Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Yılmaz DÜNDAR

“FATİHA İLE FETİH” YAZILARI – 127

Mustafa Yılmaz DÜNDAR 16 Kasım 2018 Cuma 14:10:50
 

KIYAMET GÜNÜ VE NEFS-İ LEVVAME
“Kıyamet Günü’ne Kasem ederim. Ve Nefs-i Levvame’ye Kasem ederim” (Kıyamet; 1, 2)
Kıyamet Günü ve Nefs-i Levvame art arda, birlikte zikrediliyor. Allah, Kıyamet Günü’ne ve Nefs-i Levvame’ye yemin ederek bu iki kavramın çok önemli olduğunu, bunları önemsememiz gerektiğini, bunlardan bizim için önemli bir amel çıkaracağını öğretiyor. Kıyamet günü kavramı insan için iki anı içerir, insanın kıyameti iki anla belirir: Ölüm anı, hesap anı. Ölümü tattığı an ve hesap günü. Nefs-i levvamenin kıyamet anı ile ilişkisi nedir? O şudur: Gerek ölüm anında gerekse hesap gününde kişiyi kurtaracak hayat tarzı nefs-i levvame’dir, kişinin kurtuluşu nefs-i levvame’den geçmektedir. Bu bakışla, ayetin bize söylediği şudur: Senin için korkunç anlar olan kıyametlerinde; yani ölümü tatmakla yaşadığın kıyamette ve hesap günü huzura geldiğin kıyamette kurtulanlardan olmak istiyorsan Nefs-i Levvame’yi önemse! Kıyamet Suresi’nin ilk iki ayetinden çıkan önemli mânâ budur. Öyle olunca, nefs-i levvame’nin ne olduğunu araştırmak, öğrenmek ve onu hayat tarzı edinmek, Allah’a ve rızasına talib olan için çok önemli bir hedef haline gelir. Nefs-i Levvame’yi hayat tarzı edinen kişi için ayetlerde müjdeler vardır. Şu müjdeler onlar içindir:
“İman edip sâlih amel yapanlara gelince, onların kötülüklerini kendilerinden elbette kefaretleriz (sileriz) ve elbette yaptıklarının en güzeli ile kendilerini cezalandırırız.” (Ankebut-7)
“Ta ki; yaptıklarının en kötüsünü onlardan kefaretlesin (silsin) ve yapmakta olduklarının en güzeli ile ecirlerini onlara versin.” (Zümer-35)
O azim günü hayal etmeye çalıştığınızda, o günün dehşeti içerisinde böyle bir muamele görmek elbette çok önemlidir…
“İşte bunlar; cennet ashabı içerisinde öyle kimselerdir ki; yaptıklarının en güzellerini onlardan kabul eder ve onların kötülüklerinden vazgeçeriz. (Bu) vaat edilmiş oldukları sıdkın karşılığıdır.” (Ahkaf-16)
Bu güzelliklerin daha da ilerisi var: “Ancak tövbe eden, iman eden ve sâlih amel yapan müstesna. İşte; Allah, onların seyyie’lerini hasenata tebdil eder. Allah Ğafurur Rahıym’dir.” (Furkan-70)

SEÇKİN KULLAR ALLAH’IN İN’AMDA
BULUNDUĞU KULLARDIR

Seyyie’nin Hasene’ye tebdil edilmesini dünya hayatında nasıl anlarız? Seyyiatı hasenata tebdil edilen kişiyi şöyle açıklayalım: Allah onu razı olmadığı hallerden uzaklaştırır, razı olduğu hallerle hallendirir, nuru ile nurlandırır, ahlakı ile ahlaklandırır. “Seyyiatı hasenata tebdil” şu müjdeyi de içerir: Dünyada ve hesap gününde, nefs-i levvamedeki kişinin birikmiş seyyie yükünü misliyle hasenata çeviririz. Ama nefs-i levvame’ye girmiş, onu hayat tarzı yapmış kulu bekleyen asıl müjde şudur: “Ey, o Nefs-i Mutmainne! Radiye olarak, Mardıyye olarak Rabbine rucu’ et. (Seçkin) kullarım içine dâhil ol, cennetime dâhil ol.” (Fecr; 27-30)
Levvame sürecinde mutmain olan nefs, Rabbine Radiye olarak, Mardıye olarak dönecektir. O seçkin kulları göreceğiz, vasıflarına bakacağız.
“Rablerinin indinde onların amellerinin karşılığı, altlarında nehirler akan Adn cennetleridir; içlerinde ebedi kalıcılar olarak. Allah onlardan razı olmuş ve onlar da O’ndan razı olmuşlardır. İşte bu, Rabbinden haşyet duyan kimse içindir.” (Beyyine-8)
Nefsi Levvame’yi hayat tarzı edinenin hedefi Allah’tan razı olmaktır, Allah’ın da ondan razı olmasıdır. Beyyine-8, iman edip sâlih amel işleyen kulu müjdeledi. Fecr-29 ise onu davet ediyor; seçkin kullarıma dâhil ol! Seçkin kullar Allah’ın in’amda bulunduğu kullardır. “Sırâtalleziyne en’amte aleyhim” ile istediğimiz işte onların yoludur: Allahım, bizi inamda bulunduğun kullarına dâhil et, onlara verdiğin gibi nimet ver, ikram et. Bu yönüyle Fatiha Sûresi, Allah’ın in’amda bulunduğu kullarına verdiği nimete talib olduğumuzu söylediğimiz bir duadır…
“Kim Allah’a ve Rasûlüne itaat ederse, onlar, Allah’ın kendilerine in’amda bulunduğu Nebiler, Sıddıklar; Şehitler ve Salihler ile beraberdir. Ne güzel arkadaştır onlar. Bu fazl Allah’tandır. Aliym olarak Allah Kâfi’dir.” (Nisa; 69, 70)
Lütfen şu önemi fark edelim: Bize dünyada hayrlı bir nimet lütfedilmişse ona çok büyük bir özen ve çok dikkat göstermemiz gerekiyor. Çünkü: “Bu böyledir. Bir kavim kendi nefislerinde olanı değiştirmedikçe, Allah onlara in’am ettiği nimeti değiştirmez. Ve Allah Semiy’un Aliym’dir.” (Enfal-53)
Allah’ın kendilerine in’amda bulunduğu, nimet verdiği kulların kimler olduğu hep araştırılmış ve tartışılmıştır. Elbette bu bir tereddüt hali değildir, tereddüt içeren bir tartışma değildir, seçkin kişileri örnek alabilmek için bir meraktır, bir telaştır. Bir de, onların dışındakileri (sapanları) fark etmek ve onların hallerinden ibret alıp korunabilmek içindir.
Cumamız hayrlı oluverir inşaAllah…

“FATİHA İLE FETİH” YAZILARI – 127-

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER