Nöbetçi Eczaneler
6 Haziran 2014 Cuma 03:00:00 Muaz bin cebel şöyle (ra) şöyle demiştir: “Kim ki Allah’ın huzuruna emin olduğu halde gelmek istiyorsa, şu beş vakit namazı, ezanın okunduğu yerlerde kılarak gelsin. Çünkü bu, hidayet yollarından birisidir. Peygamberimizin sünnet kıldığıdır. Sakın “Benim evimde bir namazgâhım vardır, ben orada namaz kılıyorum” demeyin. Çünkü eğer siz böyle yaparsanız Peygamberinizin sünnetini terk etmiş olursunuz. Eğer Peygamberinizin sünnetini terk ederseniz sapıtırsınız.” (Ebu Nuaym)
Bir yanına felç inmiş olan Rebi b. Haysem iki kişinin kolları arasında cemaatle namaz kılmak için camiye giderdi. Kendisine:
“- Ey eba Muhammed, özürlüsün evinde namaz kılmak için ruhsat verilmiştir” denildiğinde o:
“- Evet dediğiniz gibidir. Fakat ben, müezzinin “namaza gel, felâha/kurtuluşa gel” dediğini işitiyorum” dedi ve “her kim sürünerek veya emekleyerek mescide gelebilirse gelsin” buyurdu.
Abdullah b. Ömer şu hadiseyi anlatıyor:
Hz. Ömer bir gün, kendisine ait bir hurma bahçesinde gezmeye gitmişti, döndüğünde halk ikindi namazını kılmıştı. Bunun üzerine:
“İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn(e) cemaati kaçırdım, sizi şahit tutuyorum. Ömer yaptığına keffaret olarak hurma bahçesini miskinlere/fakirlere bağışlamıştır” dedi.
Ulemânın çoğuna göre namazı cemaatle kılmak sünneti müekkededir. Bazılarına göre ise farz-ı ayn, bazılarına göre farz-ı kifayedir. Hal böyleyken, cemaati beklemeden namazı geçiştirircesine kılıvermek, namaza karşı bir saygısızlıktır.
Cemaati terk edip, namazı tek başına aceleyle kılıverme belki küçük bir günah olarak görülebilir ama zamanla büyür ve büyük günah halini alır. Bu şekilde cemaati terk, âdetâ namazı terk etmek ölçüsünde büyük bir günah olur. Namazı terk etmek, hatta vaktinde kılmayarak kazaya bırakmak büyük günahlardandır. Bu sebeple, mü’min, bir vakit namazı terk ettiğinde tevbe eder ve ilk fırsatta kaza eder. Fakat cemaati terk ettiği zaman ağlamaz ve tevbe etme gereği de duymaz. Sonra bu, alışkanlık haline gelir ve büyük günah haline dönüşür. Namazın ikâme edilmiş olma şartlarının başında namazı cemaat halinde kılmak gelir. Bu bakımdan cemaatle namaz kılmaya özel bir önem vermek gerekir.
Evimizde namaz kıldığımız durumlarda da cemaat halinde namaz kılmaya dikkat etmek gerekir. Evinde cemaatle namaz kılanlar da cemaat sevabı alırlar; Ancak mescid sevabından ve camiye giderken elde edilen yol sevabından mahrum olurlar.
Cemaatler Arasında Fazilet Farkı
Yine çokluk ve imamın fazileti dolayısıyla bir cemaatin diğer cemaate göre üstünlüğü olur mu hususunda da ilim adamlarının farklı görüşleri vardır, îmam Malik, olmaz demiştir. İbn Habib, olur demiştir. Çünkü Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur: “Kişinin bir diğer kişiyle birlikte kıldığı namazı tek başına kıldığı namazdan daha güzeldir. İki kişi ile kıldığı namaz bir diğer kişiyle kıldığı namazdan güzeldir. Sayı çoğaldıkça Allah bunu daha çok sever.” Bu hadisi Ubey b. Ka’b Hz. Peygamber’den rivayet etmiş, Ebu Davud, Salât 47; Nesâî, İmame 45 ve yakın bir rivayet: Müsned, V, 145) (İmam Kurtubi, el-camiu li-ahkami’l-kur’an, Buruç yayınları: 2/34-35.)
“Bir kimsenin bir kimseyle olan namazı yalnız kıldığı namazdan daha bereketli ve sevabı daha fazladır. İki kişi ile olan namazı da bir kişi ile olan namazından daha bereketli ve üstündür. Beraber kılanlar ne kadar çok olursa Allah katında o kadar makbüldür” (Nesâî, İimâmet 45)
“Bir kimsenin bir kimseyle olan namazı yalnız kıldığı namazdan daha bereketli ve sevabı daha fazladır. İki kişi ile olan namazı da bir kişi ile olan namazından daha bereketli ve üstündür. Beraber kılanlar ne kadar çok olursa Allah katında o kadar makbuldür” (Nesâî, İmâmet 45)
