BÜYÜK MİLLET DENGEYİ KURDU VE SİYASETE TESLİM ETTİ

14 Mayıs seçimlerini tamamladık. Şimdi sırada “İkinci tur” yani 28 Mayıs seçimleri var.
Bizim açımızdan baktığımızda geride kalan seçim sürecine dair bazı tespitlerimiz şu şekildedir:
AK Parti eğer ki, seçim sürecinin en başında tabanın ortaya koymuş olduğu “değişim” talebini iyi okumuş olsaydı, bugünkü sonuçtan çok başka bir sonuç ortaya çıkabilirdi. Belki de seçim ikinci tura kalmayabilirdi. Örneğin AK Parti’nin 3’üncü sıra adayı olarak seçimlere katılan Dr. Hasan Arslan’ı tanımadığını söyleyen bir çok seçmenin bu duruma tepki olarak “O gideceğine, Mustafa Enis Arabacı gitsin” diye İYİ Parti’ye; “O gideceğine Yücel Genç gitsin” diye MHP’ye, “O gideceğine Cemil Çoker gitsin” diye BBP’ye oy verdiklerine tanık olduk.
Türkiye’nin ve haliyle Afyonkarahisar’ın milliyetçi-muhafazakar tabanının Cumhur İttifakı’na, “Kızıyoruz, sövüyoruz, yanlışlar var ama değerlerimizden de vazgeçemiyoruz. Siz bize daha iyi alternatifler sunsanız biz sizi uçuracağız” dediğini görüyoruz.
Aynı taban, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, “Seni seviyoruz. Ama yanlışlar var, bizi iyi dinleyin” mesajı verdiğini düşünüyoruz. AK Parti’nin ülkenin geleceğinde etkin olmasını istediğini, ama bunun güvencesi olarak MHP’yi yanında konumlandırdığını, her iki partiye “Birlikte daha güzelsiniz” dediğini anlıyoruz.
Millet İttifakı ve muhalefet kesimine “Size tam olarak güvenemiyoruz. Özellikle terör bağlantılı mihraklarla olan şüpheler bizi endişelendiriyor” mesajı yolladığını değerlendiriyoruz.
Üstün bir feraset sahibi olan Türk Milleti’nin kaderini ve geleceğini “tam bir denge üzerini” oturtup siyasi kadrolara teslim ettiğini görüyoruz.
Hayırlı olsun. Allah kazasız, belasız ikinci turu tamamlamayı ve demokratik sürecin tamamına ermesini nasip eylesin.

ŞÜKÜR Kİ YANILMADIK, YANILTMADIK

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın deprem telaşesi sürerken “Seçime gidiyoruz” açıklamalarının hemen ardından bu sütunlarda kendimizce değerlendirmelerde bulunmaya çalıştık. Hamdolsun ki, siz değerli okuyucularımızı yanıltan, yanlış yönlendiren bir tahlilde bulunmadık. Daha seçime 3 ay varken bu köşeden yaptığımız tahminlerde “Eğer büyük bir değişiklik olmazsa Afyonkarahisar’ın milletvekilleri 3-1-1-1 olarak dağılır” demiştik, çok şükür yanılmadık.
***
İYİ Parti’den Belediye Başkan adayı olan eski AK Parti Milletvekili Dr. Mahmut Koçak’ın AK Parti ile görüştüğü, AK Parti’ye geri döneceği bilgilerini paylaşmıştık, çok şükür yanılmadık.
22 Mart tarihinde bu köşede yer alan yazımızda şöyle demiştik: “İYİ Parti’de tüm hesaplar milletvekili sıralamasının ilk 2 sırası üzerine yapılıyor. Mısırlıoğlu ve Olgun’un bir ekip halinde listenin zirvesine oynadıkları herkesin malumu.
Diğer tarafta İYİ Parti’nin önemli kurmayları Dinarlı Saffet Acar ile Abdülkadir Akcan ve diğer adaylar var. Hakan Şeref Olgun’un listenin ilk iki sırasından birisindeki yerini sağlamlaştırmasının yolu “Sen 1 ol, ben 2” formülünden geçer.
Siyaset sahnesinde bulunanların iyi bildiği bu eski taktik her zaman işe yarar. Güçlü iki aday “Sen 1 ol ben 2” anlaşmasına vardıklarında diğer tüm adayları ekarte edebilmek için güç birliği yaparlar. Olgun ve Mısırlıoğlu’nun Arabacı’yı İYİ Parti’ye katılmaya ikna etmelerindeki sır “Sen 1 ol, ben 2” formülü olabilir mi?
Cevabı hep birlikte yaşayarak gördük.
***
23 Mart’ta “CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, DEVA ve Gelecek Partileri’nin Millet İttifakı’nda “40 ilde ortak liste” söylentisi aylardır var” demiştik. İYİ Parti kendi yolunu çizdi, diğer partiler CHP listelerinde buluştu.
***
30 Mart’ta şöyle yazmıştık: Bugün için konuşacak olursak Afyonkarahisar’ın 6 milletvekilliği için çok büyük bir değişkenlik söz konusu değil gibi. Bir milletvekilini iktidar kanadından alıp muhalefet kanadına aktaracak büyüklükte oy kaymalarını göremiyoruz Afyonkarahisar’da.
Dedik ya; seven daha çok seviyor, kızan daha çok kızıyor. Arada kalan, denge unsuru olan seçmenler ise aday listelerine göre karar verecekler. 6 vekilimizden 1 tanesinin Cumhur İttifakı’nda mı, Millet İttifakı’nda mı duracağına bu “ortadaki” seçmenler karar verecek bize göre.”
Terazinin ibresi oynadı, oynadı ve yerini buldu.
***
Afyonkarahisar eski Valimiz Gökmen Çiçek’in, Afyonkarahisar Valimiz Kübra Güran Yiğitbaşı’nın ve Belediye Başkanımız Mehmet Zeybek’in aday adayı olmayacaklarını belirtmiştik. CHP listelerinde Saadet Partili bir adaya yer verilebileceğini dile getirmiştik. CHP’de Yalçın Görgöz gibi isimlerin şansının olmadığını söylemiştik.
Sonraki bir yazımızda, “Afyonkarahisarlı olmayan ama Afyon’da Saadet tabanının oylarını alacak olan CHP 2. Sıra adayı Fatih Aydın kendisini TBMM’ye taşıyabilir mi bilinmez ama… Burcu Köksal kendi oluşturduğu aktivitesi, CHP’nin Afyon’daki kemik oyları ve Saadet Partisi’nden Fatih Aydın’ın getireceği oylarla TBMM’ye elini kolunu sallaya sallaya gidecektir. Şimdiden hayırlı olsun” demiştik.
Aynı yazının devamında “Listeler oluştuktan sonra AK Parti cephesinde oluşun burukluk MHP’ye fayda getirebilir. Cumhurbaşkanlığı’nda “Reis”e oy verecek olan Cumhur İttifakı seçmeni, AK Parti listesini tasvip etmiyorsa eğer MHP’ye yönelecektir” demiştik.
***
13 Nisan’da bu köşede “Bunca tantana 2 yeni vekilimiz için” demiş ve şu satırları sizlere aktarmıştık:
Seçilme şansı yüksek olanlar hangileri? Herkesçe malum…
Mevcut Milletvekillerimizden Ali Özkaya, İbrahim Yurdunuseven, Mehmet Taytak ve Burcu Köksal milletvekili aday listelerindeki yerleri nedeniyle çok büyük bir aksilik olmazsa yeni dönemde de Afyonkarahisar Milletvekili olacaklar.
Geriye ne kaldı? 2 Milletvekilliği…
Yani bunca tantana, bunca gürültü, mevcut Afyonkarahisar Milletvekillerinden Veysel Eroğlu ve Gültekin Uysal’ın yerine kimlerin Afyonkarahisar Milletvekili olacağıyla ilgili…
Hepi-topu 2 isim seçeceğiz. İşin hülasası bu…
Siyasi parti liderlerinin iki dudağı arasındaki demokrasi ile, tabanın görüşünün tavana ulaşmasına izin vermeyen sistemlerle seçime de gitsek, sandıkları da patlatsak alabileceğimiz mesafe bundan ibaret…
***
16 Nisan’da ise Afyonkarahisar’da MHP’ye 1 milletvekili kazanma şansı dahi vermeyenlere itiraz etmiştik. O günkü yazımızda şöyle aktarmıştık görüşlerimizi: “Milliyetçi Hareket Partisi’nin cumartesi günü Derya Düğün Salonu’nda düzenlenen iftar yemeğine katıldık, davete icabet ederek. Gördüğümüz kalabalık karşısında şaşırdık doğrusu.
Hemen hemen her seçim öncesinde estirilen “olumsuz” rüzgar bu günlerde de estiriliyordu çünkü. Cumartesi akşamı bizim gördüğümüz manzara “MHP’ye çok tepki var”, “Oyları eridi” tarzındaki söylemlerin tam aksineydi. Yoğun katılım, dinamik yapı, birlik ve beraberlik ruhu; MHP’nin eski halinden çok da bir şey kaybetmemiş halde 14 Mayıs seçimlerine hazır olduğunu gösteriyordu.
İftar ve aday tanıtım programı ile MHP Afyonkarahisar İl Teşkilatı “Yıkılmadık, ayaktayız” mesajı veriyordu sevenlere de sevmeyenlere de… Bu manzaranın ardından, 14 Mayıs’ta MHP’ye Afyonkarahisar’dan 1 milletvekili şansı tanımayanların bir kez daha düşünmelere gerekiyor bence.”
***
Biz siyasi partilerin Afyonkarahisar mitinglerini değerlendirirken, eline cetvel alıp ölçüm yapanlar, hayal dağlarından kar devşirenler bizim söylediklerimize itiraz ediyor, bizi yanlı/taraflı olmakla suçluyorlardı. Mitingler ve sonrası ile ilgili yaptığımız değerlendirmelerde de hamdolsun yanılmadık.
***
Benzeri örnekleri artırabiliriz. Çok şükür ki, bu süreçte yazdıklarımızı, söylediklerimizi yalanlayacak bir durumla karşı karşıya gelmedik. Övünmeyi sevmeyiz ama bu kadarına hakkımız olduğunu düşünüyoruz. Çünkü biz mesleki hassasiyetimiz gereği “canımızın istediği”ni değil, “gördüğümüzü, anladığımızı” sizlere aktarmaya çalıştık. Zaman bizi haklı çıkardı. Bir gazeteci için yaptığı değerlendirmelerin gerçek çıkmasından daha büyük bir madalya olabilir mi?
Seçim sürecinde bizi “Yanlılıkla”, “haksızlıkla”, “tarafgirlik”le suçlayan kardeşlerimize durumun hiç de öyle olmadığını anlatmaktır bu yazımızdaki niyazımız.
Keramet sahibi değiliz. Birilerine yaranma çabamız da yok. “Tek yaptığımız tarihe not tutmak… Gerisi takdir-i mutlak” parolasının izindeyiz.