Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
İsmail Özdilek

AFET VE ACİL DURUM BAKANLIĞI KURULMALIDIR. / İsmail ÖZDİLEK

 

Bir binanın temeli ne ise, toplumun temeli de insan ve üretimdir. Depremde bizi cehaletimiz öldürüyor. Yazımın sonuç bölümünü iyi okuyunuz.

 ( Bu yazımı, basımını bekleyen deprem kitabımdan aktarıyorum. )

Kitabın arka kapağındaki yazım. ( Tarih 23.02.2020 ve 5,9 şiddetindeki İran Depremi ve Başkale’nin yıkılışı. 2020 yılına girmiş Türkiye de ve Türk Bayrağının dalgalandığı Van Başkale Özpınar Köyünde,  hala taş devri insanlarının yaşadığı gibi toprak damlı kerpiç evler ve bu evde 8 aylık bebeği dâhil olmak üzere 4 çocuğunu ve eşini ve hayvanları telef olan Nezahet Fırat isimli annenin feryadı yüreklerimizi yaktı. Yüreklerimizi. Alt kısmında da

İLİM VE FEN NE ZAMAN REHBERİMİZ OLACAK? Diye yazar.

 

2020 yılında, Türk Bayrağının dalgalandığı Van Başkale, Özpınar Köyünde, taş devri insanlarının yaşadığı gibi toprak damlı kerpiç evler.

 

Ön bilgi: Dünyamız 4,54 milyar yaşındadır.( İnternetten dünyamız kaç yaşındadır. ) diye yazarak okuyunuz. Dünyamız, damlalarla, dalgalarla, fırtınalarla, depremler ve tusanamilerle bu günlere geldi.

Dünyamız canlıdır. Ortasında magma tabakası, depremler, doğal afetler ve volkanlar patlamaları ve tabiat olayları devam etmektedir. Arka bölümdeki bu yazımı okuyunuz.

Bakara Suresi 44 ayet diyor ki; kitap okuyorsunuz, niçin AKLINIZI kullanmıyorsunuz, der.

Rehberiniz İlim ve Fen ise, fakirlik; kader ve alın yazısı değildir. (bir yerde sanayi ve ekonomi gelişirse, düşünce ve bilim oraya kendiliğinden gelir.)

 

 

ADAPAZARI DEPREMİ

Ülkemizi yönetenlerin birinci ve öncelikli görevi vatandaşlarının can ve mal güvenliğini ve kaybını önleyecek tedbirleri almaktır.

1999 Adapazarı Depreminde 3 ay süre ile görev yaptım. LOJİSTİK DESTEK KOORDİNASYON MERKEZİ ve İL KOORDİNASYON MERKEZİNİ kurup çalıştırdım.

Görevim bittiğinde kitapta okuyacağınız çalışmalarımı sonuç raporu olarak Adapazarı Valiliği, Kızılay Başkanlığına, Genel Kurmay Başkanlığı, Başbakanlık ve CARITAS, Vatikan Büyükelçiliği, Adapazarı Yardım kuruluşuna verdim.

Geçen 24 yıl içerisinde Van, Elazığ ve ülkemiz genelinde meydana gelen depremlerde can ve mal kaybını önleme konusunda hiçbir tedbirin de alınmadığını gördüm.

1999 Adapazarı Depremindeki çalışmalarım ve notlarımı karıştırarak olası depremlerde can ve mal kaybının nasıl bir teşkilat ve yapılanma içerisinde azaltılacağını ve alınacak tedbirleri içeren yukarıdaki kitabımı hazırladım.

Kitabımı, Afyon AFAD Müdürü ve ilgili arkadaşlara krokilerim dâhil olmak üzere dosyamdaki deprem uygulamalarımı izah ettim. Memnun oldular.

Fakat eski valimiz Gökmen Çiçek, DEPREM ve ISTANWOOD ( İstanbul Kültür ve Sanat Başkenti ) adlı iki kitabımı basımı ile ilgili valiliğe verdim ve randevu istedim. Talebimi kabul etmeyip benimle görüşmedi ve kitabıma da iade etti! Üzgünüm.

Deprem kitabım basılmış olsa idi, Bakanlıklar – Özel ve Kamu Kuruluşları- AFAD- Belediyeler ve ülkemizi yönetenler dâhil olmak üzere tüm vatandaşlarımıza deprem öncesi ve sonrası yapacakları işler konusunda, bilgi sahibi olacaktı.

Ücretsiz olarak dağıtacağım kitabım, belki Kahraman Maraş ve 10 İldeki zayiatları da azalacaktı.

DEPREM ve ISTANWOOD kitabım basım için ilgi bekliyor.

 

 

 

 

 

 

TÜRKİYE’DEKİ FAY HATLARI

 

Yukarıda, haritaya bakınız. Bir daha bakınız ve bir daha bakınız.

Haritamızdaki fay hatlarından ülkemizin deprem bölgesinde olduğunu görüyoruz. İLİM VE FEN rehberimiz olmaz ve gerekli tedbirleri almaz isek ülkemizde, dünya yok olana kadar can ve mal kaybımız da hiç eksik olmayacaktır.

DEPREMDE, İLK ÜÇ GÜN ÇOK ÖNEMLİDİR.

  • Deprem olduğunda kimse görev yerine koşamayacağına göre, haritada görülen fay hattı bölgelerinde KARDEŞ ŞEHİR uygulamaları yapılmalıdır.

 

  • Bizim en önemli rehberimiz ve sözlerinden çıkmayacağımız yerbilimleri olan jeolog ve jeofizik hocalarımızdır.

 

 

  • Mahalleler ve çevremiz ilk yardım konteynerleriyle donatılmalı, sorumluları belirlenmeli, anahtarları onlarda olmalı ve halkımız eğitilmelidir.

 

  • Sık sık yapılacak kontrollerle bu malzemelerin bulunacağı yerler tespit edilip zaman zaman prova ve eğitimlerinde sıkça kullanılmalıdır.

 

  • Valilikler bünyesinde ve içinde 1000 adet çadır, battaniye, yemek ocakları, yangın söndürme cihazları, tuvalet çadırları, taş ocaklarında kullanılan değişik tonajda 50 adet kriko ve ihtiyaç duyulacak malzemeler depolarında stoklanmalıdır.

 

  • Bölgesindeki kuru erzak ve konserve gibi malzeme satan firmaları tespit edip, ihtiyaç durumunda alımı için ön protokoller yapılmalıdır.

 

  • Bu malzemeler ihtiyaç olduğunda komşu İllere ve yurt dışı ülkelere de gönderilebilir.

 

 

KARDEŞ ŞEHİR UYGULAMALARI

 

  • Öncelikli olarak birbirine yakın İller, kardeş şehir olmalıdır. Bu şehirler, kepçe, dozer, iş makinaları, matkap miktarlarını, vinçler gibi ihtiyaç duyulacak malzemeleri ve ismen kullanıcıları ile tespit edip, çizelgeleri birbirilerine verilmelidir.

 

  • Yapacakları aylık toplantılarla çizelge çalışmalarını güncel tutmalıdırlar.

 

 

  • Bölgelerindeki ilk toplanma ve çadır kent alanları, ilk yardım yerleri, seyyar su ikmal noktaları gibi yerleri beraberce gezerek ihtiyaçlarını tespit etmelidirler.

 

  • Vatandaşlar eğitilmez ise, çok geniş alanlarda meydana gelen deprem ve yıkımlara AFAD yetişemez. Vatandaşlarımız yıkılan binaları kazma ve kürek ile açmaya çalışır ve bu da can kaybının artmasına neden olur.

 

  • AFAD bir ordu gibi güçlendirilmeli ve EMASYA’YA dönülmelidir.

 

  • Deprem bölgesinde Valilik makamının deprem yönetimi oturuncaya kadar, yurt içi ve yurt dışı ilk yardımlar ve paralar bir heyet marifetiyle jandarma tarafından yürütülmelidir.

ADAPAZARI ŞEHİR STADYUMU

Bu deprem de Sakarya Stadyumunun çok önemli bir yeri vardır. Stadyum 24 saat hizmet verecek şekilde gece ve gündüz malzeme ikmali ile hasta ve yaralıların İstanbul’a helikopterlerle taşınmasında çok önemli işlevi olmuştur.

Stadyumun etrafında dört adet İspanya- İsrail- Almanya ve Fransa’nın seyyar hastaneleri vardı.

Bende, Afyon Şehir stadyumunu gelecekte yaşanacak deprem ve afetlere karşı toplanma barınma, sağlık hizmetleri bölgesi ihtiyacı için kullanılacağını düşünerek üç yıl uğraştım. Afyonlu hemşerilerim sahip çıkmadı.(sayfa19)

Maalesef, 31 Ekim 2011 Van depremini yerinde inceledim ve stadyumun içine çadırların kurulduğunu gördüm.

Rehberi, ilim ve fen olmayan toplumlar yok olmaya mahkûmdurlar.

17 Ağustos 1999 ADAPAZARI DEPREMİ

17 Ağustos 1999, saat gece yarısı 03.01 de 7,6 şiddetinde Silivri’den Adapazarı’na kadar 120 kilometrelik alanda yıkım oldu. Adapazarı’nda 3891 kişi ve toplam da 17.480 vatandaşımız hayatını yitirdi.

Bu bölgede kurulan Türk Sanayisinin %65 çöktü. Kaybettik. 102.000 konut ve 14.133 adet iş yeri hasar gördü.

Adapazarı’nda en az 300 ila 1500 kişinin yaşadığı 78 adet çadır kent ve bölgede 45.000 prefabrik konut yapıldı ve burada 150.000 kişi barındı.

Adapazarı depreminde Adapazarı’nda bulunan Japonların hepsi çatıya doğru koşarak kurtulmuşlardır.

06.02.2023 KAHRAMAN MARAŞ VE 10 VİLAYETTEKİ DEPREM

06.02.2023 tarihinde Kahraman Maraş merkezli gece saat 04.de 7.7şiddetinde, 8 saat sonra da 7.6 şiddetinde Malatya, Diyarbakır, Adıyaman, Ş. Urfa, Kilis, Osmaniye, Adana, Hatay da deprem oldu.  Depremin 10ncu gününe kadar

35.418 vatandaşımızı kaybettik ve 105.500 vatandaşımızda yaralı idi. Adapazarı Depreminden Kahraman Maraş depremine kadar aradan 24 yıl geçti ve iki katı vatandaşımızı kaybettik.

SORULAR

Ülkemizde deprem ile ilgili neler yapıldı?

Niçin gerekli tedbirleri alınmadı?

EMASYA teşkilatı niçin lav ( kaldırıldı) edildi?

Niçin halkımız eğitilmedi?

Bölgemizde deprem eğitimi yapıyoruz diyerek birkaç çadır kuruldu. Gelen görevliler halk ile temas bile etmeden akşama kadar çay içti, sohbet etti ve gittiler.

Deprem de sağlam binanın yanında yıkılmış binaların müteahhitlerine niçin hesap sorulmuyor?

Adapazarı Depreminde 3 ay yaşadığımız eksikliklerin, aradan 24 yıl geçmesine rağmen hala 10 adet şehrimizi yerle bir eden depremin acısını can ve malımız ile biz ödüyoruz.

10 şehirdeki depreminde canlarını yitiren ve şehit olan bütün vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, kederli ailelerine ve milletimize baş sağlığı diliyorum.

24 sene önceki Adapazarı Depreminden ders alsaydık, rehberimiz, ilim ve fen olsaydı, iyi bir teşkilatlanma ve yapılanma sonunda bu kadar kaybımız ve zayiatımızda olmayacaktı. Maalesef, yine cehalete yenildik.

Ülkemiz Türkiye, deprem kuşağı üzerindedir. Zamansız olarak ülkemizde meydana gelen depremlerden vatandaşlarımız büyük bir can ve mal kaybına uğramaktadırlar.

Ülkemizde, depremler ile ilgili dünya çapında çok değerli yetişmiş yerbilim hocalarımız olan jeologlar ve jeofizikçilerimiz vardır. Onlar, televizyon programlarında bizleri bekleyen tehlikeleri hep anlattılar. Bir kulağımızdan girdi, öbür kulağımızdan çıktı.

ADAPAZARI DEPREMİNDEKİ UYGULAMALARIM

1999 Adapazarı Depreminde birinci günden başlayarak üç ay süre ile gece ve gündüz çalışarak görev yaptım. Bu üç aylık süreçte LOJİSTİK DESTEK KOORDİNASYON MERKEZİ ve İL KOORDİNASYON MERKEZİNİ kurup çalıştırdım.

Hizmetleri kolaylaştırmak, süratle sağlık hizmetleri, çevre sağlığı ve gelen her türlü malzemeyi depremzedelere ulaştırmak için mevcut 60 mahalleyi 38 mahalleye düşürerek muhtarlarının yanına birer kamu görevlisi verip koordinasyonu kolaylaştırdım.

Kurulan 78 adet ve içerisinde 150 ile 1500 kişinin yaşadığı çadır kentlerde de kamu görevlisini görevlendirdim.

Adapazarı depreminde önerilerimize ve çalışmalarımıza büyük destek veren dönemin valisi Sayın Yener Rakıcıoğlu ve çalışma arkadaşlarımı saygı ile anıyorum.

Çadır kentler ve mahallelerde yaşayan insanlar için adı ve soyadı, yaşı, ihtiyaç durumu, okulu, sağlık durumunu içeren çizelgeler hazırlattım. Verdiğimiz erzak bu çizelgeler vasıtasıyla her haftada 3000 kişiye verilen erzak miktarı 150 kişiye düştü.

Bu çizelge marifetiyle İstanbul Ticaret Odası 100 öğrenciye İstanbul da eğitim desteği verdi.

Yüce milletim yurt içi ve yurt dışından malzemeleri vatandaşlarımız kendi araçlarının bagajlarında, belediyeler ve sivil toplum kuruluşları da dâhil olmak üzere kamyon ve TIR’lar ile getirdiler ve Tuğaydaki malzeme toplama noktasına getirip imza karşılığı teslim ettiler. Yüce milletimle gurur duydum.

Yardım malzemesi getiren vatandaşlarımız İl koordinasyon Merkezindeki görevli arkadaşımın nezaretinde ihtiyaç duyan insanlarımıza da malzeleleri ulaştırıldı.

Çadır Kentler dâhil olmak üzere ücretsiz alışveriş yerleri, kuaför ve berber, çamaşırhane, okullar kurarak eğitim imkânını sağladık ve İstanbul’dan değişik sanatçı guruplarını davet ederek morallerini güçlendirdik.

 

 

 

Bu konuda bölgemizde görev yapan TRT ekibini alarak ‘Deprem de Askerlerimiz’ adlı dramatik belgesel filmini de çektim.

Muhtar ve çadır kent yöneticilerin yanındaki bu kılavuzlar vasıtası ile yaşlılar, hamile ve doğum yapan kadınlara ulaştık. Yardımlar, sağlık ve ilaç hizmetleri dahil olmak üzere ihtiyaçların tespitini bu yöntemle her yere ulaştırdık.

İlk günden itibaren Adapazarı giriş ve çıkışlarını kontrol altına aldık. Gelen malzemeleri tugayın garajına yönlendirdik. Listeyle gelen muhtarlara ‘ bu malzemeler depoya konmak için gelmedi, ne ihtiyacınız var ise alın’ dedim. Sonunda iki kişi market açtı diye halkı mahrum etmedik.

Depremi yerinde görmek üzere yabancı bilim adamları geldi. Ben de Kanadalı bilim adamı ile bölgeyi gezdim. Kedisine; bu deprem niçin böyle oldu, diye sorduğumda,  bana ‘ Adapazarı’nın bir metre altı sudur. Siz buraya en fazla iki katlı bina yapabilirsiniz.

Siz, beş katlı bina yapmışsınız. Bakın, beş katlı binanın üç katı suyun içine çökmüş ve sadece iki katı görünüyor, dedi. Ayrıca, çalışmalarımı görün Japon heyeti beni Japonya’ya davet ettiler.

 

 

 

 

Mahalle ve çevremizdeki ilk yardım konteynerleri vardır. İçerisinde;

Jeneratör, Matkap, Fener, çarşaf, İlk yardım çantası, Yangın söndürme cihazları, Merdivenler, Boyunluk, gaz maskesi, Enkaz eldiveni, çadır, Kazma, kürek, tel ve demir makası, Balyoz ve ihtiyaç duyulan malzemeler vardır.

EN BÜYÜK AFAD ELEMANI, VATANDAŞIN TA KENDİSİDİR.

.VATANDAŞLARIMIZA SORUYORUM.

  1. Siz, toplanma bölgenizi ve görevinizi biliyor musunuz?
  2. Siz, aşağıdaki görevlerden hangi koldasınız?

– İtfaiye Kolu mu?

– Kurtarma Kolu mu?

– Emniyet Kolu mu?

– İlk Yardım Kolu mu?

– Karargâh Kolu mu?

– Dağıtım Kolu mu?

– Sağlık Kolları dâhil olmak üzere hangi kolda görev yapıyorsunuz?

  1. Siz, hiç açılmış ilk yardım konteyner gördünüz mü?
  2. Siz, deprem ve doğal afetlerle ilgili bir tatbikat yaptınız mı?

Konu ile ilgili olarak diyorum ki;

Deprem ile ilgili önlemler tabana yani halka inmeden can ve mal kaybını azaltamazsınız.

Öncelikle; İç İşleri Bakanlığına bağlı olan ve 17 Haziran 2009’da resmi gazetede yayımlanan 5902 sayılı kanunla Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, İç İşleri Bakanlığından ayrılarak AFET VE ACİL DURUM BAKANLIĞI olmalıdır.

DEPREM BÖLGESİNDEKİ İL KOORDİNASYON MERKEZİ TEŞKİLATINDA;

– Yurt içi ve yurt dışı yardım temsilcisi,

– İlçe, belde ve köy temsilcisi,

– Eğitim temsilcisi,

– Belediye hizmetleri temsilcisi,

– Su hizmetleri temsilcisi,

– Sağlık hizmetleri temsilcisi,

– Mahalle ve çadır kent temsilcisi,

– Diğer yardım kuruluşları masası kurulup işletilmeli ve önceden isimleri belirlenmelidir.

 

AFET VE ACİL DURUM BAKANLIĞI KURULUR İSE;

İç İşleri Bakanlığı ve Kızılay, büyük Marmara depreminde olduğu gibi mevcut yapısı itibarı ile, Antakya Malatya hattı 364 Km.olan son deprem de olduğu gibi alt yapısı olmayan her bölgeye yetişemez.

Ülkemizde deprem ve doğal afetleri kontrol ve koordine edecek böyle bir bakanlık kurulmalıdır.

Bu bakanlığa güç verecek EMASYA yapısı yeniden faaliyete geçmelidir.

Öncelikle can ve mal kaybı asgariye iner, bürokrasi azalır ve Vali ve kaymakamlar, ihtiyaç sahiplerine daha kolay ulaşır ve yardımlar gerçek sahiplerine verilir.

Devlet varlığını ve otoritesini süratle tesis eder, herkes ne yapacağını bilir.

Üst kademelerde alınan afet kararları, her türlü ikmal faaliyetleri ve teknik kontroller yerinde yapılır ve zararlar asgariye inebilir.

İmar işleri; Afet İşleri Bakanlığı bünyesinde batı standardında kurulacak iyi bir yapılanma ile anlaşma yaptığı ve bünyesinde arkeolog ve jeofizikçilerinde bulunduğu bankalar marifetiyle inşaat ve emlak işlerini yapılabilir ve yürütülebilir.

Bina yapacak insanımızın parası var demektir. Bina ihtiyacı olan vatandaşımız Amerika ve Avrupa ülkelerinde olduğu gibi bankalar ile muhatap olmalı, onlara gerektiğinde banka uzun vadeli krediler verilmeli ve müteahhit (yüklenici) ile vatandaşı muhatap etmemelidir.

Müteahhit (yüklenici) Amerika ve batı ülkelerinde yasal uygulamaları göz önüne alınarak ülkemizde de benzer uygulamalar yapılmalıdır.

Almanya da müteahhit sayısı 3800, Avrupa toplamında 20.000 ila 30.000 arasındadır. Türkiye de her meslek gurubundan toplam müteahhit sayısı ise 453.497 adettir. Bu sayının 145.000 ide geçici belge ile çalışmaktadır.

Ülkemizdeki müteahhit sayısı azaltılmalı, Avrupa ve Amerika’daki gibi bankalarımız bünyesine jeolog ve jeofizik elemanlarının da bulunduğu inşaat şirketleri kurmalıdır.

Emlak ve inşaat faaliyetleri de bu bankaların gözetim ve denetiminde yüklenici olarak her türlü inşaat yapmalı ve vatndaşlarımız emlak alım konusunda bankalarla muhatap olmalıdırlar.

Böyle yapılmaz ise Hatay Havaalanı pisti fay hattı üzerinden geçer ve depremde de yarılır.

Amerika da, alt yapısı, yolları yapılmış, direkleri dikilmiş bir alan gördüm. Arkadaşıma, buranın durumunu sordum.

Bana, imara açılmış bir yer olduğunu, almak istersen banka ile görüşmeni, anlaşırsan 11 ay sonra alabileceğimi ve sadece binanın içinin renginin seçimin yapabileceğimi söyledi.

Ben de, burada müteahhit yok mu, diye sorduğumda, yok cevabını aldım. Artık, bizimde emlak ve inşaat işlerinin halka güven verecek bankalar vasıtası ile yapacak yasal düzenlemeler yapmalıyız.

5902 sayılı kanunla kurulan Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, ülkemizde 7 (yedi) defa imar affı çıkarılan, kamu ihale yasası sık sık değiştirilen ve kendisine yasa ile verilen görevleri uygulayamaz. Kendimizi kandırmayalım.

Hele; hangi yasa- kanun çıkarılır ise çıkarılsın, tabana ve halkına inmemiş bir teşkilat ve yapılanma ile deprem ve tabii afetler bizler için her zaman kader ve alın yazısı olmaya devam edecektir.

 

 

KILAVUZ- BAŞ KILAVUZ VE ŞEF KILAVUZLAR,

5902 sayılı yasa içerisine alınan 7126 sayılı Sivil Savunma esaslarına göre, vatandaşın mahallesindeki görevleri kılavuz teşkilatı ile yürütülür.

Deprem ve doğal afetler için mahalle ve sokak yapılanmasında kılavuz teşkilat aşağıdaki gibidir.

2000 kişinin yaşadığı yerlerde KILAVUZ,

10000 kişinin yaşadığı yerlerde BAŞ KILAVUZ,

50000 kişinin yaşadığı yerlerde ŞEF KILAVUZ görev yapar.

Bu kılavuz teşkilatlarının amiri, mahallede yaşayan emekli veya gönüllü vatandaşlardan olmalıdır. Ayrıca bürokratik faaliyetlerde yardımcı olmak üzere bir de ek görev olarak kılavuzların yanına bir kamu görevlisi görevlendirilmelidir.

Mahalle Kılavuzlarının çalışması için muhtarlık sistemi yeniden ele alınarak kılavuzlar 2000 kişinin yaşadığı yerlerin muhtarları olması iyi olur. Bu sayede en ücra köy ve yerleşim yerlerine kadar ulaşılır.

Bilgisayarına 2000 kişinin adları, meslekleri, yaş gurupları, imkân kabiliyetlerini, sağlık ve diğer sorunlarını işler. Bu yapılanma ile de aile hekimliğini uygulama imkânına kavuşabiliriz.

Sorumluluk bölgesindeki vatandaşları, meslek guruplarını da dikkate alarak yukarıdaki görevlere ayırmalıdır.

Deprem için görevlendirilen personel listeleri apartman yöneticileri ile hazırlanmalı ve apartman girişlerine asılarak tebliğin devamı sağlanmalıdır.

Mahalle sakinlerinin olası bir depremde kendisinde, evinde ve ailesinde bir şey yok ise yıkılan binaların etrafında toplanmaktan ziyade, derhâl görev yerlerine ve toplanma bölgelerine gitmelidirler.

Deprem konteynerleri muhtarlığın yanında veya halkın kolayca ulaşabileceği yerde olmalı ve tatbikat safhasında açılıp içindeki malzemeler sorumluları tarafından kullanılmalıdır.

– Kılavuzlar, bölgesinde mevcut su, elektrik, trafo merkezi, hastane, sağlık ocağı, fabrika gibi yerleri tespit eder ve tuttuğu bölge krokisi üzerine işler.

– Karargâh, ilkyardım ve ambulans, kurtarma, sosyal dayanışma, itfaiye, emniyet ve trafik, teknik bakım ve onarım ile hastaneler ile koordineli çalışır.

– Yukardaki servislerde 15 ile 60 yaş gurubundaki insanları meslek durumlarını göz önünde bulundurarak görevlendirir.

Kılavuzlar, sorumluları belirlenmiş konteynerler emniyetli ve kontrol altında tutacağı bir yere bırakır.

Bölgesindeki depreme dayanıksız yerleri tespit eder ve mahalli idareye bildirir.

Olası bir doğal afette kurulacak çadır kent yerlerini belirler ve ihtiyaç duyulan alt yapı ile ilgili plan çalışmalarını yapar. ( Adapazarı’nda 300 ile 1500 kişinin yaşadığı 78 çadır kent kuruldu ve yönetimin yaptım.)

Ülkemizdeki fay hatları hareket halindedir.

       1999 ADAPAZARI DEPREMİNDE EMASYA UYUGLAMALARIMIZ

Türk Silahlı Kuvvetleri iç güvenlik ile ilgili İç Hizmet kanunu çerçevesinde EMASYA plan görevleri vardı.

Tabii afetler olan deprem, sel, yangınlar gibi toplumuzu etkileyen olaylarda mahalli idarelerle koordineli bir şekilde bölgesindeki EMNİYET- ASAYİŞ- YARDIM FAALİYETLERİNİ yürütürdü.

Bütün birlikler, konum ve güçlerine göre bulundukları bölgelerdeki mahalli idarelerle koordineli bir şekilde önceden plan tatbikatları şeklinde provalar yapılırdı.

17 Ağustos 1999, saat gece yarısı 03.01 de 7,6 şiddetinde Silivri’den Adapazarı’na kadar 120 kilometrelik bir alanda yıkım oldu.

Bölgedeki tugaylarımız, EMASYA planına göre anında Silivri- Çatalca- Yalova – İzmit- Adapazarı ve görev verilen yerlere hareket ettiler. O birlikler, sorumluluk bölgelerini çok iyi biliyorlardı.

Bende 1.Ordu Karargâhından, görev yerim olan Adapazarı’na ilk günde helikopter ile gittim.

Daha önce, araç seferberliği ile ilgili ismen ve araç plakaları ile tespit ettiğimiz kepçe, dozer, iş makinaları, matkap, vinçleri görev yerlerine sevk ettik.

Öncelikli yıkımların olduğu bölgelere birliklerimizi yolladık. Depremde gelen yardımları bir plan dâhilinde muhtarlarla koordineli olarak ihtiyaç sahiplerine dağıttık.

İl Koordinasyon Merkezinin koordinesiyle, ilçe belde ve köylere ulaşıp onlara ihtiyaç duydukları her türlü desteği verdik.

Acil ihtiyaç duyduğumuz malzemeler, doktor, teknik eleman gibi personel ihtiyacımızı Bolu, Bilecik, Eskişehir, Afyonkarahisar valiliklerinden karşıladık.

Bölgede giriş ve çıkışları ve çevre emniyetinin alarak hırsızlık ve yağmanın önledik ve can emniyeti ve yaralıları devlet hastanesi, helikopterle İstanbul’a, yurt dışından gelen yabancı ülkeler ve tugayın seyyar hastanesine sevk ettik.

Birliklerimiz, sorumlu bölgelerindeki en ücra köylerine kadar bilirler ve deprem mağduru vatandaşlarımız ve aileleri yanında askerlerimizi gördüler.

EMASYA, 4 Şubat 2010 da kaldırıldı. Kahraman Maraş ve bölgede gördüğümüz ağır depremin yarattığı sorunların giderilmesi için EMASYA uygulamasına süratle geçilmelidir.

 

     SONUÇ:

  1. DÜNYAMIZ 4,54 MİLYAR YIL YAŞINDA

Güneşin oluşumunun sonrasında, bundan 4,54 milyar yıl önce güneşten kopan bir parça ve evrende özellikle birçok farklı göktaşı ile beraber çarpışma üzerinden, farklı maddelerin milyarlarca yıl içerisinde değişim göstermesi üzerine dünyanın yapısı oluşur.

Demek ki; dünyamız 4,54 milyar yıl yaşındadır.

Uygun şartların oluşması sonucu canlı yaşam, özellikle bitkilerin fotosentez gerçekleştirmesi üzerinden atmosfer ve buna bağlı olarak oksijen ortaya çıkar. Böylece canlı varlıkların yaşayabilmesi için gerekli ortam hazır hale gelir.

Dünyanın oluşumunda kıtaların yerlerinin değişmesi, volkanik patlamalar, aşırı soğuk ve aşırı sıcak değişimleri, fırtınalar ve tabiattaki milyarlarca yıllık değişimler sonucu bugünkü dünya yapısı oluşur.

Bilim adamları insan varlığının 150- 200 bin yıl önce dünyadaki varlığının başlangıcı olarak açıklarlar.

Dünyamızda evrimler ve değişimleri devam etmektedir. Dünyanın merkezi ateş kitlesi olan volkanik lavlar, kuzey ve güney kutuplarındaki buzullar, ekvator ve kutuplar arasındaki sıcaklık farklılıkları, fırtınalar, tayfunlar, depremler devam etmektedir.

Demek ki; depremler bizden önce de vardı ve bizden sonra da devam edecek. Dünyanın bu yapısı içerisinde var olabilmenin ve sağlıklı bir yaşam sürmenin tek yolu İLİM ve FEN rehberliğinde teknolojinin bize sağladığı her türlü tabiat olaylarına karşı hazırlıklı olmalıyız.

  1. Deprem ve doğal afetleri yönetecek insanları, liyakat sahibi ve konunun uzmanlarına bırakılmalıdır.
  2. Asker ve mahalli yöneticilerin deprem ve doğal afetlerde planlı bir şekilde kullanılmasını sağlayan EMASYA ( Emniyet – Asayiş – Yardımlaşma) teşkilatı, yeniden faaliyete geçirilmelidir.

 

Adapazarı depreminde askeri çadır kent

 

 

Adapazarı’nda Askeri sahra hastanesi

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti