Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

HEM YAVUZ BİLEKLİ HEM DE YUNUS YÜREKLİYDİ

Muharrem Günay 10 Nisan 2012 Salı 03:00:00
  Alparslan Türkeş, komünizme, kapitalizme, emperyalizme, yolsuzluğa, rüşvete, haksız kazanca, bölgeciliğe ve bölücülüğe karşı amansız bir savaş açmıştı. Türk Milletini bölmek ve parçalamak isteyenler, karşılarında yıkılmaz, yenilmez ve aşılmaz bir engel olarak Merhum TÜRKEŞ’i bulmuşlardır. Türkiye’nin iç ve dış düşmanı o kadar çoktu ki, Türkeş bu düşmanların karşısına halkın bir umudu olarak çıkmıştır. O, devlete ve millete yönelik tehditler karşısında “Yavuz bilekli” günlük yaşantısında “Yunus yürekli” bir insandı. O haşin ve sert görünüşünün altında; yumuşak bir kalp saklıydı. O’nun duruşu bile dosta güven, düşmana korku salardı.
Türkeş, Türk milletini, doğulusuyla , batılısıyla, kuzeylisiyle, güneylisiyle, bölünme kabul etmez mukaddes bir bütün olarak görmüş ve Cenâb-ı Hakk’ın mukaddes bir emaneti olarak bağrına basmıştır. Bölücülüğe ve bölgeciliğe karşı amansız bir savaş açmıştır.
Demokrasiye Sonuna Kadar İnanırdı
Merhum Türkeş, 1960 İhtilali’nin içinde bizzat yer almış, 12 Eylül 80 ihtilalinin acılarını bizzat hissetmiş ve yıllarca hapis yatmış bir insan olarak demokrasiyi ve meşuriyeti her zaman savunmuş ve.”EN KÖTÜ DEMOKRASİ EN İYİ DİKTA REJİMİNDEN DAHA İYİDİR” demiş ve demokrasiyi askıya alan yöntemlere ve askeri müdahalelere sonuna kadar karşı çıkmıştır.
Sayın TÜRKEŞ, hoşgörülü, uzlaşmacı ve uzlaştırıcı, milli menfaatleri parti menfaatlerinden önde tutan siyaset anlayışı ile, demokratik kültürün en güzel örneklerini veren ve her siyasetçi tarafından örnek alınacak bir siyaset ve devlet adamıydı. Bu gün bu siyaset anlayışına MHP tarafından titizlikle uyulmaktadır.
Çınar Ayakta Ölür
Eski Türkler, hastalanarak yatakta ölmeyi en büyük şerefsizlik sayarlardı. O’da ataları gibi yatakta değil ayakta aramızdan ayrıldı.
Aramızdan ayrıldığı ve Rabbine kavuştuğu gün Ankara’da hârikulâde olaylar yaşandı. Nisan ayı olmasına rağmen gökten lapa lapa kar yağdı. O’nun ölümüne gökler bile ağlamıştı.
Tekbir sesleri ve “Başbuğlar ölmez” dizeleri ile ebedi istirahatgâhına uğurlandı.O, aramızdan ayrılmıştı, Aramızdan ayrılırken bile bize yeni bir şevk ve gayret vermişti, dirilişimize vesile olmuştu. O’nun bedeninden ayrılan canı, ülkücü canlara can katmıştı.
Türkeş’in fikir ve düşüncelerini eğer tam olarak anlamış ve uygulamış olsaydık, bu gün Türk milleti çağlar üzerinden aşmış, ilimde, teknikte, ahlakta ve mâneviyatta kalkınmış ve bütün milletlerin en ön safına geçmiş olurdu. O’nu fâni vücudu her nefis gibi ölümü tattı ve aramızdan ayrıldı, fakat fikirleri ve düşünceleri kıyamete kadar Türklüğün ve insanlığın yoluna ışık saçacaktır. Mezar taşında olduğu gibi:
Doğum tarihi:1917,
Ölüm tarihi: hiçbir zaman olmayacaktır.
Gerçek lider 100 sene de bir gelir Türkeş gibisi az gelir…
Ruhu şad, mekânı cennet olsun.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER