Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Yılmaz DÜNDAR

“FATİHA İLE FETİH” YAZILARI – 15

Mustafa Yılmaz DÜNDAR 4 Temmuz 2018 Çarşamba 13:50:59
 

ALLAH ADINA” DİYEBİLMEK İÇİN BESMELE’NİN HAYAT TARZI OLMASI LAZIM
Besmele’nin hayat tarzı olması için, Besmele ile hallenmiş olmak için, insanın cildinden Besmele’nin okunabilmesi için “Rahman, Rahıym” isimleri insanda mânâ olarak hayat bulmalıdır. Ulaşmaya çalıştığımız nokta buydu. Çünkü hedefimiz Besmele’yi “ADINA” okumak. Allah adına” diyebilmek için Besmele’nin hayat tarzı olması lazım, Besmele ile hallenmiş olmak lazım. İnsanın cildinden Besmele’nin okunabilmesi için öncelikle Rahman ve Rahıym isimlerinin bizde mânâ olarak hayat bulması gerekiyor. İnşaAllah, Rahman ve Rahıym ismi bizde mânâ olarak hayat bulacağı için, bizde bu potansiyel olduğu için, Besmele’de biz şimdi “Rahman ve Rahıym olan Allah ADIYLA” diyoruz. Lütfedilmiş de bu mânâlar hayat bulmuşsa o zaman “Rahman ve Rahıym olan Allah ADINA” diyoruz. Böylece, insan Besmele ile “Adına” diyebilecek bir konuma gelebilir. Çünkü Besmele’deki esmalardan “Rahman ve Rahıym” bizde hayat bulabilecek özelliklerdir. Besmele’de neden Ehad ve Samed denmediği şimdi anlaşıldı mı? “Ehad ve Samed” bizde hayat bulamaz.
RAHMAN VE RAHIYM İSİMLERİYLE
 HÂLLENEBİLMEK İÇİN ALLAH’A HAKKIYLA YÖNELEBİLMEK GEREKİR. SONRA DA HAK VE
 ADALET KONUSUNDA HİÇ HATA YAPMAMAK!
Bunu böyle anlamış kişi “bu nereden başlıyor, neresinden başlayayım?” diye merak eder. Ona genellikle nereden/nasıl başlanacağı cümlelerle anlatılmaz, “bunu yaşayan/tadan bilir” denir. Fakat nereden başlanacağını tanımlamak gerekiyor ki başlansın. Bilmiyorsak nasıl başlarız? Bu yüzden bir işe başlamak için zâhir çok önemlidir, anahtardır, başlamayı sağlar. O işin zâhiri iyi tanımlanmalıdır ki kişi ondan bir amel çıkarsın, yani onu bir yerinden tutsun ve başlasın. Öyleyse şimdi, Rahman ve Rahıym isimleriyle hâllenmek için bu işe başlama çizgisini tanımlayalım. İleride “İyyaKE na’budu VE iyyaKE nesta’iyn” ayetini tefekkür ederken “Yöneliş ve İlişkiler” adıyla yeni bir açılım paylaşacağız, bu tanımları Yöneliş ve İlişkiler şablonunun üstüne oturtacağız. O zaman, bu bilgiler çok daha anlaşılır ve uygulanabilir bulunacak inşaAllah. Yine de şimdi Rahman ve Rahıym ismi kapsamında Yöneliş ve İlişkiler’e hafif bir giriş yapalım.
Rahman isminde Yöneliş Allah’a hakkıyla yönelebilmektir. Rahman demek Hakk demektir, bu yüzden her şeyin hakkını vereceğiz. Allah’ın da yarattıklarının da hakkını vereceğiz, bize ne düşüyorsa! Hatta bir hak verebilmek için gayret edeceğiz, “birine bir hak vereyim, birinin hakkını vereyim” diye çırpınacağız ki bizde Rahman açılsın, kullanılabilsin! Yeni bir araba alıp garaja kapatsak, orada dursa bu bizi rahatsız eder, bir kullansam diye telaşlanırız. Rahman ismi de öyle! Onu kullanın ki açılsın. O da kullanıldıkça, gaza bastıkça açılır. Ama duniHİ algı ve zannlarıyla yaşayan insan tam tersini yapıyor, onda tersi çalışıyor, Allah muhafaza etsin, nasıl hak yerim diye fırsat kolluyor. Bunu fark eden talib “nasıl hak veririm?” diyerek yaşar. Talib olan kişi bir olayla, bir işle karşılaşsam da bir hak versem diye o telaşla dolaşır. Siz de bir bahane arayacak, fırsat gözeteceksiniz ki Rahman ismi filizlensin. Rahman ve Rahıym isimleriyle hâllenebilmek için Allah’a hakkıyla yönelebilmek gerekir. İlk iş bu: Hakkıyla yönelebilmek! Sonra da insan dâhil yaratılmışlara hiçbir ayırım söz konusu olmaksızın hak ve adalet konusunda hiç hata yapmamak! Rahman isminin gereği budur. Böyle yönelir ve ilişki kurarsak bizde Rahman ismi açılır. Rahman ismindeki göz ardı edilmemesi gereken çok önemli bir husus da Hakk’ı Batıl’dan korumaktır. Onu Batıl’dan korumak Hakk’ın hakkıdır ve adaletin gereğidir. Yanlış bir hoşgörü anlayışına düşmemek için, bunu biraz açalım.
HAKK’I BATILDAN KORUYACAĞIZ Kİ
RAHMAN İSMİ AÇILSIN
Rahman ismini açıyorum diye, Rahman adına davranıyorum diye, imanlı birine göstermediğiniz ilgi ve hoşgörüyü inanmayan birisine gösterirseniz Hakk’ın hakkını vermemiş ve tuzağa düşmüş olursunuz; hak ve adalet o değildir; menfaatinize göre mavi boncuk dağıtmanız hak ve adalet değildir. Hakk ve Batıl vardır! Ve esas olan Hakk’tır. Bu yüzden Hakk dediğimizin hakkı çok önemlidir. O batıldan korunmaktır, Hakk’ı batıldan korumak gerekiyor ki bu Hakk’ın hakkıdır, adaletin gereğidir, bu Rahman ismi içindedir, Rahıym değil. Hakkı en önce kim koruyor biliyor musunuz? Allah ve Rasûlü. Kimden? Batıldan! Kur’an’da ve hadislerde Hakk’ın batıldan korunuşunu görün lütfen. Biz de Hakk’ı batıldan koruyacağız ki Rahman ismi açılsın ve Sahibi “bu bizden, Rahman ismini açın” desin. Rahman isminde tuzağa düşmememiz gereken çok ince nokta şudur: İnsan dâhil yaratılmışların hiçbirisine hiçbir ayırım söz konusu olmaksızın hak ve adalet konusunda hiç hata yapmamak! Bu Rahman’ın başlangıç çizgisidir. Bu konuda bizi ayet uyarır:
“Ey iman edenler (Allah için ikame ediciler, gözetleyiciler), (öyle ki) Bil-Kıst şahitler olun. Bir kavme olan buğzunuz sizi adaletsizliğe sevk etmesin. Adil olun, o takvaya daha yakındır. Allah’tan ittika edin. Muhakkak ki; Allah tüm amellerinizi Habiyr’dir.” (Maide-8)
SEN ARARSIN, BULDURMAK/VERMEK
ALLAH’A AİTTİR
Rahman Rahıym isimlerinin yaşanması ile ilgili çizgiyi tespit ediyoruz. Şimdi Rahıym ismine geldik. Rahıym isminde Yöneliş ve İlişkiler nasıl olmalıdır? Rahman ismi için Allah’a hakkıyla yöneleceğiz dedik. Rahıym’de ise, iman nurunun kaynağı olan Allah için, Rahman gereği gösterdiğimiz hakkıyla yönelme dışında, ayrıca özel bir yönelme bulacağız. Hakkıyla yönelmenin fevkinde özel bir yöneliş, özel bir muhabbet bulmalı ve o muhabbetle yönelmeliyiz. “Her şeye rağmen Allah, her şey için Allah, illa Allah, illa HU” diyebileceğimiz bir yöneliş bulmalıyız. Bunu yapamazsak Rahıym ismi açılmaz, yalnızca Rahman’la kalırsınız. Rahmânur Rahıym için bunu bulacağız. Ama merhamete dikkat edin ki bulmak bizim işimiz değil. Sen ararsın, buldurmak/vermek Allah’a aittir. “Kulum arıyor, verin” der. Bu kadar kolaydır! Bulamadın diye bir şey yoktur! Bizim görev ve sorumluluğumuz aramaktır, istemektir. Arayın ve isteyin! Sistem böyle! Bunu Allah (Rabbimiz) öğretiyor, Sahibi söylüyor. Hal böyle olunca, Hazreti Ali (RA) efendimizin “Ya HU, ya men HU” seslenişi çok değerli bir zikrullah olarak karşımıza çıkar ve onu anlamak kolaylaşır. Ulaştığı, sürekli söylediği, zikrettiği tenzih hali ve muhabbeti ile diyor ki: Ya HU. Ya men HU, La ilahe illa HU…
ALLAH’A YÖNELDİĞİMİZDE BİR “YÖNELİŞ”
DOSYAMIZ, YARATTIKLARINA YÖNELDİĞİMİZDEYSE “İLİŞKİLER” DOSYAMIZ OLMALIDIR
“Rahman ve Rahıym” insanın yaşayabileceği isimlerdendir dedik. Uygulamada buna nasıl başlarız, amel olarak başlayabileceğimiz en alt çizgi nedir? Rahman ve Rahıym isimleri için bu sınırları yeni bir yöntemle, Yöneliş ve İlişkiler adı altında belirleyeceğiz. “Yöneliş” ve “İlişkiler” Kur’an-ı anlayabilmek için çok önemli olmasına rağmen çok fark edilmiş tanımlar değildir. Bu yöntemler, uygulandığı yerlerde de fark edilmeden uygulandığı için karıştırılıyor, farkındalık oluşmuyor. Kur’an’ı okuyan/dinleyen bu yöntemi bilmiyorsa konuları, mânâları karıştırabiliyor. Yöneliş ve İlişkiler’in temelinde şu var: Allah ile ilgili olan her şeyimizi ayrı tutabilmek! Allah’la ilgili ayrı bir yöneliş dosyamızın olması gerekiyor. Allah’a yöneldiğimizde bir “Yöneliş” dosyamız, yarattıklarına yöneldiğimizdeyse “İlişkiler” dosyamız olmalıdır. Bunları karıştırmamak gerekiyor. Bu nedenle biz, bir konuda Allah’a yönelirken yapacağımıza “Yöneliş” başlığını koyduk ki “yönelişle ilgili” denildiği zaman bu anlaşılsın. Yarattıklarına yöneldiğimizde nasıl davranacağımızı, nasıl düşüneceğimizi ise “İlişkiler” başlığı altında inceledik, “İlişkiler” denildiğinde bu anlaşılmalıdır. “Yöneliş” tevhid kurallarını içerir, Yöneliş’in esas kuralı İhlâs Sûresi’nin kuralıdır. Yöneliş’te “İlişkiler” çerçevesinde düşünmek, cümle kurmak doğru olmaz. İlişkiler’in kuralı ise çokluk âleminin kuralıdır, bu nedenle İlişkiler’i de “Yöneliş” kuralıyla yaparsak düzen bozulur. Bir anlatımda, ilişkiler kapsamında bir cümleden sonra yönelişle ilgili bir cümle gelmişse dinleyene/okuyana o iki cümle çelişkili gibi gelir, “az önce şöyle dedi şimdi böyle diyor” gibi olur, okuyan bu iki yöntemi bilmiyorsa işi karıştırır. Yöneliş ve İlişkiler’i bu yüzden ayırmak gerekiyor. Ama bu yöntemi bilen, yöneliş ve ilişkiler diye bir tanımlama ve ayrım yapılmamış bile olsa okuduklarını, dinlediklerini ayırır; “bu yöneliş, bu da ilişkiler cümlesi” der. Kur’an’da da ayetler öyle! Bazı ayetler İlişkiler’le ilgili, bazı ayetler doğrudan Yöneliş’le ilgili dille kurulmuştur. Örneğin İnsan Sûresi 29. ve 30. ayetler bunun tipik örneğidir. İnsan-29 ilişkilerle ilgilidir, çokluk âlemi içerisindeki davranış biçimine göre bir cümledir. Halbuki İnsan-30 yönelişle ilgilidir. Allah’a yönelirken İnsan-29’daki mânâ ile yönelirseniz şirk olur, orada çokluk var. İnsan-30’a göre yöneleceksiniz, çünkü o yöneliş ayetidir. Ama yöneliş mânâsı içeren İnsan-30’a göre amel yapmaya kalkarsak bu sefer de amel çıkaramayız, düzen bozulur. Amel edeceğimizde (ilişkiler söz konusu olduğunda, bir iş yapacağımızda) İnsan-29’a göre davranacağız, İnsan-30 ayetiyle yaklaşım yanlış olur. Yerlerini ayırmak gerekir ki konu tam anlaşılabilsin ve doğru bir amele dönüşebilsin. Amel çok önemlidir ama amelden önce önemli şey yöneliştir. Yöneliş yanlış olursa ameller boşa gider. Yöneliş doğru olduğu halde amel olmazsa o da yanlıştır ve o da bir sapmadır. İleride göreceğiz inşaAllah.
SİSTEM HAKK VE BATIL OLARAK İKİYE AYRILDIĞI İÇİN, BATILDAN KORUNMAK HAKK’IN HAKKIDIR
Yöneliş ve İlişkiler yöntemini Rahman ismi için uyguladık. Rahıym isminin Yöneliş’ini de dile getirdik ve o faslı “Ya HU, ya men HU” ile tamamladık. Şimdi bütün bunları hatırlatıp Rahiym isminin İlişkiler’i ile devam edelim. Rahman ismi Hakk’ı ve Adalet üstüne kurulu bir merhameti, adaleti temsil eder. Rahman ismi genel bir merhamettir, o merhametin mantığı hak ve adalettir. Rahman isminin Yöneliş’inde buna dikkat edeceğiz. Rahıym ismi de merhamettir, fakat Rahıym’in merhameti lütuf ve nimet mantığı üzerine kuruludur. Rahıym isminde hak, adalet, ölçü yoktur, tamamen nimettir. Ve Rahıym ismi Rahman isminden sonra çalışır. Rahman isminin çalışmadığı yerde Rahıym olmaz. Hak ve adaletin olmadığı yere hediye gelir mi? Hediye Hak ve Adalet yerleştikten sonradır. Bismillahir Rahmânir Rahıym’e dikkat edin! Önce Rahman yerleşecek, Rahman’ın yerleştiği o platforma sonra da Rahıym yerleşecek. Rahman isminin gereği hak ve adalet önemli olduğu için, Rahman ismiyle Allah’a yöneleceğimizde hakkıyla yönelebilmek gerçekleştirilmelidir ki, Allah’a hakkıyla yönelmek Allah’ın hakkını vermektir, Allah’ı hakkıyla idrak edebilmektir. Bazı ayetler “onlar Allah’ı hakkıyla idrak edemediler” der. Demek ki Rahman çerçevesinde yönelemediler ki Allah’ı hakkıyla idrak edemediler. Bazı ayetlerde “Allah’ı sevin, Rasûlü sevin” önerisi vardır ki, bu Rahıym yönelişinin ifadesidir, Rahiym yönelişinin gereğidir. Fakat Rahman ismi Yöneliş’i olmadan bu gerçekleşmez. Allah’a hakkıyla yönelebilmek Rahman isminin Yöneliş ibadetidir. İlişkilerimizde Rahman ismini yaşamamız için gereken çizgi ise, insan dâhil bütün yaratılmışlara hiçbir ayrım söz konusu olmaksızın hak ve adalet konusunda hiç hata yapmamaktır. Rahman isminin bizde açılabilmesi için hak ve adalet konusunda ölçümüzün bu olması gerektiğini Kur’an öğretiyor: Ulûhiyet hükümleri ile davranacaksınız, Bil-kıst davranacaksınız, yani Kur’an hangi hükümleri koymuşsa onlarla davranacaksınız. Aksi halde “Allah’ın hükümleri ile hükmetmeyenler kâfirlerin, zalimlerin, fâsıkların ta kendisidir” diye uyarılırız. Hak ve hukuk önemlidir. Bu hak ve hukuk Allah’ın koyduğu Hakk ve Hukuk’tur, beşerin oluşturduğu hak ve hukuk düzenlemeleri değil! Onlar normal yaşantıya ait düzenlemeler. Fakat bir müslüman ülke hak hukuk düzenlemesi yapıyorsa, elbette temelini Allah’ın koyduğu disiplinler oluşturmalıdır; onları güncelleştiren, sistemin geldiği sosyolojik/teknolojik noktalara göre ayarlayan kurallar koyulmalıdır. Ama hep temeli Bil Kıst olmalıdır,  Ulûhiyet hükümleri olmalıdır. Bunlar Rahman’ın açılması demektir.  Rahman’ın açılması kapsamında bir husus da Hakk’ı Batıl’dan korumaktı. Sistem Hakk ve Batıl olarak ikiye ayrıldığı için, batıldan korunmak Hakk’ın hakkıdır. Bu Rahman ismi kapsamındadır. Bu nedenle Hakk’ı koruyan birisi olmak İslam Dini’nin adaletinin gereğidir.
RAHMAN İSMİNİN HEDEF KİTLESİ
YARATILANLARDIR, RAHIYM İSMİNİN İSE İMAN NURUNUN OLDUĞU YERDİR, MÜMİNLERDİR
Rahman kapsamında “GÜÇ” tanımını da ele alalım. Rahmani güç beşeri güç olmayıp, “La havle ve la kuvvete illa Billâh” gerçeğiyle insana lütfetmiş olduğu yetkiden kaynaklanan güçtür. İnsandaki güç Rahmanî ise daima koruyucudur, başka türlü çalışmaz. Nereye yönelirse yönelsin böyledir; savaş da olsa, barış da olsa o güç koruyucudur. Rahmanî güç korur, zulmani güç ezer, yok eder. Dolayısıyla, normal yaşantı içerisinde gücü nasıl kullandığınızı kontrol etmeniz gerekir. Bu bir yetki olur, bir hayr olur, her ne ise, yetkiniz, tasarrufunuz dâhilinde kullandığınız gücü hep kontrol etmeniz, incelemeniz gerekir: Acaba kullandığım güç koruyucu mu? Yoksa bir plan içeren ezici bir güç mü? Ezici ise, Kur’an’a uymayan zulmani bir güç kullanımı var demektir. Bizde Rahmanî güç, siz hiç düşünmeden, hiç zorlanmadan çalışmaya başlamalıdır ki Rahman açılmış olsun. Yani Rahman her şeyimizi kaplıyor, istiva ediyor olsun. Bu yaşanıyor olunca elbette sıra Rahıym ismine gelir. Rahıym ismi için yöneliş ibadetini şöyle tanımlamıştık: Rahıym isminin iman nuruna yönelik bir merhamet olduğundan, iman nurunun kaynağı Allah’a yönelişte Rahman ismi gereği hakkını vermeyi, Allah’a hakkıyla yönelmeyi öğrenen kul, mutlaka çok ileri bir muhabbet oluşturacak bir yöneliş geliştirmelidir. İşte bu Rahıym’e ait yöneliş kapsamındadır. Bu geliştirilmelidir. Rahman isminin hedef kitlesi yaratılanlardır, Rahıym isminin ise iman nurunun olduğu yerdir, müminlerdir. Bu yüzden Rahıym ismi tamamen nimet olup bu nimet ve merhametin hedef kitlesi müminlerdir; çünkü iman nuru nerdeyse Rahıym ismi oradadır; bir insandaysa insanda! Rahıym, iman nuru olan yere hediye, nimet, lütuf yağdıran bir isimdir; iman nurunun olduğu yeri koruyan, seven, okşayan bir isimdir. Hatta çok hassastır, kırılıverecek hassaslıkta bir şeydir. Yumurtayı veya yeni yumurtadan çıkmış civcivi avucunuza aldığınızda hassas tutmak gerekir. Onu kırmadan, incitmeden yaşatabilmek için tutuşunuz gibi, Rahıym ismi de iman nuru taşıyanları öyle tutan isimdir. Dolayısıyla, İman Nuru’nun kaynağı olan Rahıym Allah’a yönelişimiz farklı olmalıdır. Rahman Allah’ın hakkını verdikten, O’na hakkıyla yöneldikten sonra özel bir muhabbet oluşturan bir yöneliş geliştirmeliyiz, muhakkak! Bu muhabbetin duygusu, her şeye rağmen Allah, herşey için Allah, illa Allah olmalıdır. Rahıym isminde böyle bir muhabbetle “Yöneliş” gerçekleşmelidir.

“FATİHA İLE FETİH” YAZILARI – 15-

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti