Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Sezer Küçükkurt
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Büyük Taarruz, Büyük Zafer – Kocatepe Gazetesi

Sezer Küçükkurt 27 Ağustos 2011 Cumartesi 03:00:00
  Afyonkarahisar’ın düşman işgalinden kurtuluşunun ve Kurtuluş Savaşı’nın dönüm noktası, bugünkü ülke sınırlarımızın belirleyicisi Büyük Taarruz’un yıldönümünü yaşıyoruz. Bir yönü askeri deha, bir yönü dünya tarihindeki kahramanlık destanı olan bu eşsiz olayı ve onun kahramanlarını yad ediyoruz.
Bundan tam 89 yıl önce Haziran 1922 ortalarında Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa, taarruza geçme kararını almıştı. Asıl amaç, yok edici bir meydan savaşı yapmak, düşmanı çabuk ve kesin bir sonuç alacak şekilde vurmaktı.
Gizlilik içerisinde ve taktiklerle dolu geçen süreç sonrasında 20 Ağustos 1922’de Akşehir’de bir kez daha buluşan ordu komutanları son hazırlıklarla birlikte taarruz planına son şeklini verdiler. Bu tarihten sonra birlikler geceleri yavaş yavaş muharebe bölgelerine yanaşmaya başladı. 25 Ağustos 1922 saat 12.30’da Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa cephe genel taarruz emrini yayımladı. Hava kararınca Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ve komuta heyeti Şuhut’taki Hacıveli Konağı’ndan ayrılıp Çakırözü köyü üzerinden Kocatepe’nin güneydoğu sırtlarına ulaştılar. (Dün yapılan yürüyüş bu tarihi seyrin yad edilmesi idi.) Nurettin Paşa komutasındaki 1. Ordu birlikleri Afyon’un güneydoğusunda toplanırken, 5. Süvari Kolordusu ise Sandıklı’dan hareketle Çukurca mevkiine geçerek Ahır dağı geçitlerine yöneldi. 2. Ordu birlikleri Eskişehir’in kuzeydoğusundan Akarçay’a kadar güneye doğru uzanan yaklaşık 100 kilometrelik hattı tutmuştu.
26 Ağustos sabahı saat 05.00’te Yunan mevzilerine karşı tüm cephelerde yoğun topçu ateşi başladı. Afyon şehir merkezi de top sesleri ile inliyordu. Kocatepe merkezli olarak saat 05.35’ten itibaren topçu ateşinin kademeli olarak Yunan savunma hattının gerisine kaydırılmasıyla Türk piyadesi ana hedeflerine doğru saldırıya geçti. İlk olarak Kalecik Sivrisi ve yanındaki tepeler süngü hücumuyla ele geçerildi. Daha sonra Belentepe, Tınıztepe, Beytepe ve Kırcaaslantepe (Kılıçarslan) alındı. Takviye alan Yunan birlikleri Erkmen Tepe ve Çiğiltepe de inatçı bir savunmaya geçtiler. Günbatımına yakın Tınaztepe yine Yunan eline geçti. Süvari tümenleri saat 08.30 civarında Yunan cephesinin batısındaki Çayhisar bölgesine inmiş ve burada iki kola ayrılarak keşif ve tahrip harekatına başlanmıştı. Günün sonunda 1. Ordu birlikleri Büyük Kalecik’ten Çiğiltepe’ye uzanan Yunan mevzilerini ele geçirmişlerdi, ancak cephe henüz yarılmamıştı.
27 Ağustos günü 2. Ordu cephesindeki Türk birlikleri güçlü Yunan yedek kuvvetlerinin büyük bölümünün güneye, esas muharebe sahasına inmesini oyalama savaşı vererek engelledi. Mustafa Kemal Paşa ve komuta heyeti savaşı Kocatepe’de sevk ve idare etmeye devam etti. Gün ağarırken 1. Ordu birlikleri tüm cephede yeniden taarruza başladı. Erkmen Tepeler, Tınaztepe ve öğleden sonra Çiğiltepe ele geçirildi. (Bu noktada Albay Reşat Bey’in dramı ayrı bir konu) Böylelikle Yunan cephesi yarıldı ve Yunan birlikleri Afyon ve Sincan Ovasına doğru kaçmaya başladı. Takibe başlayan Türk askeri saat 17.30’da Afyonkarahisar’ı düşman elinden kurtardı. Süvariler batıya doğru çekilen düşmanın peşini bırakmıyordu.
28 Ağustos’ta Başkomutanlık ve Batı Cephesi Karargahı Afyonkarahisar’a, bugünkü Zafer Müzesi’ne taşındı. Taarruz tüm cephelerde hız kesmeden sürüyordu. Yunan birliklerinin bir bölümü Dumlupınar istikametine çekilerek buradaki mevzileri tuttu. Esas taarruzu yapan 1. Ordu birlikleri kuzeydeki 2. Ordu ile irtibat sağladı. Süvari kolordusu dağınık düzende çekilen Yunan birliklerini yakaladağı yerde haklıyor, ayrıca Eğret (Anıtkaya) civarında düşmanın yedek kuvvetlerine aman vermiyordu. Süvarilerimizin bu taktiği düşmanın Kütahya yönüne çekilmesini önledi. Bu gün itibariyle Yunan birliklerinin iletişim, koordinasyon, birliktelik imkanları çökmüştü. Parça parça olan Yunan askeri ne-reye gideceğini bilmez bir şekilde Türk ordusunun sürdüğü yöne doğru kaçışıyordu. Türk ordusunun biliçli bir şekilde sürdüğü bu yön Dumlupınar istikameti idi.
29 Ağustos günü yollar kapandı ve düşman kuşatma altına alındı. Dumlupınar bölgesinde kıstırılan Yunan ordusunun etrafındaki çember artık kapanmış, Başkomutanları Tirikupis de çemberin içinde kalmıştı.
30 Ağustos günü Afyon’da bulunan Mustafa Kemal Paşa sabah saat 10.00’da Dumlupınar’da ateş hattının ortasında bulunan 1. Ordu Karargahına gelerek kuşatma altındaki Yunan kuvvetlerinin imhası emrini verdi. Saat 15.00’e kadar süren yağmur ve sis Yunan birliklerinin savunma düzeni almasını sağlarken, Türk harekatını ilahi kaderin belirlediği saate kadar bekletti. İzmir yönüne doğru 4-5 kilometrelik bir açıklık hariç Yunan kuvvetlerinin tamamı Türk ordusunun çemberi içindeydi. Saat 17.00’de başlayan topçu ataşi sonrasında 18.30’da Türk piyadesi süngü hücumuna kalktı. Saat 19.30’da düşman mevzilerine girildi. Adatepe ele geçirildi. 22.30’da son Yunan dirilişi de kırıldı ve Kanlıköprü hattına kadar ilerlendi. Yaklaşık 20 bin kişilik Yunan birliklerinin yarısı ölü, yaralı ya da esir olarak savaş dışı kaldı. Aralarında Trikupis’in du bulunduğu 10 bin civarındaki Yunan askeri bırakılan açıklıktan güneye doğru kaçtı. Çoğu peşindeki Türk askerlerince esir alındı. Büyük Taarruz’un başlangıcında Yunan askerlerinin mevcudu 200 bine yakındı. Bunların yaklaşık 70 bini çoğunlukla yerli sivil Rumlardan oluşuyordu. Yunan kuvvetleri 30 bin ölü, 20 bin esir verdiler. 100 bin civarında asker ve sivilin Yunanistan’a kaçtığı tahmin ediliyor.
Ve 31 Ağustos günü Başkomutan tarih emrini verdi: “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!”
Türk birlikleri ise Büyük Taarruz’un başından 9 Eylül’e kadar şehit, yaralı, kayıp, esir ve hasta olarak 13 bin civarında asker kaybetti.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER