Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

BUNCA NİNETE KARŞILIK NANKÖRLÜK EDİLİR Mİ?

Muharrem Günay 29 Ağustos 2015 Cumartesi 03:00:00
  Yüce Allah, insanı özene bezene yaratmış melekler dâhil yarattıklarının hiç birine vermediği özellikleri ve sıfatları insana vermiştir. İnsani kendine mahsus sıfatları ile donatmıştır. Akıl başta olmak üzere, Semi( işitmek), basar(görmek), kelam (konuşmak), irade kudret, gibi sıfatlarından sınırlı da olsa insana vermiştir.
İnsana, yeryüzünde ihtiyacı olacak her türlü nimet bahşedilmiştir. Yeter ki aklını kullansın ve neyi nasıl elde edeceğini bilsin. İşte bu açık gerçeği görüp fark etmeyen, bunun farkında ve şuurunda olmayan, Allah’a minnet duymayan, O’na şükür duygusu içinde yalvarıp yakarmayan ve O’na isyan eden kimse kâfirdir. Çünkü Allah’ın lütuflarını yok sayarak bir gerçeği örtmekte, görmezden ve bilmezden gelmektedir. İşte böyle bir insan hem gerçeği örtme, gizleme manasında, hem nankörlük etme hem de inkâr etme manasında kâfirdir.
Oysa Allah insanı önce topraktan, sonra bir damla meniden yaratmış, bilahare onu ‘adam’ etmiştir. (Kehf 18/37). Anılmaya değer bir varlık değilken (İnsan, 76/1; Meryem 19/,67) anılmaya layık, varlığını hissettiren bir kimse ve halife kılmıştır. Böyle bir gerçek nasıl görülmez, nasıl kör olunur? Bu körlüğe küfür ve bu gerçeği görmeyen, görmek ve bilmek istemeyen insana da kâfir denmez mi?
Yüce kitabımız Kur’an-ı kerim’e göre; Mülk Allah’ındır. Göklerin ve yerin mülkü ve hükümranlığı Allah’a aittir. Dolayısıyla Allah ganîdir. Kur’an’da ve hadisi şeriflerde bu gerçeğe sıkça vurgu yapılır.
“Göklerin ve yerin mülkü (ve hükümranlığı) Allahındır.” (Ali İmran/189)
“Göklerde, yerde, bu ikisinin arasında ve nemli toprağın altında olanların tümü O’nundur”.(Taha Suresi, 6)
“Bir başka ayette ise şöyle bildirilir: “Göklerin ve yerin mülkünün Allah’a ait olduğunu bilmiyor musun? O, kimi dilerse azaplandırır, kimi dilerse bağışlar. Allah, her şeye güç yetirendir.”(Maide Suresi, 40)
Şurası iyi bilinmelidir ki, yerde ve gökte (bütün evrende) her ne varsa hepsi Allah’ındır. (4/131). Dolayısıyla Allah ğanîdir, zengindir, varlığı bol olandır. Kimseye ihtiyacı yoktur. Çok kerem/ikram sahibidir.(Ali imran 3/97; Neml 27/40; Lokman 31/12; Teğâbün 64/6).
Allah ‘Samed’ dir. Her varlık O’na muhtaçtır. O Hiçbir şeye muhtaç değildir. (İhlâs 112/2) Kendisi’ne insan sığınma ihtiyacı duyar. İnsan Allah’a mutlak surette muhtaçtır.
Allah’a muhtaç olmadığını sananlar ve O’na inanmayanlar bile Allah’a muhtaçtır. Çünkü onlar da diğer canlılar gibi kendilerine Allah’ın ihsan ettiği nimetler sayesinde hayatlarını devam ettirmektedirler.
Yeryüzünde yaşayan insanların tamamı toptan nankörlük etseler, Allah’ı inkâr etseler bile Yüce Allah yine ğanidir, yine müstağnidir. (Bak. İbrahim 14 /8) Allah’ın küfre sapanların imanına, inanmasına ihtiyacı yoktur. (Zümer 39/7)
Bu inkârın Allah’a herhangi bir etkisi olmaz. Allah, bunların küfürlerinden bir zarar görmez. Kim küfre saparsa, küfrü/inkârı kendi aleyhinedir. Kimde iman edip sâlih amel işlerse, kendileri için (cennetteki) yerlerini hazırlamış olur. Kâfirlerin küfrü, yine kendilerine bir hüsran (ve felaket)ten başkasını da artırmaz. (Rum30/44; Fatır 35/39).
Küfür kavramının şirkle yakın bir alâkası vardır. Çünkü sonuç olarak şirkte küfürdür. Çünkü şirk, uluhiyyetinde hiçbir ortak kabul etmeyen, dengi ve benzeri olmayan Allah’ın ilahlığını, güç ve kudretini başkalarıyla paylaştırmaktır. Çünkü burada da Allah’a ait olan bir gerçeği setretmek, örtmek ve gizlemek söz konusudur Her müşrik kâfirdir, ancak her kâfir müşrik değildir. Örneğin, mecûsîlikte olduğu gibi iki ilâhın varlığını kabul etmek hem şirktir, hem de küfürdür. Hâlbuki âhiret gününe inanmamak sadece küfürdür, şirk değildir. Nitekim Kur’ân’da da müşriklerle ehl-i kitap, kâfirlerin iki ayrı zümresi olarak açıklanmıştır; “Apaçık delil kendilerine gelinceye kadar, ehl-i kitaptan ve müşriklerden inkârcılar (küfürden) ayrılacak değillerdi.” (Beyyine, 98/1)
Küfrün temelinde de Allah’a eş ve ortak koşma eğilimi vardır. Onların bu durumlarına En’am ve Mü’min surelerinde dikkat çekilir:
“Küfre sapanlar (başkalarını) Rablerine denk tutuyorlar” (En’am 6/1)
“Bu, sizin tek olan Allah’a çağrıldığınız zaman inkâr etmeniz sebebiyledir. Ve O’na (Allah’a) şirk koşulunca inanıyordunuz. Artık hüküm, Yüce ve Büyük olan Allah’a aittir.” (Mü’min 40/12).

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti