Nöbetçi Eczaneler
3 Nisan 2013 Çarşamba 03:00:00 Afyonkarahisarlılar olarak çoğu zaman medyada yanlış şekilde yer aldığımızdan, yapılan haberlerden Afyonkarahisar’ın zarar gördüğünden dert yanarız.
Afyonkarahisar’da işlenen bir cinayetten sonra da, yaşanan bir trafik kazasından sonra da durum böyledir. Ya da son döneme bakacak olursak alkol yasağı, Pazar yerine bayanları taşıyan halk otobüsleri ve diğer bilinen konularla ilgili olarak Afyonkarahisar’ın hep yanlış yansıtıldığından, asıl Afyonkarahisar’ın bu olmadığından bahsederiz.
Oysa hangi olayların basın tarafından ele alınabileceğini, istismar edilebileceğini ya da maksatlı olarak yansıtılabileceğini tahmin etmek çok da zor değildir. Aksayan yönlerimiz, sorun olarak görülen işlerimiz ya da istismara açık kabul ettiğimiz yanlarımız genellikle orta yerde durmaktadır. Görürüz, ama görmezlikten geliriz. Ta ki, yaygın medya olaya haklı ya da haksız olarak temas edene kadar.
Aksaklıkları, kusurları, hataları bilmemize rağmen hep son ana kadar, o haberler medyada yer bulana kadar bekler, bir çaba içerisine girmeyiz. Haberler çıkınca da “vah, tüh” derdine düşeriz.
Perşembenin gelişinin çarşambadan belli olduğunu kabul etmek istemeyiz nedense…
Devremülkler
İşte böylesi konulardan birisi de Afyonkarahisar’daki “devremülk” konusudur.
Medya jargonuyla anlatalım: Kaplıcalar diyarı, termalin başkenti, Su Bakanı’nın memleketi Afyonkarahisar’ın “devremülk kılıklı” saadet zincirleri ile, devremülk aldığını sanarak dolandırılan vatandaşların şikayetleri ile gündeme gelmesi adeta an meselesidir.
Onlarca internet sitesi, pek çok medya organının şikayet hatları, tüketici haklarını savunan mecralar Afyonkarahisar’daki devremülk sistemine yönelik feryatlardan geçilmemektedir.
Birkaç günlük hediye tatil vaadiyle, bedava gezi taahhütleriyle binlerce kişi Afyonkarahisar’a getirilmekte ve ilin tanıtımı yapılmaktadır. Ama işin bundan sonrası sarpa sarmaktadır. Attırılan imzalarla insanlar borç yükü altına sokulurken, bazı canlar da yanmaktadır.
Elbette sistemin tamamı bozuk değildir. İşini son derece düzgün yapanlar da bulunmaktadır. Ama maalesef medya unsurlarına hep şikayetler, mağduriyetler ve dolandırıcılık iddiaları yansımaktadır.
Devremülk sisteminin mağduru olanların icra dosyaları on binlerle ifade edilmektedir.
Önümüzdeki tablo bu iken yaygın medyanın bu işe yönelişi de ilk sinyallerini vermektedir. “Belki yarın, belki yarından da yakın” bir zamanda “Afyonkarahisar’da saadet zinciri”, “Devremülk skandalı” gibi gazete manşetleriyle, haber anonsları ile karşılaşmamızın önünde hiçbir engel bulunmamaktadır.
Çok geç olmadan şehrin sorumluları, yöneticileri bu konuya neşter atmalı, yanlış giden şeylere müdahale etmelidir. Sonradan dövünmenin, “ilimizin imajına zarar veriliyor”, “termal markasına darbe vuruluyor” demenin kimseye faydası olmayacaktır.
Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir…
