Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

MÜSLÜMAN VE MÜMİN KAVRAMLARI ARASINDA FARK VAR MIDIR?

İmamı Mâturîdi’ye göre, iman ve İslam sözlükte farklı anlamlara gelse de terim olarak aynı anlamdadır. Çünkü iman, Allah’ın varlığına, birliğine eşi ve benzerinin olmadığına, her şeyin O’nun dilemesi ve yaratmasıyla var olduğuna inanmak; İslam ise, Allah’a hiç kimseyi ortak koşmaksızın tamamen O’na teslim olmaktır. (Mâturîdi, Te’vîlât, 1/245-256, IV/ 549; Kitabu’t-Tevhid, 632-642) Bu sebeple, bunlardan birisinin bulunması, diğerinin de bulunmasını gerektirir. Bir kimse, Mümin ise aynı zamanda Müslimdir; eğer Müslim ise, yine aynı zamanda Mümindir. O, iman ve İslam’ı tıpkı “insan”, “âdemoğlu”, “kişi” ya da “filan” kelimelerinde olduğu gibi eşanlamlı kelimeler olarak görür (Mâturîdi, Kitabu’t-Tevhid, 634).
Bunun yanında Mümin kavramına Müslüman kavramına nazaran daha derin mana vermek gerekir, Mümin imanını dil ile itirafın yanında kalb ile tasdik ve bu tasdikini amelle süsleyen, yani davranışlarına yansıtan kişi manasına gelir. Bu görüşümüze kaynak olarak Hucurat suresi 14. Ayeti ve bu ayetin inmesine sebep olan olayı delil olarak gösterebiliriz.
Medine döneminde İslam’a girip Müslüman oldukları gerekçesi ile Peygamber Efendimizden maddi yardım talep eden bir kabile mensuplarının bu talepleri üzerine Hucurat suresi 14. Ayet nâzil olmuştur bu ayette Cenâbı Hakk şöyle buyurmaktadır:
“Bedevîler “İman ettik” dediler. De ki: “Siz îman etmediniz amma, (bari) Müslüman olduk deyin. İman henüz sizin kalplerinize girip yerleşmemiştir. Eğer Allaha ve peygamberine itaat ederseniz O, sizin amel (ve hareket) lerinizden hiçbir şey eksiltmez. Çünkü Allah (Müminleri) çok yarlığayıcı, çok esirgeyicidir.”
Bir hadisi şeriflerinde Resûlullah sallallahu aleyhi ve selem şöyle buyurdu: “Allah’ın doksan dokuz, yani yüzden bir eksik ismi vardır. Kim bu isimleri sayar (beller ve her biri bir ahlak ilkesine karşılık gelen bu isimlerle ahlaklanırsa cennete girer” (Buhâri, “Şurut”, 18,”Tevhid, 12, Müslim “Zikir” 1. 6, vb.).
Peygamber Efendimiz de her birisi bir ahlak ilkesinin karşılığı olan bu güzel isimlerle ahlaklanmayı ve başta insanlar olmak üzere bütün yaratılmışlara bu ahlak ilkeleri ile davranmayı tavsiye etmiş, kendisi de ahlak konusunda “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” buyurmuş ve üsve-i hasene en güzel örnek olarak bizlere öncülük yapmıştır. Sevgili Peygamberimize en azılı düşmanları bile güvenmiş ve “her konuda güvenilen ve güven veren Muhammed” manasına gelen “Muhammedül-emin” adını vermişlerdir.
Allah’ın en güzel isimlerinden birisi olan “Selâm”,” barış ve huzur veren” manalarının yanında aynı zamanda cennet bahçelerinden birinin adıdır. Bu bahçenin adı ‘selâm yurdu’ anlamında ‘Dâru’s-Selâm’dır.
Müslümanlar, ahirette selâm yurdundadırlar. O yurt, ayıplardan, belalardan sâlim oluş yurdudur. Orada selâmet, emniyet, sulh, asayiş, bütün korkulardan emin olma dileği, çabası ve kazancı vardır. Orada kalpler hileden, kinden, kıskançlıktan, kötülük dilemekten, günahlardan ve haramlardan, hayvanî niteliklere dönüşmüş olmaktan kurtulmuş olarak yaşarlar. İşte bu yurt selâm yurdudur. Cenâb-ı Hakk, Dâru’s-selâm/Barış yurdu ile ilgili olarak Yüce kitabımızda şöyle buyuruyor:
“Allah Barış Yurdu’na çağırıyor. Allah kimi layık görürse onu doğruluk ve dürüstlük yolunda yürütür” (Yunus suresi, 10/25).
Ayette geçen Dâru’s-selâm/Barış Yurdu tabiri “Barış, esenlik, huzur, adalet, güvenlik yurdu” anlamına gelmektedir. “Allah ‘Barış Yurdu’na çağırıyor” ifadesini dünyanın evrensel barış ve adâlet yurdu hâline getirilmesi olarak anlamak icap eder.
Demek ki Yüce Allah, “Selam” isminin yeryüzünde tecellisi olarak kendi adının ve barış dini İslâm dinin hâkim olduğu kimsenin hakkının yenmediği, kan ve gözyaşının akmadığı, herkesin barış içerisinde yaşadığı bir dünyanın kurulmasını bizden istiyor. Allah’ın en güzel isimleri olarak bilinen Esmâül-Hüsna’dan bir diğeri ise “Rahman” ismidir. Er-Rahman- “Rahmetiyle bütün yaratılmışları kucaklayan, hepsine nimetler lütfeden” demektir. Allah’ın bir diğer güzel ismi “el-Mü’min” dir ki “emniyet ve güven veren, kullarını korku ve endişelerden emin kılan”, el-Muheymin, bütün varlıkları görüp gözeten, korku ve endişeden koruyan demektir. Bir başka ismi ise “el-Adl” dir ki adil olan; asla zulmetmeyen; kullarına da adil olmayı, adaletle davranmayı emreden” demektir. Yine Esmâül-Hüsnadan bir diğeri “el-Ğafur” mağfireti çok, affedişi sonsuz olan; kulların günahlarını, hatalarını affederek örten demektir. Bir diğeri “el-kerim” dir ki ikramı sonsuz olan; hiçbir karşılık beklemeden cömertçe veren” manasına gelir.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti