Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Yılmaz DÜNDAR
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

BURÇLAR VE KÜFÜRLER -6

İKİZLER BURCU (21 Mayıs – 20 Haziran)
Tanrısal kavgaları Başak ve Balık burçları insanları iledir. İkizler Burcu’nun küfrüne, küfrünün kıvamına baktığımızda; “müstakilen varım ve muhtarım” iddiasıyla kendi adına söylediği “BEN”in statüsünü başka “BEN”lerle yarışmaksızın korur ama kendisiyle yarışarak onu yukarılara taşır. DûniHİ mânâda hürriyetini çok önemser, özgürlüğüne düşkündür, kısıtlanmaya gelemez, köleliğe benzetilecek hayat tarzlarından nefret eder; bu yüzden de her şeyi köleliğe benzetir. Yani sürekli “dûniHİ mânâda hürriyetim kısıtlanıyor” zannına girer, kendisi ile ilgilenenlere “benim ilâhlık alanımı kısıtlıyorsun” demeye çalışır, çünkü ilahlık alanının kısıtlandığını düşünür. Bu özellikleri içeren “müstakilen VARIM ve Muhtarım” iddiasına hürmet edilmesini sever, bu amaçla da ünlü bir insan olmak ister. Ünlü olayım da, insanlar benim o ünüme hürmet ederken, onlara sunduğum “Müstakilen VAR ve Muhtar” iddiama, kendi adıma söylediğim “BEN”e hürmet etmiş olsunlar deyip ünü bir aracı olarak görür. Ünlü olmayı kendine hedef yapar. Bunu başarmış ve ünlü olmuş “BEN”lere de hayrandır, onları sever. Aslında böylece kendi küfrü yanı sıra başka “BEN”lerin de küfrünü tasdik eder, takdir eder ve onların küfürlerinden örnek alır. Kendi adına söylediği “BEN” ile takdim ettiği aslında asi bir takdimdir, biz ona “A” Takdim Formu “BEN” dedik. İnsana Muhtariyeti Tercih Gücü Yetkisi içerisinde Billâhi anlamda hürriyet verildi, o bu yetkiyi dûniHİ mânâda, esfele sâfiliyn kurallar içerisinde âsi olmak yönünde kullanmıştır. Burası İkizler Burcu’nun ilâhlığı için ayrıca önemlidir. Esfele sâfiliyn hayata başlarken zaten Allah’a âsi başladı. Farkında olmayabilir, bilmiyor olabilir ama hayata asi başladı. Bu yüzden, onun önünde esfele sâfiliyn hayat kuralları var. İşte o kuralların içinde de âsidir. Biz ona “A” Takdim Formu “BEN” demiştik, yani ASİ ben. İşte bu yüzden, İkizler Burcu insanı diğer “BEN”ler arasında anarşist ruhlu, kölelikten nefret eden, kurallarla mücadele eden olarak tanınır. DûniHİ algıyla yaklaşanlar “Bu özellikler neden sakıncalı olsun ki?” diye düşünebilirler. Mesele tam da bu noktadadır, yani anlamaya çalıştığımız şudur: Sakınca özelliklerin isminde değil! Bu özelliklerin dûniHİ algı ve zanlarıyla aktifleşmesi ve fillere dönüşmesi sakıncalıdır. Bu özellikleri duniHi algı ve zannlarıyla kullanan İkizler Burcu insanı “Müstakilen VARIM ve Muhtarım” iddiasına sıkıca sarılır ve onu yükseltir. Bu sıkı sarılış, farkında değildir ama doğrudan küfre sarılış ve sahip çıkıştır. İkizler Burcu insanının küfrünün kıvamını diğer özellikleri ile de görmeye çalışalım. Meraklı olmak ve zekâ en önemli özelliklerindendir. Belirgin bir diğer özelliği sezgi gücüdür. Esfele sâfiliyne göre onun meraklı, zeki ve sezgi gücünün yüksek olması iyidir. Ama bu üç silahı nerede kullanıyor? Şimdi sayacağımız özelliklere bakın: Blöf ve yalan konusunda başarılıdır, aldatmaya meyillidir. Sabırsızdır. Kararsızdır. İnatçıdır. Konuşkan hatta gevezedir. Sanki iki ruhludur, iki kişiliklidir, sağı solu belli olmaz. İşte İkizler Burcu insanı zekâsını, merakını ve sezgi gücünü bu alanlarda kullanacak. Meraklı ve zeki olması, sezgi gücünün yüksek olması çok önemli bir silahtır. Ancak nelerde kullanmak için? Eğer bu fark edilemezse onun tüm özellikleri hepsi yalan dolandır. Bütün bu özellikleri size bir liste halinde verip ”Böyle birisiyle arkadaş olur musunuz?” desek ne düşünürsünüz? Korkmaz mısınız?
Esfele sâfiliyn “BEN”ler bile bu insandan rahatsızdır. Sebep dûniHİ algı ve “Müstakilen VARIM ve Muhtarım” iddiası şemsiyesidir, yani sebep o kişinin küfrüdür. Eğer İkizler Burcu insanı yaşantısına bu iddiayla devam ederse, boş işlerle uğraşıp bu dünyadan geçip gidecek demektir. Bu burç insanı, “Müstakilen VARIM ve Muhtarım” iddiasını ve dûniHİ mânâda hürriyetini bayrak olarak astığı “BEN” takdimini, hayat tarzının vazgeçilmezleri ilân ettiği öfke ve cinsellikle besler ve güçlendirir. Tanrısal alanlarının sınırlarını korumakla kalmaz, genişletmeye gayret eder. Böylece küfür, bu müstakillik iddiası altında İkizler Burcu insanının vazgeçilmezi haline gelir. Eğer kurtulmak isterse bu özellikler ona nasıl bir kapı oluşturur? Bir önceki tefekkür paylaşımımızda İkizler Burcu insanını duniHi algı ve zanlarıyla tanıdık. Eğer duniHi algı ve zanları kaynaklı “Müstakilen VARIM ve Muhtarım” iddialarından vazgeçerse, dûniHİ algı ve zanlarına sırtını dönerse, yani hanif hayat tarzına yönelirse bakın ne oluyor: Onun küfre sebep olan o özelliklerinin hepsi Billahi anlamda iman için sermayeye dönüşür. Meraklı olmaları, Yaradanı, yaradılışı, dini, yani Allah’ın yarattığı sistemi merak ve tefekkür etmelerine yardımcı olur. Zeki olmaları Hakk ve bâtıl arasındaki farkı kolay görmelerini sağlar, böylece “Fâruk” vasfına geçerler. Güçlü sezgi yeteneği nedeniyle düşündüğü kadar görebilir, böylece ona iman kapıları açılabilir.
Kölelikten nefret eder, kendinin aslında dûniHİ algının esiri, kölesi olduğunu anlar. Onun kaydında astronomik pozisyonla kölelikten nefret duygusu bunun için açılmıştır. Ama o dünyaya dûniHİ algıyla başladığı için, bu özelliğiyle her şeyi kölelik gibi zannedip bu dünyada çekilmez bir insan haline gelir, dünya da ona çekilmez gelir. Ne zaman dûniHİ algıya sırtını döner, “Müstakilen VARIM ve Muhtarım” iddiasından vazgeçer, işte o zaman kölelikten nefret duygusuyla Hakk Yol’da fırlar gider. Çünkü öğrenir ki aslında o dûniHİ algının kölesiymiş. Esfele sâfiliynin esiri olmaya dayanamaz, böylece dûniHİ algıdan sıyrılır. DûniHİ mânâlı özgürlüğün bir şey ifade etmediğini, aldatmaca olduğunu görür ve Billâhi anlamda hürriyetin sınırsızlığına kanat açar.
Mükemmeli arar ve sever. Ancak bu esfele sâfiliynde ne işe yarar? Ancak sen “Müstakilen VARIM ve Muhtarım” iddiasından vazgeçersen, “mükemmeli arar ve sever” özelliğin Billâhi anlamda öyle önemli bir mayadır ki; mükemmeli aramak Allah’ı aramak, mükemmeli sevmek Allah’ı sevmek anlamına gelir. Esfele sâfiliynde dûniHİ algı sebebiyle mükemmeli tanımlayamazsın, bulamazsın. Bu yüzden de, dûniHİ algı yorumcuları sana “bundan vazgeç” derler. Sanata meyillidir, sanatçı olmak ister. Özellikle sanatçı olmak istemesi onun için önemli bir kapıdır. Gerçek sanatçının Allah olduğunu kolay görebilir. Aslında sanatçı olmak istemek sıkı bir mü’min olmak istemek demektir. Esas sanatçı Allah’tır, eğer sanatçı olmak istiyorsanız onun sizin kaydınızdaki mânâsı sıkı bir mü’min olmak istemek demektir. Ancak dûniHİ algı bırakmaz ki… Cömerttir. Esfele sâfiliynde cömert olsan ne olur? İçki masalarının parasını ödersin, gezmelerin parasını ödersin, boş işlerde hesabı ödeyen olursun, sana da cömert derler. Eğer “Müstakilen VARIM ve Muhtarım” iddiasından vazgeçmeye adaysan ve cömertsen Hakk yola girince bu cömertliğin yüzünden “Müstakilen VARIM ve Muhtarım” iddiasını birden bırakırsın. Kendi adına söylediğin “BEN”den vazgeçer, o “BEN”i sahibine teslim edersin. Neden? Çünkü senin kaydına cömertlik verilmiş. Kur’ân bu davranışa cömert der, müstakilen varım ve muhtarım iddiasından vazgeçmeyip sımsıkı tutana cimri der. İkizler Burcu insanı esfele safiliyn yaşantıda “hayır” demeyi beceremez. Bir arkadaşı bir yere davet eder, aslında işi vardır ama “Peki” der, oraya gider. Sorarsın, “Hayır diyemiyorum” der. Diyemiyorsun da ne yapıyorsun? Esfele sâfiliyn havuzda bir oraya bir buraya yüzüp duruyorsun. Bu özellik sende niye var, onu bir fark etsen! “Hayır” diyememen, senin Din’i öğrenince “hayır” dememen içindir, “İşittik ve itaat ettik” demenin kolay olması içindir. Ne kadar farklı!
Onların bir özellikleridir ki uyku yönetimi yapamazlar. Uyku yönetimi yapamaması sadece İkizler Burcu insanında vardır. Bu yüzden, esfele sâfiliyn hayatta uyumayı beceremediği için sabaha kadar esfele sâfiliyn hevesler ve plânlar peşinde gezer durur. “Uyuyamıyorum, ne yapayım” deyip, şu arkadaşa telefon, haydi şuraya, haydi oraya vakit geçirmeye çalışır. Uykuyu yönetemediği için gündüzden çok gece plânları yapar. Oysa bu kayıt niye var? Aslında kişinin kaydındaki bu özellik gecenin bereketinden kolay yararlansın diye vardır. Ona öyle bir aralık kapı açılmış ki geceyi yönetebilsin, gecenin feyzinden yararlansın da esfele sâfiliyn’in kafasını ezsin. O tam tersine bunu esfele sâfiliyn’i canlandırmak için kullanır. Gel de buna küfür deme! Burç diye anlatılan bu işte! Ve burç diye bu anlatılan küfrün ta kendisidir!
En büyük korkusu yalnız kalmaktır. Billâhi imanı kabul edip dûniHİ algıya sırtını dönünce Hakk yolda yalnızlık diye bir şeyin olmadığını kolaylıkla anlar ve Allah onu bu korkusundan Veli olarak korur ve kurtarır. İnatçıdır. İşte şimdi bu özellik sayesinde Hakk yolu inatla savunan olur. Sabırsızdır. Ancak sabırsızlık esfele safiliyn yaşantıda bir işe yaramaz, beş para etmez. Sabırsızlık özelliği, dûniHİ algı ve zann’larıyla yaklaşıldığında nasıl kullanılacağı bilinemediğinden yanlış kullanım sebebiyle sabretme sürecini bozar ve çalışmaz yapar. Aslında ondaki bu sabırsızlık özelliği şunun için vardır ve sabırsızlık aslında budur: Hakk yolda hayretten hayrete geçiş için gösterilen heyecan ve gayretin hızının ismidir. Onun kalıbındaki, kaydındaki sabırsızlık ona Hakk yolu tanıdığı zaman tevhidi öğrenirken hayretten bir başka hayrete geçmek için kullanması, bu yolda çabalaması için verilmiştir. O gayreti gösterirkenki hızının ve çabasının ismidir sabırsızlık. Aksi halde dinin tavsiye ettiği sabır ayrıdır. Ondaki bu sabırsızlık özelliği, Kur’an ayetleri ve hadislerdeki sabırsızlık değildir. İkizler Burcu insanı Hakk yolu öğrendiği zaman o sabrı zaten kendiliğinden gösterir. Bu burç insanı o sabrı gösterme yolundaki hayretlerde sabırsızdır, oralarda sıçramak ister… Kararsızdır. Bu özellik de duniHi algıda, esfele safiliyn yaşantıda bir işe yaramaz. Kişi esfele safiliyn yaşantıda kararsızsa işi zorlaşır. İkizler Burcu insanı kararsızlık kaydına dûniHİ algı ve zann’larıyla yaklaşıp kendisinde bu çerçevede açılımlara sebep olunca, bu özelliği karar verme sürecinde kullanır ve karar verme sürecini kararsız yapıya ve kararsızlığa dönüştürür. Oysa ondaki kararsızlık çok farklıdır ve onun nefs mertebelerindeki yürüyüşünde bir yere mıhlanıp kalmaması için vardır. Bir noktaya gelip de “Burası bana yeter” demesin diye, yürüsün gitsin diye vardır. “Müstakilen varım ve muhtarım” iddiasından vazgeçilince kararsızlık özelliği gerçek yerini ve manasını bulur, böylece karar verme süreci onun olumsuz tesirinden kurtulur. Bir özelliği daha vardır ki ona aslında o yüzden İkizler Burcu denilmiştir: İki kişilikli, iki ruhlu, sağı solu belli değil özelliği. Elbette bu görünüş esfele safiliyn aynasında böyledir. Ondaki bu özellik, aslında ikizi için ona boş koltuk verildiği içindir. Ama o oraya esfele sâfiliyni oturtmuş. Oysa o koltuk insanın ikiz kardeşi olan Kur’an içindir. İnsan Kur’an’ın ikiz kardeşidir. İkizler Burcu’na işte o ikiz kardeşini oturtacağı yer verilmiştir. Adının İkizler olması bu yüzdendir; Kur’an’ın ikiz kardeşi olduğu içindir. Yoksa sağı solu belli olmadığından değil. Bu özelliği yüzünden o kolayca Kur’an’a ikiz olur ve ikizinin ahlakıyla ahlaklanmak ona kolaylaşır.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER