Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

İSLÂM’DA DÜĞÜN – Kocatepe Gazetesi

Muharrem Günay 3 Ekim 2018 Çarşamba 13:30:45
 

Evlenen çiftler için düğün yapılması insanlık tarihi kadar eskidir. Milletlere ve yörelere göre ayrıntılarda bazı farklılıklar olmakla birlikte hepsinin birleştiği nokta eğlenceye yönelik olmasıdır.
İslâm hukukunda, şahitler huzurunda yapılması dışında nikâh akidleri için uyulması gerekli bir şekil şartı veya özel bir tören mevcut değildir. Ancak evlenme gibi kişi ve toplum hayatında önemli yeri olan bir olayı kutlama arzusu ve bu hukukî birleşmeyi herkese duyurarak onu gayri meşrû birleşmelerden ayırma gereği düğün denilen içtimaî olayı doğurmuştur.
Hz. Peygamber’in, “Nikâhı açıkça yapınız.” (Müsned, IV, 5) meâlindeki hadisi bazı rivayetlerde “ve nikâh sırasında def çalınız.” (İbn Mâce, “Nikâh”, 20; Tirmizî, “Nikâh”, 6) ilâvesiyle tamamlanmaktadır. “Nikâhta helâl ile haram arasındaki ayırıcı işaret def ve ses(müzik)tir. ” (İbn Mâce, “Nikâh”, 20; Tirmizî, “Nikâh”, 6; Nesâî, “Nikâh”, 32) meâlindeki hadis ise aleniyetin düğünle sağlanmasının gereğini ortaya koymaktadır. İlk dönemlerden itibaren her toplum nikâh merasimlerini kendi dinî ve sosyal yapısına uygun olarak gerçekleştirmiştir. İslâm dini de toplum hayatında yerine getirdiği fonksiyonları göz önünde bulundurarak düğüne hoşgörü ile bakmış, hatta meşrû sınırlar içinde onu teşvik etmiştir. Hz. Peygamber’in bütün evliliklerinde davetlilere ikramda bulunduğu bilinmektedir.
Hadis kitaplarında bu ikramlar hakkında oldukça geniş bilgiler vardır (meselâ bk. Buhârî, “Nikâh”, 68-70).
Düğünler, yapıldığı topluma ve zamana göre büyük değişiklikler göstermekle birlikte kız ve erkek evinde icra edilen törenler, gelinin evliliğe hazırlanması, merasimle kocasının evine getirilmesi, davetlilere koca evinde yemek verilmesi veya diğer ikramlarda bulunulması bütün düğünlerin ortak özellikleri arasındadır. Araplar düğün dolayısıyla verilen yemeğe “velîme” derler; ancak bu kelimenin sadece düğün yemekleri için değil diğer merasimlerde verilen yemekler için de kullanıldığı anlaşılmaktadır
Hz. Peygamber’in evlenme hazırlığı yapan Abdurrahman b. Avf’a, “Bir koyunla da olsa ziyafet ver.” (Buhârî, “Nikâh”, 7, 54, 68) demesi ve kendisinin de evliliklerinde misafirlerine yemek yedirmesinden anlaşılacağı gibi düğün yemeği sünnettir. Hz. Peygamber’in, “ziyafet ver.” şeklindeki emrinden hareketle bazı hukukçular bu yemeğin vâcip olduğunu söylemişlerse de hâkim görüş bunun vücûb ifade etmediği yönündedir. Velîmenin nikâh akdi sırasında, akidden sonra, zifaf günü veya zifaftan sonra verileceği hususunda da farklı görüşler ileri sürülmüştür. Ancak bunu belirleyen esas faktör, bölgeden bölgeye değişen örf ve âdetlerdir. Ayrıca velîmede gösteriş ve israfın haram olduğu, herkesin kendi imkânları çerçevesinde ikramda bulunmasının gerektiği kabul edilmiştir.
Düğüne davet edilen kişinin davete icabet etmesi vâciptir. Bunun farz-ı ayın veya farz-ı kifâye olduğunu söyleyen âlimler de vardır. Hz. Peygamber’den, bu tür davete icâbeti emreden çeşitli hadisler nakledilmiştir (bk. Buhârî, “Nikâh”, 71; Müslim, “Nikâh”, 96). Düğüne icâbet gereği, bu tür törenlerin kişiler arasındaki sevgi bağlarının ve toplumsal birlik ve dayanışmanın kuvvetlendirmesi hikmetine dayanmaktadır. “En kötü yemek, fakirlerin bırakılıp zenginlerin davet edildiği düğün yemeğidir.” meâlindeki hadis (Buhârî, “Nikâh”, 72; Müslim, “Nikâh”, 107), düğüne sadece zenginlerin değil fakirlerin de çağırılması gerektiğini vurgulamaktadır.
Hz. Peygamber’in, “Velîme/düğün yemeği ilk gün hak, ikinci gün mâruf, üçüncü gün ise riya ve gösteriştir.” (İbn Mâce, “Nikâh”, 25; Ebû Dâvûd, “Etime”, 3) hadisinden hareketle düğünün iki günden fazla sürmesini mekruh görenlerin yanı sıra, Buhârî’nin “… Yedi gün velîme yapan…” şeklindeki bab başlığını (“Nikâh”, 7) ve Medine’de yedi sekiz gün süren velîmeler olduğu Übey b. Kâ‘b’ın böyle bir velîmede bulunup dua ettiğine dair rivayetleri (Beyhakī, VII, 261) dikkate alarak düğünün iki günden fazla devam etmesini câiz görenler de vardır. (Nevevî, IX, 216-218; Şevkânî, VI, 205-206; Azîmâbâdî, X, 210). Takvaya daha yakın olanı birinci haldir.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti