Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murat Arısoy

Kutlamalar için birkaç soru – Kocatepe Gazetesi

Murat Arısoy 26 Ağustos 2014 Salı 03:00:00
  Afyonkarahisar’ın düşman işgalinden kurtuluşunun 92’nci yıldönümü kutlamaları için hazırlık yapılıyor. Zafer kutlamalarına dair kafamda beliren birkaç soruyu sizinle paylaşmak istiyorum:
-Zafer kutlamalarında neden konser verilir? “Şehitlik” manevi bir kavram, bu kavramı hatırlarken neden çalgıya, çengiye ihtiyaç duyuyoruz?
Bir de konserleri süsleme eğilimi görürüz: “Bu şarkı, nöbet bekleyen askerlere gelsin”. Ya da “Şimdi de Gençlik Marşı’nı söylüyoruz, haydi elleeer: Dağ başını duman almıııış!”…
Konserleri bu sözlerle süslemek, şehitlerimizi daha iyi anmak anlamına mı geliyor?
-Afyonkarahisar muhafazakâr bir memleket diye bilinir.
Peki öyleyse Zafer kutlamalarında ille de pop şarkıcılarını sahneye çıkaracaksak, neden genel ahlaka uygun olmayan şarkılar söyleyen kişileri tercih ediyoruz?
Popülerliğe mi yeniliyoruz?
Örneğin Afyon’da konser verecek olan Hande Yener’in bu yaz radyolarda çalan o meşhur şarkısının sözlerini yazsam, “Vuu, Murat iyice edepsizleşmiş. Kulağını çekiverem” demez misiniz?
Murat yazsa suç teşkil edecek şarkı sözlerini, Hande Yener , Fuar Alanı’nda 50 bin kişiyle söyleyecek. Bu durum, hiçbir muhafazakâr bireyi rahatsız etmeyecek mi?
-Zafer kutlamalarının konser bölümü ile ilgili son sualim ise şudur: Afyonkarahisar’da geçen yıl Mısır’da meydana gelen olaylar nedeniyle “Milletçe üzüldük” denilmiş ve konserler iptal edilmişti.
Bu yıl ise Hande Yener ve Cengiz Kurtoğlu sahneye çıkacak.
Bu yıl İsrail’in Gazze’de yaptığı zulme, Mısır’daki olaylardan daha mı az üzüldük?
Madem öyleydi, neden 3 günlük yas ilan ettik?
Mısır’dakiler kardeşimiz de, Gazzeliler değil mi?

BİRKAÇ SORUYA BİRKAÇ CEVAP

Tabii soru sormak kolay.
Benim gibi elinde yetki ve sorumluluk olmayanlar, habire sorsun, kendi akıllarınca yöneticileri eleştirsin.
Böylelikle kamuoyunu aydınlattığını öne sürsün.
İyi de bir de yöneticiler tarafından bakmak lazım gelmez mi?
Zafer kutlamaları sorularımı, Belediye Başkanı olsam nasıl yanıtlardım?
Sizinle paylaşayım:
“Elbette şehitlik, manevi bir kelime. Şehitlik, yüce Rabbimiz’in, kendi yolunda ölenlere büyük bir hediyesi. Bunun bilincindeyiz. Bu nedenle her Zafer kutlamasında İmaret Camimiz’de şehitlerimizin ruhunun ihya edilmesi için Kur’an-ı Kerim okuyoruz, okutuyoruz. Bununla birlikte, öteden beri Zafer kutlamalarına halkın katılımının nasıl sağlanacağı üzerine fikir beyan edilir. Konserler, bu katılımı en hızlandıran etken.”
“Geçen yıl Mısır’daki olaylar nedeniyle Zafer kutlamalarını iptal ettik, doğru. Ancak ‘Cumhuriyet’i istemediğiniz için kutlama da yapmıyorsunuz’ gibi aslında bizi tanımlamayan, peşin hükümlü eleştiriler yöneltildi. Bu yıl kutluyoruz, ‘Gazzelilere hiç mi üzülmüyorsunuz’ diyorsunuz. Ne yapalım, siz söyleyin.”
“Ahlaka aykırı şarkı sözleri, tabii ki bizim örfümüze ters. Bununla birlikte organizasyon meselesi ihale ile çözülüyor. Dolayısıyla bizim doğrudan müdahale şansımız yok.”
Zor anlayacağınız… Her hareket eleştirilir, her hareket sorgulanır da “Aslı astarı nedir” demek gelmez kimsenin içinden.

HALK NEDEN KUTLAMALARA GELMEZ?

Her 27 Ağustos’ta, her 30 Ağustos’ta, her 29 Ekim’de, her 23 Nisan’da, her 19 Mayıs’ta tekrar tekrar düşünürüm: Halk kutlamalara neden gelmez? Neden milli bayramlara itibar edilmez?
Bu fikrimin karşıtı olarak ise “Türk Kuşu gösterisine çocuk-yaşlı demeden gelenler varken, meydandaki, stattaki kutlamanın bir eksiği yok mudur” sorgusu belirir.
“Halk neden gelmez”e sebepler bulalım:
-Çünkü iktidar, milli bayramlara soğuktur. İktidara yakın olmak isteyen kişiler, görünmek istemez.
-Çünkü hava sıcaktır, soğuktur. Evdeki rahatın bozulması istenmez.
-Çünkü her sene kutlamalarda hemen hemen ne olacağı bellidir. Kutlama, milli bir anma töreninden ziyade, öğrencilerin şiir okuma mecburiyetine dönüşmüştür.
-Çünkü kutlama programları, bir önceki yılın kopyası gibi hazırlanır; programlarda çalışanlar farklı olsa da bazen sıralama bile aynıdır.
-Çünkü “muhalif” bazı siyasi akımlar, milli bayramların içinin boşaltıldığı iddiasıyla kutlamalara katılmaz, böylece içi boş kutlamaları protesto eder.

NE YAPMALI?

-Milli bayramlara katılımın artması için ilk görev muhalefet partilerine düşüyor. Muhalefet partileri, merasimleri düzenleyenlere yol göstermeli, kendi üyelerini de merasimlere katılmaları için davet etmeli.
-Milli bayramlara katılımın artması için, kutlamaları düzenleyenler iyi bir organizasyon yapmalı; kutlamanın gerçekleştirildiği alanda, “güneş ve sıcağa” ya da “yağmur ve soğuğa” maruz kalacak kimse kalmamalı. “Protokol oturur, halk ayakta beklesin” anlayışı terk edilmeli.
-Şiirlerden, konuşmalardan ziyade, kutlamalarda “Neyin neden yâd edildiği” mesajı verilmeli. Gerekirse Belediye Şehir Tiyatrosu devreye sokulup 1 yıl “Milli Mücadele” konulu bir eser yazılmalı Afyonkarahisar’da.
-Protokol konuşmaları, 5 dakikayı geçmemeli.

BİR BAŞKA ÖNERİ

Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde başlatılan Cumhuriyet Eğitim Gezileri, son derece yararlı. Öğrencilerin bu gezilerle Kocatepe ve Çanakkale’yi ziyaret etmeleri, hem şehirleri tanımalarına, hem de bir milletin nasıl ayakta durduğunu öğrenmelerine vesile oluyor.
26 Ağustos-30 Ağustos arasında Afyonkarahisar’da hava kırmızı-beyazdır.
Şuhut’tan başlayıp Dumlupınar’da başlayan tören silsilesi, bazı milletvekillerimizi yorsa da kentin Milli Mücadele’deki yeri bakımından önemli bir ipucu verir.
Cumhuriyet Eğitim Gezileri’nin Afyonkarahisar ayağı, 26-30 Ağustos arasında düzenlense, hem katılım fazlalaşır; hem de dışarıdan gelen öğrenciler devlet ricalinin katıldığı merasimlerdeki havayı da solur.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti