Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

ONLAR DİNİN ASLINI BOZUP ŞİRKE DÜŞTÜLER

Muharrem Günay 29 Ekim 2015 Perşembe 03:00:00
  Kur’an-ı Kerîm, Hıristiyanlardan bahsederken, onların tevhidden ayrılarak dinin aslını bozduklarına ve şirke düşüp kâfir olduklarına dikkat çeker ve “Onlar, âlimlerini ve rahiplerini Allah’tan başka rabler edindiler.” Der. (Tevbe 9/ 31)
Şüphesiz, herhangi birini rab edinmek için, ona “rab” namını vermiş olmak şart değildir. Allah’ın hükümlerini bırakıp rahiplerin helal kıldığını helal, haram kıldığını da haram kabul etmek, onları rab edinmek demektir. (Tirmizi, Tefsir, 9-10)
Yahudi ve Hıristiyanların rahiplerini rab olarak kabul etme konusu Adiy İbni Hatem ile Peygamber Efendimiz arasında Adiy’in Müslüman olduğu sırada şöyle geçer:
Allah’ın Resûlü boynunda gümüşten bir haç olduğu halde yanına giren Adiy bin Hatam’e “Onlar, âlimleri ve râhiplerini Allah’tan başka rabler edindiler.” (Tevbe 9/31) Âyetini okudu. Bu ayeti duyan Adiy bin Hatem Resûlullah’a (s.a.v.) şöyle der:
“Bu ayet bizi, âlimlerimizi ve rahiplerimizi rabler edinmekle suçluyor. Bunun gerçek manası nedir? Zira biz onları kendimize rabler edinmeyiz.” Resûlullah (s.a.v.) cevaben:
“Siz onların haram kıldığı şeyleri haram, onların helal kabul ettiklerini helal kabul etmiyormusunuz?” Deyince, Adiy:
“Evet böyledir.” Diyerek tasdik etti. Hz. Peygamber (s.a.v.) de:
“İşte bu sizin onları rabler edinmenizdir.” Buyurdu.
Daha sonra Allah Resûlü (s.a.v.) : Ey Adiyy, ne dersin? Seni “Allah en büyüktür.» denilmesi mi kaçırdı? Allah’tan başka daha büyük bir şey biliyor musun? Seni kaçıran nedir? “Allah’tan başka tanrı yoktur.» denilmesi mi seni kaçırdı? Allah’tan başka bir tanrı biliyor musun? Buyurup onu İslâm’a davet etti. Adiyy müslüman oldu ve gerçek bir şahâdetle şahâdette bulundu. O, şöyle anlatır: Gördüm ki yüzü açıldı, neşelendi ve şöyle buyurdu: “Muhakkak ki Yahudiler gazaba uğramışlardır, Hıristiyanlar ise sapıtmışlardır.” “Onlar Allah’tan ayrı hahamlarını ve râhiblerini rablar edindiler.” Âyetinin tefsirinde Huzeyfe îbn el-Yemân, Abdullah İbn Abbâs ve başkaları: “Muhakkak ki onlar (Yahûdî ve Hıristiyanlar) onların helâl ve haram kıldıklarında onlara tâbi olmuşlardır” demiştir. Süddî ise şöyle der: “Onlar, insanları nasîhatçi kabul ettiler (insanların nasîhatlannı dinlediler), Allah’ın kitabını ise terk edip arkalarına attılar.” (İbni Kesir Tevbe Suresi 31.ayetin tefsirinden)
Maide suresinde Hıristiyanların keşiş ve rahiplere uyarak tevhidden ayrıldıkları Hz. İsa ve Hz. Meryem’i ilahlaştırdıklarına şöyle dikkat çekilir:
“Ve Allah demişti ki: “Ey Meryem oğlu İsa, sen mi insanlara: ‘Beni ve annemi, Allah’tan başka iki tanrı edinin’ dedin?». «Hâşâ, dedi, sen yücesin, benim için gerçek olmayan birşeyi söylemem bana yakışmaz. Eğer demiş olsam, sen bunu bilirsin, sen benim nefsimde olanı bilirsin, ben ise senin nefsinde olanı bilmem, çünkü gaybları bilen yalnız sensin, sen!” (Maide 5 /116)
Yukarıdaki ayetlerde de görüldüğü gibi, Ehl-i Kitab’tan bazılarının Müslümanlar ve Türkiye üzerindeki tutumu farklıdır. Nitekim bir İtalyan marşında, Türkleri yok etmek, İslâm’la savaşmak, ele alınırken bu yolda ölenin arkasından yas tutulmaması gerektiği belirtilir. (T. G. Djuvara a.g.e., s. 10) Çünkü Avrupalıya göre, Türk Müslümandır, Müslüman da Türk’tür. Avrupa’da tarih boyunca Türk deyince Müslüman akla gelmiştir. Avrupalılar Hıristiyanlığı terk ederek Müslüman olanlara “Türk oldu” demişlerdir.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER