Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

“BİR YERDEN AYRILIRKEN SELÂM VERMEK”

Muharrem Günay 29 Ocak 2018 Pazartesi 13:49:10
 

Toplumumuzda birisinden veya bir topluluktan ayrılırken selam vermek, karşılaştığımız zaman selam vermeye nazaran daha az yaygındır. Hâlbuki bir topluluktan veya bir buluşmadan ayrılırken de orada kalanlara selâm vermek sünnettir. Hadîs-i şerif’te: “Sizden biriniz bir topluluğa girdiğiniz vakit selâm versin. Ayrılmak istediği zaman da yine selâm versin. Bunlardan ilki sonuncusundan daha gerekli değildir.” (Tac Tercümesi, 5/744) buyrulmaktadır.
İşte bunun içindir ki, Müslümanların ‘Peygamber Ocağı’ diye adlandırdıkları ordumuzda ve emniyet teşkilatımızda, ast konumundaki asker ve memurlar üst konumundaki komutan ve amirlerinin yanına vardıkları zaman selâm verdikleri gibi, görüşmesi bittikten sonra ayrılırken de selâm vererek ayrılırlar. Bu davranış, aynı zamanda o kurumdaki görevliler arasında var olan bir disiplin ve dinamizmin de göstergesidir.
Aynı hava koridorunda karşılaşan iki uçak pilotunun yerden binlerce metre yüksekte selâmlaşmasından, GSM mesajlarından, internette elektronik olarak karşılıklı sohbet yapan insanların selâmlaşma ve tanışmalarına kadar bütün selâmlaşmalar insanlara kısa süreli de olsa bir mutluluk vermektedir. Elbette bunu Allah (c.c.)’ın istediği şekilde yapmakta insanlarımız için kısa ve uzun vadede sayısız yararlar vardır.
Hıristiyan Ve Yahudilere
Selâm Vermek-Almak
Hıristiyan ve Yahudilerden gelen selâma da verilecek karşılık Peygamber Efendimiz tarafından şöylece belirlenmiştir: “Ehl-i kitap size selâm verince onlara ‘Ve aleyküm’ diye cevap verin.” (Buhari, Müslim, Tirmizi, Ebu Davud.)
‘Ve Aleyküm’, ‘sizin de üzerinize olsun’ demektir. Selâm veren Gayr-i müslim şayet iyi niyetli bir selâm verdiyse aynısı iade edilmiş olur. Kötü niyetli bir deyim kullandıysa o da yine iade edilmiş olur.
Usame bin Zeyd’den gelen bir rivayette, Peygamber (s.) Müslümanlarla Yahudilerin karışık olduğu bir meclise rastladığı ve onlara selâm verdiği bildirilmektedir. (Buhari, Tirmizi)
Peygamber Efendimiz (s.)’in, zamanın Hıristiyan devlet başkanları Habeşistan kralı Necaşi ve Bizans kralı Heraklius ile Mecûsi olan İran Şahı Kisra’ya gönderdiği meşhur İslâm’a davet mektuplarında, selâm oldukça dikkat çekici bir şekilde yer almaktadır. Her üç mektubun da başlangıcında ‘Besmele’ yer almakta ve ardından ‘Allah’ın elçisi Muhammed’den Habeşistan kralına, Bizans Liderine ve İran Büyüğüne’ denilmektedir. Bu ifadelerden sonra her üç mektupta da “Selâm, Allah’ın yolunu takip edenlere olsun….” şeklinde çarpıcı bir selâm cümlesi yer almaktadır. Görüldüğü gibi burada çok büyük bir incelik bulunmaktadır. Allah’ın Elçisi, o günün en büyük üç devletinin başkanlarına gönderdiği bu mektuplarda ‘Selâm sizin üzerinize olsun’ buyurmamış ve ‘Selâm Allah’ın yolunu takip edenlere olsun’ buyurmuştur. Yani selâmın ancak Müslümanın üzerine olabileceğine, muhatabın kişiliğinin bunu değiştirmediğine işaret buyurmuşlardır. Selâmlaşmada Müslümanın kişiliği ve ilkeleri dikkati çekmekte ve hak etmeyene selâm verilmemektedir.
Gayrı Müslimlere elbette “selamun aleyküm” diye selam verilmez. Ancak onlara kendi dillerindeki günaydın, iyi geceler gibi sözcüklerle selam verilebilir.
Önce Selam Sonra Kelam-Selâm Kelamdan Öncedir
Birisiyle konuşmaya başlamadan ve ya bir topluluğa hitap etmeden önce selam vermek ve söze selamla başlamak gerekir.
Peygamber (s.a.v.) buyurdu: “Selâm kelamdan öncedir.” (Tirmizi) “İnsanların Allah’a en yakın olanı, ilk selâm verendir.” (Ebu Davud, Tirmizi)
Selâm Göndermek Ve Ulaştırmak
Hz. Aişe (r.a.) şöyle demiştir. Rasûlullah (s.) bana:
– Ey Aişe, işte Cebrail sana selâm söylüyor, dedi. Ben de:
– O’na da selâm, Allah (c.c.)’ın rahmeti ve bereketleri olsun! Ey Allah’ın Rasûlü, sen bizim görmediklerimizi görüyorsun! (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi) dedim.
Bu rivayetten de selâm göndermenin ve ulaştırmanın sünnet olduğunu görüyoruz.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti