Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murat Arısoy

Depremi unutmayalım – Kocatepe Gazetesi

Murat Arısoy 18 Ağustos 2014 Pazartesi 03:00:00
  Deprem, hepimizin gündeminde olması gereken bir konu. Her an depremle karşılaşabiliriz. 17 Ağustos 1999’da yaşadığımız gibi.
Ne geceydi hatırlar mısınız?
Kırklareli’nde Adliye Lojmanları’nda ikamet ediyorduk o zaman. Afyonkarahisar’da nasıl hissedildi bilmiyorum, ama Kırklareli’nde “yakından” hissedildiğine şahidim.
Hatta Adliye Lojmanları’nın yanı başındaki Kırklareli Anadolu Lisesi’nin Spor Salonu’nun okulla birleştiği yerde derin bir çatlak bile oluşmuştu.
45 saniye sürdü. O 45 saniye, bitmek bilmedi fakat.
Hiçbir şey durduramadı.
Depremin ardından herkes dışarı çıkmıştı, rahmetli babam ‘Kalalım evde, hiçbir şey olmaz’ demişti. O heyecanla babama içerlesek de evde kalmak fikrine itiraz etmemiştik.
Televizyon kanalları yavaş yavaş “şok”u atlattı.
İlk haberi veren NTV’ydi. Haberler sayesinde anladık ki ortalık mahvolmuş.
7.4 büyüklüğündeki sarsıntı, Marmara Bölgesi’nde yıkıma neden olmuştu.
Öğle saatlerinde, bir deprem daha hissettik. Meğer 5 büyüklüğündeymiş.
17 Ağustos’tan itibaren bir televizyon yıldızımız olmuştu: Merhum Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara. “Müteyakkız” kelimesini ilk O’ndan duymuştum.
-Müteyakkız olun diyor baba, yani ne yapalım?
-Her şeye hazırlıklı olun diyor, teyakkuz hâlinde olun diyor oğlum…
Günler geçtikçe, merkez üssü Gölcük olan depremin maddi ve manevi boyutu da ortaya çıkmıştı.
Aynı yıl, Kasım ayında bir deprem daha gördük: Düzce’de bir sonbahar akşamında geldi sarsıntı. Ne tuhaf, o depremi canlı yayında izlemiştim. Ali Kırca, ATV Anahaber Bülteni’ni sunuyordu. Tam bülteni açtı ki kamera görüntüsü sallanmaya başladı. İstanbul’daki stüdyoda kısa süreli bir sessizlik olmuştu. Ekranda gördüğüm sallanma, birkaç dakika sonra bizim eve kadar gelmişti bile.
17 Ağustos’u kimse unutmamıştı.
Hemen canlı bağlantılar kuruldu, bilgiler alındı.
Türkiye bir kez daha korkmuştu.
Şunu kabul etmek gerekti ki, ülkemiz deprem kuşağındaydı. 1999’daki depremi unuttuğumuzu zannederken Sultandağı Depremi meydana geldi.
Sonra Bingöl, sonra Kütahya sallandı.
Van’da 2011’de meydana gelen deprem, hepimizi yine derinden yaraladı.
Unutmak istesek de unutamıyoruz depremi.
Ve aslında hatırlamak en iyisi…

DEPREMİN 3 AŞAMASI

Türkiye’de 1999 Depremi’nden bu yana başlayan süreçte, “afet eğitimleri” denilince, “Deprem anında nasıl korunuruz” sorusunun cevabını ararız. Oysa depremde, sadece “olurken” korunmak, bir anlam ifade etmeyebilir.
Kanaatimce deprem, 3 aşamada incelenmeli:
-Deprem olmadan önce/bina ve şehir güvenliği nasıl sağlanacak?
-Deprem sırasında bireyler kendini nasıl koruyacak?
-Depremin ardından oluşacak menfi vaziyet nasıl bertaraf edilecek?
Birinci aşamada görev, Valilik, Belediye, yapı denetim şirketleri, mühendisler, müteahhitler, imar sorumlularına düşüyor.
Müteahhidin “Ben otopark yapmayayım da Belediye’ye bağışta bulunayım” demesinden tutun, yapılan binaların depreme dayanıklı olup olmaması hakkındaki denetimlere; “Başımı sokacak bir evim olsun da varsın deprem gelene kadar barınayım” diyen ev sahibi ya da kiracıdan, işlettiği mekanın genişlemesi için bina kolonlarını kestiren işadamına kadar herkesin ayrı ayrı sorumluluğu var. Bunları görmezden gelenlerin ise vebali büyük.
Depremin birinci aşamasında, “ayakta kalacak” binaların inşa edilmesi, bu inşaatın da sıkı bir denetlenmesi gerekiyor.
Depremin ikinci aşaması da yine hemen hemen herkesi ilgilendiriyor. Deprem sırasında vatandaş ne yapacak? Bu sorunun yanıtının hepimize öğretilmesi lazım. Evlerimiz güvenli olmadığı için ayakta/hayatta kalmanın bir çaresini bulmalıyız.
Bu nokta da bir standart oluşturulmalı.
Örneğin, binalardaki kapılar muhtemel bir panik anında, çıkmak kolay olsun diye dışa doğru açılmalı.
Ben, İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’nün de, Türk Kızılayı’nın da “Afet Eğitimi”ni inceledim. İki eğitim arasında temel bir çelişki var: Deprem sırasında biz masa, sandalye gibi bir eşyanın altına mı saklanacağız? Yoksa dayanıklı bir eşyanın yanına başımızı tutacak şekilde uzanıp bacaklarımızı karnımıza çekerek “Yaşam üçgeni” mi oluşturacağız? Evlere güvenmeyenlerin ikinci seçeneği uygulaması daha doğru gibi geliyor. Ama bu konuda, iki ayrı kurumun iki ayrı önerisi bulunuyor.
Depremin üçüncü aşaması ise depremden sonrasına dair önlemler. Telaş hâlinin bir kenara bırakılıp bir an önce sağlık ve kurtarma ekiplerine yol gösterilmesi elzem. Bu konuda da vatandaşların soğukkanlı olmasını sağlamak, yine yukarıda bahsi geçen kesimlere düşüyor. Telkin için psikolog ve imamların da hazırlıklı olması, duygusal yıkımı bir nebze olsa da hafifletecektir.

EYLÜL’DE TATBİKAT VAR

İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü, 26 Ağustos’ta düzenlenmesi planlanan büyük kurtarma tatbikatını Eylül ayına aldı. Sandıklı Tokalı Kanyonu’nunda yapılacak tatbikata 26 ilden ekipler katılacak.

122’Yİ ARAYIN

Doğal afetler sonrasında arayabileceğiniz bir telefon numarası var: 122. İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü bünyesindeki ekipler, 122’yi aradığınız zaman size yardımcı olacak.

EĞİTİMCİLER DE EĞİTİLİYOR

Türk Kızılayı Derneği Afyonkarahisar Şube Başkanı İsmail Danıştekin, her okuldan 2 öğretmene afet eğitimi verdiklerini vurguladı. Danıştekin, “Türk Kızılayı’nın bir projesi var. Afyonkarahisar da bu projeye dahil oldu. Bu proje kapsamında 3 bin kişiye ulaşmaşyı hedefliyoruz. Bu proje kapsamında her okuldan en az 2 öğretmene bu eğitimi veriyoruz. Muhtarlara ve Toplum Destekli Polislere de bu eğitimi veriyoruz” ifadelerini kullandı.

SAĞLIK KURUMLARI HAZIR

Afyonkarahisar’ın sağlık alanında ileri bir duruma geldiğini görmek gerekiyor. Gazzeli mağdur kardeşlerimizin Afyonkarahisar’da da tedai edilecek olması, bunun bir göstergesi. Afyonkarahisar Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Ayhan Erenoğlu, doğal afetler halinde de Afyon’un sağlık merkezi olabileceğini söylüyor. Erenoğlu, “Biz afetlere hazırlıklıyız. 1999’daki depremini yakından yaşadık ve görev yaptık. Biz acil bir durumda hastanelerimizin koridorlarını bile tedavi amaçlı kullanabiliriz” diyor.

DEPREM HAKKINDA FARKINDALIK ARTIYOR

Afyonkarahisar, doğal afetlerin öncesi için değil ama sonrası için hazırlıklı bir il. Bu konuda İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’nün katkılarını görmezden gelemeyiz. Bununla birlikte Afet Bilinci Derneği ve AKUT gibi sivil toplum kuruluşları da, deprem bilincinin ve farkındalığın artması için çalışıyorlar.
Afyonkarahisar’da afet yönetimi ve hazırlıkları ile ilgili görüşüne başvurduğum kişi ve kurumların anlattıklarına da yer vermek istedim.

AFET
Unutulunca afet olur devran
Kapını çalmayınca kimse
Sormayınca isteğin olup olmadığı
***
Unutulunca afet olur asıl
Yıkım dediğin 45 saniye
Sonrası umutsuz ve karanlık
***
Bina yıkılır, yapılır belki
Müteahhit suçlanır,
Örtbas eder siyaset
Afet yine orada başlar
Hiç bitmemişçesine
***
Yalan yardımlarla göz boyarken
Kıymeti kendinden menkul
Birtakım işadamları
Yine afet olur
Gözyaşları
***
İstismar ederken büyük
büyük adamlar
Susar istismar edilen
Evinden sonra
Gönlü yıkılır
Afet kendini gösterir yine
***
Ve her afette olduğu gibi
Hazırlıksız yakalanırız
Çünkü ne gönül
almayı öğrettiler bize
Ne kalp kırmamayı
***
Çadırda kalan minicik kız
Sobaya yanaşan o delikanlı
Dudakları titreyen bir anne
Her daim güçlü gözüken baba
Öğrencileriyle avunan öğretmen
Nefes vermek isteyen doktor
***
Kurtarma ekipleri sonra
Memleket hasreti çekenler
Akılları afette
***
Unutulunca olur olan
Ve bu sarsıntı
Sürer bir ömür
***
Unutulmak
Afet…

ARISOY

AFETE DİRENÇLİ TOPLUM HEDEFİ

17 Ağustos 1999 Marmara Depremi, sönen umutları yeniden canlandırmak, yurttaşlarımıza güven duygusunu yeniden kazandırmak ve depremle yaşamayı öğrenebilmemiz için, bize sorumluluklarımızı sürekli hatırlatan bir tarih olmuştur.
Marmara Depremi’nden gereken dersleri çıkarılmış ve afet yönetimi sistemi yeninden gözden geçirilmiştir. Afetlerin daha etkin ve tek elden yönetilmesi için, 5902 sayılı yasa ile Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı (AFAD) kurulmuş ve 17 Aralık 2009 günü faaliyete geçmiştir.
Marmara depremi sonrası yapılan düzenlemelerle, Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik, 4708 Sayılı Yapı Denetimi Yasası, Zorunlu Deprem Sigortası (DASK) uygulaması, 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ve Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planının yanı sıra, artık AFAD hazırladığı “Türkiye Afet Müdahale Planı” ile afet yönteminin 0. dakikasını planlamaktadır. Kurumlarımız afetin ilk anından itibaren, her an ne yapacağını bilecek şekilde planlanmaktadır.
Afyonkarahisar’da, afet önleme ve zararlarını azaltma çabaları için, halkın bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesine çalışılmakta ve bu çerçevede okullarda, sivil toplum kuruluşlarında ve özel sektörde sürekli afet eğitimleri vermekteyiz. Ayrıca acil durumlara yönelik eğitimler ve tatbikatlar yapılarak yöneticilerin karar alma süreçlerinde etkinliği arttırılmaktadır. Eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarındaki amacımız ‘’afete dirençli toplum’’ yetiştirmektir.
AFAD Başkanlığının başlattığı Türkiye Afete Hazır Projesi kapsamında ilimizde Aile Ve Birey Afet Bilinci-1 eğitimlerimizle 5 bin kişiye ulaştık. 2014 yılının ilk altı ayında 59 okulda, 12 resmi, özel kamu kurum ve kuruluşunda toplam 15 bin 715 kişiye ulaşarak eğitim verdik.
İlimizde 2002-2014 arası bu güne kadar toplam 666 okulda, 139 resmi ve özel kurum ve kuruluşta toplam 215 bin 165 kişiye afet bilinçlendirme eğitimleri verdik.
İlimizde 112 Acil Çağrı Merkezi artık faaliyetine başlamış bulunmakta, bununla beraber bölgesel hizmet verecek Bölge Afet Lojistik Deposu AFAD Başkanlığınca ilimize yapılmış olup, bu ay itibariyle faaliyetine başlamıştır.

GELECEĞİNİZ SADECE SALINCAKTA SALLANSIN

2013 yılında, Afyonkarahisar’da kurulmuş ve ulusal düzeyde faaliyet gösteren bir dernek olarak her türlü afete karşı hazırlık amacıyla afet bilincinin geliştirilerek afet risklerinin azaltılması afet öncesi planlamanın sağlanması afet sırasında ve sonrasında yapılacaklar ile ilgili olarak toplumun bilinçlendirilmesi misyonuna sahip bir sivil toplum kuruluşu. Afyonkarahisar İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü yerleşkesi içinde konumlandırılan bir adet ofis, bir adet depo ve bir adet acil durum müdahale ve eğitim konteynırı ile faaliyetlerini sürdürmektedir.
Derneğin temel faaliyet alanı doğal afetler konusunda farkındalık oluşturmaya yönelik eğitimler. Bu eğitimlerin odak noktasını ise okul öncesi eğitim çağındaki çocuklar oluşturuyor. Dernek, temel ve sürdürülebilir projesi olan “Geleceğimiz Sadece Salıncakta Sallansın” ile, ilk etapta Afyon il merkezindeki okulların okul öncesi çağındaki çocuklara doğal afetler, korunma yöntemleri ve alınabilecek tedbirler hakkında temel bir bilinç oluşturmayı hedefliyor.
Arama&Kurtarma, ilkyardım, zaman ve stres yönetimi, iletişim, acil durumlarda iletişim ve haberleşme alanlarındaki eğitimleri tamamlamış, sosyal sorumluluğu yüksek gönüllü ekibin desteği ile sürdürülen bu eğitimlerin sürekliliğinin sağlanması ve alanının genişletilmesi derneğin en önemli hedefleri arasında yer alıyor.
Afyon’da yerel düzeyde ve Türkiye’de ulusal düzeyde işbirlikleri sağlayan dernek yönetimi, oluşturulan danışma kurulu ile istişare içinde bulunarak eğitim ve bilinç oluşturma faaliyetlerini çeşitlendirmeye ve etkinlik alanını genişletmeye çalışıyor. Bu kapsamda özellikle AFAD, Kızılay, UMKE gibi kurumlarla sağlanan işbirlikleriyle daha çok kişiye ulaşmayı hedefleyen Afet Bilinci Derneği, kendilerini resmi kurum ve ekiplerin alternatifi veya rakibi değil, aksine işbirliği içinde çalışacakları, tamamlayıcı ve destekleyici bir sivil toplum kuruluşu olarak tanımlıyor.
Risk planlama ve yönetimi, afet bilincinin oluşturulması ve geliştirilmesi konusunda yazılı dokumanlar ve yenilikçi projeler üzerine de çalışmalar yürüten dernek Afyon özelinde, Türkiye genelinde gerekli ilgi ve desteği görmesi halinde umut verici ve katma değeri yüksek bir yapıya dönüşmeye aday. Öte yandan mezun olan gönüllüleri ile Türkiye’nin her bir yanında var olan yüzü aşkın gönüllüsü ulusal düzeyde yapılanmaya başlamış durumda.

DASK’A DİKKAT EDİLMELİ

İnsanların büyük bir kısmı DASK poliçesini zorunlu olduğu için yaptırıyorlar.Elektrik idarelerinde , belediyelerde su aboneliklerinde veya tapu dairelerinde işleri var iken dask poliçeleri gündeme geliyor.Bir anda özellikle ilimizin deprem bölgesinde olduğu unutuluyor.Dinar ve sultandağ depremleri bir anda göz ardı edilıyor , anlayamıyorum.Anlamakta zorluk çekiyorum. Oransal olarak baktığımızda ise ülkemiz genelinde DASK yapılma oranı yüzde 40 seviyelerindedir.Bu rakam ilimiz için de hemen hemen aynıdır.Tabii bu arada sigorta bilinci yerleşmiş bir grup insanımızda var demek yanlış da olmayacak.Zorunlu poliçelerini itina ile yaptıran , hem zorunlu olduğu için hemde özellikle deprem bölgesinde bulunduğumuzdan dolayı dask poliçelerini itina gösteren azınlık bir grupta var…
Dask fiyatlarına gelince, gerçekten komik rakamlar.Metrekaresi 1 lirayı biraz geçiyor.Bu poliçelerde kredi kartlarına 3 taksit de yapılmakta.Yani şöyle düşünün; 110 metrekare bir eviniz var. Dask poliçeniz ortalama 120 lira tutacak ve siz de 3 ay olmak üzere ayda 40 tl ödeme yapacaksınız.Bu rakamlar gerçekten çok komik.Siz şimdi zorunlu olduğu halde ve deprem bölgesinde yaşadığınız halde bu poliçeyi yaptırmayacaksınız, Allah göstermesin herhangi bir deprem olduğu zaman konutunuz zarar gördüğü zamanda nerde bu devlet diye yakınmaya başlayacaksınız . Dask poliçenizi yaptırmıyorsanız devletten bir şey beklemeye hakkınız da yok .Yaptırın poliçeni, olası bir deprem felaketinde evinnizin en az, arsa payı hariç yapılma maliyetini DASK’tan alın. Bu poliçeyi yaptırmazsanız da devletten bir şey beklemeyin.
Vatandaşımızın afet bilincinin kazanması, denetim mekanizmasının biraz daha sıklaştırılması ile daha üst seviyelere çıkacağı kanaatindeyim.Emniyet kemeri hadisesine bakalım.Vali Bey’in emniyet kemeri hadisesinin üstüne gittiği ana kadar, kemer takma oranımız nasıld , aradan geçen 1 sene sonra kemer takma oranı nasıl….Biraz fazla kontrol .

DASK’TA ORAN DÜŞÜK

Afyonkarahisar’ın bir kısmı birinci derecede, bir kısmı ikinci derecede deprem kuşağında. Sadece bu da değil. Afyon, çevresindeki muhtemel kuvvetli bir depremden de etkilenebilecek yakınlıkta. Doğal Afet Sigortaları Kurumu üzerinden yaptırılan Zorunlu Deprem Sigortası’nda ise Afyonkarahisar’ın oranı düşük. Afyonkarahisar Sigorta Acenteleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Özerdem’in vurgusu önemli: Eğer Zorunlu Deprem Sigortası yaptırmazsanız, depremden sonra devletten bir şey beklemeyin.

AKUT, ARTIK AFYON’DA

Afyonkarahisar’mızın birinci derecede deprem kucağı üzerinde bulunuyor, ayrıca yakın geçmişimizde 1995 Dinar, 2002 Çay/Sultandağı gibi yıkıcı depremlerinde yaşanması, depremin şehrimiz için kaçılmaz bir gerçek olduğunu göstermiştir. Bu nedenle arama kurtarma ekiplerine olan ihtiyacımız neticesinde AKUT Afyonkarahisar ekibi kurulmuş olup, gereken her türlü eğitimlerini tamamlayarak her an hazır bir şekilde olası afetlere müdahale etmek için beklemektedir.
Ayrıca şehrimiz karayolları bakımından yoğun bir kavşak niteliğindedir. Ankara-İzmir , İstanbul-Antalya karayollarının şehrimizden geçmesi nedeniyle özellikle tatil dönemlerinde ciddi bir trafik yoğunluğu yaşanmaktadır. Türkiye istatistik kurumunun derlediği verilere göre 2013 yılında Afyonkarahisar’da gerçekleşen ölümlü ve yaralanmalı trafik kazası sayısı, bir önceki yıla göre yüzde 2,5 artış göstererek 1777’e yükseldiği, bu trafik kazalarında ölü sayısının da bir önceki yıla göre yüzde 29,6 artarak 92 kişiye çıktığı, yaralı sayısınınsa yüzde 4,4’lük artışla 1610 kişiye yükseldiği kaydedilmiştir.
Bu veriler ışığında görüldüğü gibi şehrimizde ölümlü trafik kazalarında önceki yıla nazaran yaklaşık yüzde otuzluk bir artış yaşanmıştır. Bilindiği gibi AKUT depremler, seller, göçükler, orman yangınları, boğulmalar ve kaybolmalar gibi olayların dışında, trafik kazalarına da müdahale edecek kabiliyete, donanıma ve eğitime sahip bir Birleşmiş Milletlerden onaylı bir arama kurtarma ekibidir. AKUT Afyonkarahisar ekibi de çağrı geldiği takdirde bölgemizde yaşanacak trafik kazalarına hızla müdahale edecektir.
AKUT gönüllüsü olmak için öncelikle Afyonkarahisar temsilciğimize müracaat edilmesi gerekiyor. İstenilen evrakların tamamlanması ve değerlendirmesine müteakip, gönüllü adaylarımız ayda bir yapılan tanışma toplantısına davet ediliyor. Burada AKUT misyon, vizyon ve değerleri, disiplin yönetmelikleri ve genel kuruluş amaçları ve faaliyetleriyle ilgili bilgi aktarılan adaylarımızdan, gönüllü olanlar eğitimlere katılarak başarı sağlayanlar AKUT gönüllüsü veya operasyonel ekip üyesi olabiliyor.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti