Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

ÖLEN ANAYA BABAYA KARŞI GÖREVLERIMIZ

Muharrem Günay 31 Mart 2018 Cumartesi 12:01:36
 

Ana ve babalarımıza karşı olan görevimiz sadece onların sağ olduğu zamanla sınırlı değildir, onların vefatından sonra da devam eder. Ölmüş ana babayı hayırla anmak ve onlara dua etmek onlara karşı gelen görevlerimizin başında yer alır.
Tirmizi ile Hakim’in rivayet ettiklerine göre, adamın biri bir gün Peygamber (s.) Efendimize gelerek “Ben büyük bir günah işledim. Benim tövbem kabul edilir mi?” diye sorar.
Peygamberimiz adama “Anan sağ mı ?” diye sorar, adam, “Hayır” diye cevap verir. Bunun üzerine Peygamberimiz, “Peki teyzen var mı ?” diye sorar. Adam, “Evet var.” deyince Peygamberimiz (s.), “O halde ona iyilik et.” buyurur. Buradan anladığımıza göre , ana tarafımıza özellikle teyzelerimize de çok iyi davranmak gerekiyor. Çünkü teyze “ana yarısıdır.”  
Ebu Davud ve İbni Mace’nin rivayet etiğine göre, sahabilerden biri Peygamberimize gelerek, “Ya Rasulallah, anam ve babam öldü, bundan sonra onlara yapabileceğim bir iyilik var mı?” diye sorar.
Peygamberimiz adama, “Tabi var. Onlar için dua etmek, günahlarının bağışlanmasını dilemek, hayatta iken verdikleri sözleri onlar adına yerine getirmek, onlardan yana olan akrabalık bağlarını gözetmeye devam etmek ve dostlarına iyilik etmek.” diye cevap verdiler.
Öldükten sonra –Müslüman iseler- cenâze namazı kılmak, onlara istiğfar etmek ana babamızın üzerimizdeki haklarındandır. Enes bin Mâlik (r..) Resûlullah’ın (s.) “Kişi ana babasına duâyı terk ettiği zaman dünyada rızkı kesilir.” buyurduğınu rivayet etmiştir.
Ana ve babalarımız öldükleri zaman varsa vasiyetlerini yerine getirip, arkadaşlarına ikramda bulunup, dostlarını ziyaret etmeliyiz.
Mallarımızdan sadaka verirken anne ve babalarımıziçin de niyet etmeliyiz. Çünkü verilen sadakanın böyle yapmakla hiç bir sevabı eksilmez. Aynı sevap anne ve babamız için de yazılır.
Büyüklerden biri, yolda giderken insanlara eziyet veren bir taşı alıp sağına atar ve babasına niyet eder, başka bir taşı da soluna atıp ve anasına niyet ederdi. Kişi yaptığı bütün iyiliklerde ana ve babasına niyet ederse onlar da sevabına nâil olurlar ve kendi sevabından hiçbir şey eksilmez.
Her namaz sonrası yaptığımız dualarda ölen veya sağ olan anne ve babalarımız için de duada bulunalım. Onlar adına hayır ve hasenat yapalım. Onların ruhu için Kur’an okuyalım. En önemlisi hayırlı bir evlat olalım, İslamını kötü saydığı içki kumar,zina, yalan,  haram yeme gibi kötü işlenden uzak duralım ki onlarda kabirlerin de rahat etsinler. Ana ve babalarımızın hayatta kalan dostları varsa onları ziyaret edelim, onlara hediyeler verelim, onları görmek ana ve babamızı görmek gibidir. Onlara değer vermek ana ve babamıza değer vermek gibidir.
Müslim’in rivayetine göre, bir gün Hz.Ömer’in oğlu Abdullah (r) Mekke yolunda bir çöl bedevisi ile karşılaşır, ona selam verir, kendisi yere inerek binek hayvanına onu bindirir, baaşındaki sarığı ona hediye eder.
İbni Dinar (r.) diyor ki; “ Bu durum karşısında Adulah’a dedik ki, “Allah iyiliğini versin, bu kadar iltifata ne lüzum var, bunlar çöl adamıdır, az şey ile kalpleri kazanılır.”
Abdullah bize şu cevabı verdi: “Bu adamın babası, babam Ömer İbni Hatab’ın çok yakın dostu idi. Öte yandan be, Peygamberimizi şöyle buyururken işittim: “İyiliklerin en değerlisi , evlatların baba dostlarına yaptıkları iyiliktir.”
İbni Hibban’ın rivayet ettiğine göre Ebu Burde (r.) der ki, “Bir gün Medine’ye varmıştım. Hemen Abdullah ibni Ömer beni ziyarete geldi, konuşurken “ Neden sana ziyarete geldiğimi biliyor musun?” diye sordu, “Hayır” diye cevap verdim.
Bunun üzerine o şöyle dedi, “Ben Peygamberimizin “Bir kimse babasının kabrine iyilik etmek isterse, o öldükten sonra onun dostlardına iyilik etsin.” derken işittim. Babam Ömer ile baban arasında kardeşliğe varan bir sevgi vardı, ben de bu dostluk bağını devam ettirmek istedim.”
Anasına-Babasına Lanet Okutturmak
Halk arasında huyu kötü olan ve kötülük yapanlara  “Seni peydahlayan ana ve babaya lanet olsun!, Seni yetiştiren ana-babaya yazıklar olsun,  Anan-baban sana hiç terbiye vermedi mi ? “  denildiğine çok rastlarız. Bu konuda İslam alimleri:
“Babasına lânet ettiren kimse mel’undur; anasına lanet ettiren de mel’undür…” demişlerdir. Bunun içindir ki Hazret-i Peygamber (s.):
“- Kişinin kendi ana ve basına sövmesi (yani başkasının sövmesine sebep olacak bir davranışta bulunması) en büyük günahlardandır.” buyurmuştur. (Ebu’l-Leys Semarkandi; Enes Bin Malik’ten)  Onun için öyle gazel davranışlarda bulunalım ki kimse anamızın ve babamızın arkasından lanet etmesin, sövmesin. Yine öyle evlat yetiştirelim ki, arkamızdan lanet okutmasın, bize küfür ettirmesin. Çünkü hayırlı evlat yetiştirmek sadakı cariyedendir.  (Sadakı cariye Öldükten sonra da, amel defterimize sevap yazdıran sadakadır.) 

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER