Nöbetçi Eczaneler
7 Ocak 2014 Salı 02:00:00 Yerel seçim hengamesinin yanı sıra Ankara’da önemli gelişmeler yaşanıyor.
Tutuklu milletvekillerinden 3’ü daha serbest bırakıldı. Ne yazıktır ki, tutuklu milletvekili olarak sadece Engin Alan kaldı demir parmaklıklar ardında.
Önce Ergenekon davasından yargılanan CHP’nin tutuklu vekilleri Mehmet Haberal ve Mehmet Balbay serbest bırakıldı. Ardından BDP’nin KCK davasından yargılanan tutuklu vekilleri Gülser Yıldırım, İbrahim Ayhan, Selma Irmak, Faysal Sarıyıldız ve Bağımsız Van Milletvekili Kemal Aktaş serbest kaldı.
Peş peşe gelen bu tahliyeler sonrasında CHP ve BDP’nin içeride tutuklu vekili kalmazken, içeride sadece MHP’li vekil Engin Alan kaldı.
Burada bizce önemli olan Engin Alan’ın MHP Milletvekili oluşu değil, tutuklu kişinin terörle mücadelenin efsane komutanı, tutukluluk sürecinde vakur tavrını hiçbir zaman bozmayarak Türk Milleti’nin kalbinde bir kez daha taht kuran Emekli Orgeneral Engin Alan olmasıdır.
BDP ve CHP’nin milletvekilleri bir bir tahliye edilirken içeride tutulan Engin Alan, bugüne kadar yapılan tüm başvurulara rağmen serbest bırakılmadı.
Engin Alan’ı diğer vekillerden ayıran önemli bir ayrıntı daha bulunuyor. Balyoz davasına bakan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Engin Alan’ın vekilliğinin düşmesi konusundaki yazıyı Adalet Bakanlığı aracılığıyla Meclis’e gönderdiğini duyurmuştu. Alan hakkındaki hüküm TBMM Genel Kurulu’nda okunduğu anda Alan’ın vekilliği de düşecek. Bu durumda da Engin Alan serbest bırakılan vekiller gibi, Anayasa Mahkemesi kararından faydalanamayacak ve yaklaşık 30 yıl cezaevinde kalacak.
***
Engin Alan gibi kamuoyunun vicdanını acıtan bir başka tutukluluk da Emekli Genelkurmay Başkanı hemşehrimiz Orgeneral İlker Başbuğ’un tutukluluğudur.
Ümraniye Davası’nda “Hükümeti devirmeye teşebbüs” iddiasıyla hakkında müebbet hapis cezası verilen eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un, Silivri Cezaevi’de yazdığı “Suçlamalara Karşı Gerçekler” adlı kitabı piyasaya çıktı. Kitapta son yılların siyasi süreciyle ilgili önemli iddialar olduğu belirtiliyor. İlk fırsatta okumaya çalışacağız biz de.
***
Bu değerli komutanların tutukluluğuna üzüldümüz için belki bizimle ilgili de olumsuz düşünenler çıkacaktır. Ardımızdan atıp tutacaklardır.
Sıradan bir vatandaş olarak bizim ne darbecilerle, ne davalarla, ne de söz konusu komutanlarla bir bağımız bulunmamaktadır.
Bu yazdıklarımız, adalete tam manasıyla inanmak isteyen, ancak son olaylarda adaletin terazisinin müdahalelere maruz kaldığını açık seçik görerek üzülen milyonlarca vatandaştan sadece birisinin endişelerinden başka bir şey değildir.
Türk Milleti ve Devleti adına önemli hizmetleri bulunan, tarihe imzasını atmış bu iki değerli komutanın tutuklulukları bizim de vicdanımızı yaralamaktadır.
Son günlerin moda tabiri ile “Suçu olan her kimse hesabını vermelidir.” Ama tüm hesapların üzerine bir bir kırmızı çizgi çekilirken, Başbuğ ve Alan’ın hesaplarının defterde yazılı kalışı manidar karşılanmaktadır. Devlet-millet aleyhine çalışanlara lütufta bulunan, devlet-millet lehine çalışanlara zulmü layık gören sisteme adalet denilebir mi?
