10 Aralık Dünya İnsan Hakları günüymüş. 1948’den bu yana güya insanlar arasında din, ırk, renk, cinsiyet ayrımı yapmadan haklarının korunması amaçlanmış.
Gelin görün ki, bu hiç böyle olmamıştır. Emperyalistler arasındaki rant kavgaları bitmemiş, dünyanın her tarafında sırf farklı din ve milletten olduklarından dolayı ezilen, işkence gören, soykırıma uğrayan, katledilen, tecavüze uğrayan, açlıktan ölen binlerce insan var. Her taraf barut kokusu. Her yer dünyada bir türlü yer bulamayan mülteci akınları ile dolu.
Dünyada birçok ülke karmakarışık. İnsanlar mutsuz ve umutsuz.
Oysaki insan hakları olsa bu kadar katliam, nefret, hor görme, garip bırakılma ve dışlanma olur mu? Bu kadar insan yok yere ölür mü?
İnsan hakları olsa, güçlülerin değil, haklıların sözü geçer. Güvenlik olur. Adalet olur. Haksızlık olmaz. İnsanlar torpil değil hak arıyor. Zaten haklıya hakkı verilmiş olsa torpile gerek olmaz.
Burada dikkat çekici bir durum ezilen, horlanan, katledilen, işkence görenlerin Müslümanlar ve bizim soydaşlarımız olmasıdır. Doğu Türkistan, Yemen, Afganistan, Suriye bazılarıdır. Ancak, bizim kanımızdan olan soydaşlarımıza bizim tarafımızdan sahip çıkılmaması vahimdir ki bunu nasipse ayrı bir yazı da konu edelim.
Değerli okuyucum; İnsan hakları dünyada bazılarının isteğine göre işliyor. İstediklerine var, istemediklerine yok.
İnsan hakları evrensel beyannamesini kabul ve ilan edenler başta olmak üzere Dünya sınıfta kalmıştır.
ASAYİŞ
29 Mart 2023GÜNDEM
29 Mart 2023GÜNDEM
29 Mart 2023ASAYİŞ
29 Mart 2023ASAYİŞ
29 Mart 2023UNCATEGORİZED
29 Mart 2023UNCATEGORİZED
29 Mart 2023Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.