katkıların, hizmetlerinin olması anlamlı kılar yaşamını…
“Yaşamak görevdir bu yangın yerinde. Yaşamak, insan kalarak” (Ataol Behramoğlu)
“Bu kubbede bir hoş sadâ bırak” yani…
Doksanlı yaşlarının keyfini süren bir bilgeye sormuşlar, “Bunca yıl yaşadın, neler öğrendin?” diye… Bilge kişi, “öğrenecek daha çok şey olduğunu öğrendim” demiş. Evet, hayat uzun ve çok virajlı bir yolculuktur ve her zaman, her yaşta, her kariyerde mutlaka alınacak dersler vardır. Teneffüs yok, yazılı ve sözlü yüzlerce sınav girdiğimiz dersler…
Britanyalı siyasetçi William E. Gladstone’a ait kısa metin şöyle:
“Gençlik bir hayat devresi değil, bir akıl halidir. Yıllar cildi buruşturabilir, ancak heyecanların bitişiyle ruh buruşur. İnsan, kendine olan güveni kadar GENÇ, Kuşkusu kadar YAŞLI, Cesareti kadar GENÇ, Korkuları kadar YAŞLI, Umudu kadar GENÇ, Bezginliği kadar YAŞLI’dır.
Hiç kimse fazla yaşamış olmakla yaşlanmaz, İnsanları yaşlandıran ideallerinin bitmesidir. Kalbi sevdikçe, neşe duydukça, güzellikleri fark ettikçe, beyni yeni şeyler keşfettikçe, herkes gençtir.
İnsanlar yaşadıkça yaşlandıklarını sanırlar, oysa yaşamadıkça yaşlanırlar. İnsan, yaşlı olmaya karar verdiği gün yaşlanır!..
-Kristof Kolomb Amerika’yı keşfe çıktığı ilk yolculuğunda 50 yaşını çoktan aşmıştı.
-Pasteur 60’ında kuduz aşısını buldu.
-Mimar Sinan, Süleymaniye Cami’sini bitirdiğinde 70 yaşını geçmişti. Selimiye Cami’sini tamamladığında ise 86 olmuştu.
-Galile, ayın günlük ve aylık çizimlerini yaparken 73 yaşındaydı.
-Ressam Picasso da geç yaşta şöhreti bulmuştu.
-Şarlo, 76 yaşında film yönetmeniydi.
-Goethe, en büyük eseri Faust’u ölümünden bir yıl önce, yani 82 yaşında bitirmişti.
-Nobel ödüllü Alman Doktor Albert Schweitzer 88 yaşına rağmen Afrika hastanelerinde durmaksızın çalışarak ameliyat yapıyordu.
-Moda tasarımcısı Vera Wang, 96 yaşında ilk çıkışıyla büyük başarı yakaladı.
-Tolstoy 67 yaşında bisiklete binmeyi öğrendi!
-Veee… Dört defa İngiltere başbakanı seçilen ve yukarıda metnini alıntıladığım Gladstone, İngiltere Başbakanlığı’na getirildiğinde yaşı; 83’tü…
Neymiş? 60 yaşmış… 65 yaşmış… Yaş 70’miş… Geçiniz! “Herşey yürekte… Her şey beyinde biter”in bir özetini yapmış…
Bilgi, birikim, deneyim, özgüven ve saygınlık, sorunları fırsata çevirme becerisi kazanır insan yaşadıkça
“Kimseden ümmîd-i feyz etmem, dilenmem perr-ü-bâl
Kendi cevvim, kendi eflâkimde kendim tâirim,
İnhinâtavk-ı esârettengirandır boynuma;
Fikri hür, irfanı hür, vicdânı hür bir şâirim.” (Tevfik FİKRET)
(Kimseden bir fayda ummam ben, dilenmem kol kanat/ Kendi göklerimde kendim uçarım )
(Eğilmek esirlik zincirinden daha ağır gelir boynuma; Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir şairim) dizeleriyle yaşamanın anlamının doruklarına çıkmış “Hân- Yağma” şâiri büyük insan Tevfik Fikret.