Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Galip Leblebicioğlu

Mİ’RAC NE ŞEKILDE VUKU BULMUŞTUR?

Galip Leblebicioğlu 21 Haziran 2017 Çarşamba 12:39:20
 

Önce on vakit kaldırıldı. Peygamberimiz, Hz. Musa’nın yanına gelip durumunu bildirince; Hz. Musa, bunun da çok olacağını söyledi. Bu minval üzere Peygamberimiz birkaç kere geri dönerek Rabbine iltica etti. Böylece; namaz beş vakte kadar indirildi.
Mİ’RAÇ HADİSESİNİN MEKKE’DEKİ AKİSLERİ
Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.S) Mekke’ye döndüğünde, müşahedelerini anlatmaya başlayınca. Kureyşliler fitne krizlerine tutulup deli divane oldular. Kimi, Ebu Bekir’e (R.A.) koşuyor; kimi, ellerini çarpıyor, imanı zayıf olanlardan irtidat edenler oluyor, bu tabiat üstü mucizeyi bir türlü akıllarına sığdıramıyorlardı.
 Hz.Ebu Bekir gibi iman sahipleri ise, “Evet Miraç haktır. Eğer Muhammed (S.A.S) bunları demişşe, doğru söylüyor ve ben bundan, daha büyüklerini de kabul ederim” diyorlardı. Hz. Ebu Bekir, Peygamberimizin yanına gelmiş, Mi’racı bizzat kendisinden dinlemiş: Allah’ın Resulü anlattıkça, “Doğru söylüyorsun, ya Resullallah” diyerek tasdik etmişti. Peygamberimiz de, “Sen sıddıksın ya Ebû Bekir” diyerek: ona “Sıddık” ünvanını vermiştir.
Cabir ve Ebu Hüreyre (R.A) nın, Resulüllah (S.A.S)den rivayet ettiklerine göre Peygamberimiz bu hususta şöyle buyurmuşlardır: “Ben, sabahleyin İsra ve Miracı anlatınca Kureyşliler beni tekzip etti. Bana, gidip geldiğim yerlerden ve Mescid-i Aksa’dan sorular sordular. Halbuki ben Mescid-i Aksa’nın hiçbir özelliğini tesbit etmemiştim. Bu sebepten müşkil durumda kalıyordum. Allah (C.C.) bana Mescid-i Aksa’yı gösterdi. Ben de, Kureyşlilerin bütün sorularına cevap verdim.”
Sahih rivayetlere göre, Kureyşliler, Mescid-i Aksa’nın kapı, pencere ve cihet gibi her özelliğini soruyorlar. Peygamberimiz de teker teker cevap veriyordu. Buna inanmadılar. “Biz, sana Şuru’dan gelmekte olan develerimizi soracağız; bize onlardan haber ver” dediler. Peygamberimiz şöyle cevap verdi: “Evet, falan kimselerin kervanına rastladım. “Rehva” isimli mevkide idi. Bir deve yitirmişler, onu arıyorlardı. Yükleri arasında bir su kabı vardı. Susadım, o kabı alıp su içtim ve kabı yerine koydum. Geldiklerinde sorun bakalım, suyu bulabilmişler mi?” O anda kervan, Peygamberimize gösterildi. O da, kervanın kemiyet ve keyfiyetine dair haber verdi ve şöyle buyurdu: “İçlerinden Cemel-i Evrak (yani karamtırak beyaz bir deve) önde olarak, falan gün güneşin doğmasıyla beraber gelecekler” diye haber verdi bu da gerçek oldu.

 

YÜKSEK AHLAK

 

Kur’an İsra Suresi 23 ila 38’inci ayetlerde yüksek ahlâkın toplum ile samimi kaynaşmanın, aile yapısına huzur ve mutluluk getirmenin on iki emrini taşımakta ve iman eden her milletin muhtaç bulunduğu sosyal ekonomik ve ahlaki kural ve prensiplerin ölçü ve özetini vermektedir.
1- Allah’tan başka tanrı tanımamak ondan başkasına tapmamak iman ve irfanın, fazilet ve karın kaynağıdır.
2- Hayatlarını çocuklarının saadetine vakfeden ana babaya karşı görevlerini yerine getirip onlara iyilikte bulunmak. İlâhi rahmetin kanalıdır.
3- Akrabaların, yoksul ve yolda kalmışların haklarını koruyup vermek. Zekât ve bağış suretile bu gibi zayıf unsurları desteklemektedir.
4- Savurganlıktan kaçınmak; mevcut malı har vurup harman savurma felaketine itmemek, ekonomik yönden de güçlü ve itibarlı olmanın yolu ve temelidir.
5- Ne cimri, ne de müsrif olmak, bu ikisi arasında bir yol tutup tutumlu olmaya dikkat etmektir.
6- Açlık ve ekonomik sıkıntı korkusuyla kürtaj yaptırmak Allah’ın rezzak sıfatını unutmak ve insan unsuruna karşı cinayet işlemektir. Bu ikiside büyük günahlardandır.
Rezzak Sıfatı; Allah herkesin rızkını yiyeceği içeceği giyeceği sarfedeceği şeyleri temin eder. (Kimse açlıktan ölmez deyimi asırlardır söylenir.)
7- Haksız yere adam öldürmek, aile ve toplumu huzursuz etmek, İslam’ın sunduğu kardeşlik havasını zehirlemek günahların en kötüsüdür.
8- Yetim malına, iyi ve uygun yolun dışında yaklaşmak, korunmaya muhtaç olanların kanını emmek gasp ve hıyanetin en fenasını işlemektir.
9- Ölçüyü ve tartıyı tam kullanmamak, insan haklarına dolaylı yoldan el uzatmaktır. Herkesin hakkına hukukuna saygılı davranmak gerekir. Daha geniş manada Devlet malını ziyaa uğratmak bazılarına (eşe, dosta, akbaba) peşkeş çekmek kesinlikle yasaktır. Bunların helallaşılmasıda mümkün değildir.
10- Bilmediğimiz bizi ilgilendirmiyen şeylerin peşine düşmek gerçeği bilmeden zanna kapılmak insanı çoğu zaman yanlış hükme götürür. Buda toplum yapısında onarılması zor yaralar açabilir. Bu bakımdan zan ile hareket büyük günahlardan sayılmış bilmediğimiz, bizi ilgilendirmiyen şeylerin peşine düşmemiz yasaklanmıştır.
11- Yeryüzünde böbürlenerek, başkasına tepeden bakarak yürümek, ilâhi kudret ve azametin yüceliğini unutmak mevcut insanlarla eşit yaratıldığını düşünmemek üstünlüğün faziletin ve Allah yanındaki gerçek değerin iman ve takvada olduğunu hesaplamamaktır.
Bu da GAFLETİN ta kendisidir. Sevilmiyen kötü şeylerdir.
-Allah bizi yüksek Ahlâk sahibi kılsın, sevgili kulları arasına alsın –

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER