Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

HAC VE HACCI ANLAMAK – Kocatepe Gazetesi

Muharrem Günay 10 Ekim 2013 Perşembe 03:00:00
  İslam dininin beş esasından birisi de hac ibadetidir. Ayet-i kerimede haccın farziyyeti şöyle anlatılmaktadır: “Şüphesiz, âlemlere bereket ve hidayet kaynağı olarak insanlar için kurulan ilk ev (mâbed), Mekke’deki (Kâbe)’dir. Orada apaçık nişâneler, (ayrıca) İbrahim’in makamı vardır. Oraya giren emniyette olur. Yoluna gücü yetenlerin o evi haccetmesi, Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkâr ederse bilmelidir ki Allah bütün âlemlerden müstağnîdir.” (Âl-i İmrân, 3/96-97.)
Bu yolculukta Cenab-ı Allah’ın rızasına erme asıl gayedir. Müslümanlar lebbeyklerle, ihramlara sarınırlar. Peygamber Efendimiz’in: “Allah’ım hac yapmak istiyorum, bunu bana kolay kıl ve benden kabul eyle.” Duasını yaparak her türlü meşakkate göğüs germek üzere Allah’tan yardım dilerler. İhramını giyen Müslüman’ın aklına ilk olarak ölünce giyeceği kefen gelir. Böylece ölümü ve yeniden dirilimeyi fiilen hem yaşamış ve hem de öğrenmiş olur. Kâbe’ye varıp tavafa başlayan mümin, makam, mevki, mal ve yakınlarının her şeyin geride kaldığının, insanların eşit olduğunun ve üstünlüğün ancak ve ancak takvada olduğunun idrakine varır.
Tavaftan sonra Allah’ın koyduğu nişanlardan olan Safa ile Merve’de sa’y ederken Hz. Hacer annemizin çocuğu İsmail’e su aramak üzere mücadelesini hatırlar, sonra şükürle Hz. İsmail’in hatırası olan, zemzemi kana kana içer. Arafat’ta tövbeleri kabul edilen Hz. Havva annemiz ve Hz. Âdem babamızın sevinçlerini paylaşır ve kendi duasının kabulü için de Allaha yalvarır
Müzdelife’de taşları toplayıp Mina’da şeytanı taşlarken şeytanın yolundan gidenleri ve tüm kötülükleri ve kötü düşünceleri taşlar ve onlardan uzak durup Cenab-ı Allah’ın yolundan gideceğine söz verir. Kesilen kurban, yapılan ziyaret tavafı ve sa’ydan sonra tıraş olup ihramdan çıkan hacılar, asıl mücadelenin bundan sonra başlayacağının bilincindedirler. Allah’ın evine, Peygamberimizin ravzasına varmanın mutluluğu, daha o mübarek topraklardan ayrılmadan başlayan özlemleriyle yurtlarına geri dönerler.
Peygamber Efendimiz: “Kim Allah için hacceder, çirkin söz ve günahlardan sakınırsa, annesinden doğduğu gün gibi günahlarından arınmış olarak döner.” Buyurmaktadır.
ALLAH’IN HAKKINI GASP ETMEYİN
Ali İmran suresi 97. Ayette “gücü yetenlerin hac etmesi insanlar üzerinde Allah’ın hakkıdır” buyrulmaktadır. Bu ifadeye göre gücü yettiği halde hac görevini yerine getirmeyenler Allah’ın hakkını gasp etmiş ve haram yemiş olurlar.
ÖNCE UMRE Mİ HAC MI?
Umre sünnet ömrümüzde bir defa hac yapmak farzdır. Asıl olan önce farz olan haccı yapmaktır. Fakat uzun yıllar sıra beklemek gibi mazeretler nedeniyle mukaddes toprakları görmeden ölürüm endişesi taşıyorsak daha sonra hac farizasını yerine getirmek şartıyla önce umre yapabiliriz.
Haccın Yararları
Bütün ibadetlerde olduğu gibi hac ibadetinde de insanlar için pek çok yararlar vardır. İnsanlar çoğunlukla mala karşı gönül doygunluğuna erememiş aşırı bir istek içinde bulunur. Peygamberimiz insanın bu aşırı isteğinin kazandıkça arttığını bildirir. Şöyle buyurur: “İnsanoğlunun iki dere dolu malı olsa bir üçüncüsünü ister. İnsanoğlunun ihtiras dolu gönlünü topraktan başka bir şey doyurmaz. Şu kadar ki tövbe eden kişinin tövbesini Allah kabul eder.”(Buhari, Rikak, 10.)
Yüce dinimiz ahiret ve dünya dengesine önem veren bir dindir. Ahiret için dünyayı, dünya için ahreti terk etmeyi emretmez. İslamda nefsi öldürmek değil terbiye etmek esastır. İslâm dini mal kazanmaktan ve ihtiyaç zamanı için mal biriktirmekten men etmiş değil, bilâkis teşvik etmiştir. Önemli olan malı Allah’ın emrettiği şekilde kullanmaktır. İşte hac için harcanan para Allah yolunda harcanmış olacak ve insanı ihtirastan kurtarmış olacaktır.
Dinî ibadetler özellikle hac, dinî duyguları kuvvetlendirir. Yeryüzünde Allah’a ibadet için ilk inşa edilmiş olan mabedi Kâbe’yi ziyaret etmek, âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimizin doğup büyüdüğü yerleri görmek insana heyecan verir ve onu asırlar öncesine Peygamberimizin yaşadığı mutluluk asrına götürür. Bu ise hiç şüphesiz onun manevî duygularını kuvvetlendirir.
Hac, insana zorluklara karşı dayanma gücü kazandırır. Onun içindir ki “Hac sabırdır” denmiştir. Bunun için hac niyetiye yola çıkan kişininin daha çok sabırlı ve hoşgörülü olması başkalarını incitici, kırıcı söz ve davranışlardan kaçınması gerekir.
Hac, insana mahşer gününü hatırlatır; tevbe ve istiğfar etmesini sağlar. Hacda ihrama girmek herkesin Allah katında eşit olduğunu, öldükten sonra tekrar dirilip Allah’ın huzurunda hesabını vereceğini hatırlatır ve ona o hesap günü anını yaşatır.
Hac, dünya üzerinde yaşayan dilleri ve renkleri ayrı olan Müslümanları, ibadetlerinde yöneldikleri Kâbe’de bir araya toplar, böylece tanışır ve kaynaşırlar. Ülkeleri hakkında bilgi alışverişinde bulunurlar. Birbirlerinin dertleriyle ilgilenir, ortak problemlerine çare ararlar. Bu bakımdan Hac İslam kardeşliğini pekiştirir.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER