DOLAR 23,3521 1.04%
EURO 25,2059 0.46%
ALTIN 1.474,360,92
BITCOIN 6227700,63%
Afyonkarahisar
24°

HAFİF YAĞMUR

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Gaflete Düşmeyelim

ABONE OL
29 Ağustos 2019 08:32
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Ülke olarak zor günlerden geçiyoruz. Kısa süre önce devletin üst kademeleri tarafından açıklanan kırmızı çizgilerimiz vardı. Şimdi bunların her biri tarumar oldu. 3-5 yıl önce memlekette Türkçe’den başka dil konuşana rastlanamazdı. Rastlandığında bu durum yadırganır, usulünce tepki verilir, uyarılarda bulunulurdu. Bugün şehrimiz sokaklarında Arapça’dan Kürtçeye kadar pek çok dili konuşan insanlara sıkça rastlıyoruz. Tepki var mı. Yok. Vurulsun kırılsın demiyoruz. Türkiye’de günlük yaşamın dilinin Türkçe olduğunun unutulmamasını istiyoruz. Bu diller konuşulduğu için ne kazandık. Daha fazla özgürlük derken, bu yolda ilerlerken, kazancımız nedir. Bize göre hiç. Geldiğimiz noktada bizim dilimizin, değerlerimizin sahipsizleştiğini görüyoruz.
Özgürlük daha nereye kadar varmalı sizce. Özgürlüğümüzün tamam olması için devlete her türlü hakareti edenlerin, söylediklerini fiiliyata geçirmesi mi gerekir? Kanla çizilen sınırlar, kırmızı çizgiler yerle yeksan olduktan sonra, birkaç ilimiz gittikten sonra özgürlük neye yarar?
Osmanlı’da da ülkeye hürriyet gelecekti. Rumeli elden gittikten sonra gelen hürriyet neye yaradı, tarih yazıyor.
Tarihe baktığınızda Osmanlı’nın son döneminde egemen olan söylemlerin hürriyet, özgürlük, adalet, batılılık, ilerleme olduğunu görüyoruz.
ABD ve İsrail, Ortadoğu’daki büyük Müslüman ülkeleri parçalamaya ahd etmişler.
Irak parçalandı. Türkiye dahil herkes “Önce Irak’ın toprak bütünlüğü” diyordu. Şimdi kim Irak’ın bütünlüğünden bahsedebilir?
Suriye’nin bugünkü hali malum. İran’ın çabaları nereye varacak göreceğiz. Lübnan zaten paramparçadır.
Türkiye de parçalanacaklar listesindedir.
Nasıl parçalayacaklar?.. Biz sizin bütünlüğünüze saygılıyız diye diye parçalayacaklar.
“Efendim abartıyorsun, durum o kadar vahim değil… Niçin bu kadar karamsarsın? Her şey düzelecek. Geleceğimiz pespembedir…” diyenler gaflet içindedir. 20’nci asrın başlarında, 1908’den sonra İttihadçılar, Jön Türkler de böyle söylüyordu.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.