Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Halil Kocaşaban

BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM…

Bir şehir düşünün aman bana bulaşmasın da kim ne yaparsa yapsın denilen, çalışanın sevilmediğini itibar görmediği neme lazımın kol gezdiği…
Başı sonu kime, neye varır bilmiyorum ve çokta hatır gönül sayacak gibi de düşünmüyorum.
Kaderine dahi terk edilmemiş bir şehir Afyonkarahisar’ım….
Şehrimizin kaybettiklerini yazmaya kalksam ne bilgim ne köşem ne de sayfalarımız yetmez sanırım bu konuda dönem dönem Sn. Sezer KÜÇÜKKURT Abim köşesinden değiniyor. Tabi kulağı olan işitiyor ama onlar da sessiz kalınca geçiyor, unutuluyor sanıyor.
Nereden başlasak, nereden tutsak bilemiyoruz.
Yıllardır bitmeyen müzeden mi söze başlasak kent meydanında çatısını açıp bırakılan Zafer müzesini mi ansak ?
Ya da konuyu biraz daha başa sarsak…
Şehr-i Karahisar’da Esnaf olmak,
Şehrimizde esnaflık yapan işletmelerin büyük bir çoğunluğu genel itibariyle Dededen Toruna – Babadan oğula geçen işletmelerdir. Zamanında Fabrika işçilerinin, Askeriyenin ve öğrencinin olduğu şehrimizde esnafa can veren Gurbetçi, Düğüncü ve az da olsa turizmdir. Geçtiğimiz yıllarda pandemi nedeniyle ertelenen düğünler başta Uzun Çarşı esnafı olmak üzere neredeyse tüm esnafın elini kolunu bağlamıştır. Düğüncü deyip geçmeyiniz. İnşaattan tekstile gıdadan kuyumcuya piramitin en tepesindedir. Ve Uzun Çarşı, Bedesten ve Belediye Şehir Çarşısı bu işin merkezidir. Ayrıca şehrimize gelen turist ve ziyaretçilerin mutlak ziyaret ettiği bölgedir. Tabi bir diğer hususta şehrin finans merkezidir.
Uzun Çarşı Lokum, Sucuk, Kuyumcu ve döviz bürolarının merkezi şehrin kuşaktan kuşağa geçen marka firmalarının bulunduğu yerdir. Peki biz böylesi bir potansiyeli nasıl kullanıyoruz dersiniz? Gelen her ziyaretçimizi misafirimizi tıkanmış trafiğimizle dar Uzun Çarşı sokağına çapraz araç park edip bir daha girmesin diye mi? Her ne kadar altının cazibesi, Lokumun, sucuğun tadı çekse de trafik ve otopark keşmekeşiyle bir daha gelme der gibi bir halimiz var.
Bakınız Türkiye’de başka nerede rastlanır böylesi bir durum çift sıra park bile alışmışken böyle bir yuvarlağın içine park pek alışılmış bir durum olmasa gerek …..

 

Şehrimize adını veren Kale’den, eski yerleşim yerlerine, konaklara, Taşhan’a, Tarihi Bedesten’e kadar bu güzergahı besleyen ana damar tıkanmış durumdadır. Tüm şehrimiz esnafı gibi Uzun Çarşı da daha fazlasını hak etmektedir. Allah korusun ahşap evlerin bulunduğu yukarı mahallelerde bir yangın çıksa itfaiyeye ait büyük araçların geçme şansı yoktur. Yine geçtiğimiz günlerde hepimiz şahit olduk ki kilitlenen kavşakta Saraçlar içinde rahatsızlanan bir vatandaşımıza ambulans yetişmekte güçlük çekmiş emniyet araçları siren sesleriyle trafiği güç bela açmıştır. Şehrimiz gastronomi ile lezzetleri anılırken maalesef trafik karmaşası ile aman aman merkeze hiç bulaşma, yol üstünden al geç, diyerek kulaktan kulağa da reklam edilmektedir. Esnaf olarak bu trafik karmaşasının bedelini ödemeye başladık. Merkez olarak çekim gücünü kaybettik ve ticaretin büyük bir kısmı çevre yolu üzerindeki işletmelere kaydı. Amirinden memuruna işçisinden esnafına yetki ve etki sahiplerinin lütfedermiş gibi değil de boynumuzun borcuymuşçasına gayret etmeliyiz.
Çarşı esnafıyla alışveriş sadece mal alıp para vermek değildir. Hatırdır, gönüldür, hatıradır, hafızadır, sosyal münasebettir. AVM’de ise sadece al-öde-git bir daha görmesen de olur… Yıllar geçse de dönüp görmek istediğimiz çarşılar ve hayatta olduğunu görünce mutlu olduğun esnaftır.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti