RUHUMUZ DAR BE! – Kocatepe Gazetesi

15 Temmuz 2016’yı 50 yıl sonraki tarihçiler nasıl yazar bilmiyoruz; ama şu günlerde görünen bir “darbe girişimidir”. İlk haberi, kayınbiraderim Hikmet Çakır’dan aldım. Hikmet, İstanbul’da bir tuhaflığın olduğunu, Boğaziçi Köprüsü’nün bir kısmının trafiğe kapandığını söylüyordu. Fransa’da aynı gün meydana gelen terör saldırısının uzantısı olarak bir güvenlik tedbiri alındığını düşündüm. Sonra yine o gün İzmir’e giden eşim Elif Arısoy, “Neler oluyor” diye sordu. “Nasıl yani” dedim. “Televizyona bak” deyince anladım. Meğer öyle sıradan bir terör önlemi değil, neredeyse bizatihi bir terör girişimiymiş! Gece boyunca “son dakika” haberleri ile yeni gelişmeleri izledik, fakat canlı yayında gördüğümüz bombalama manzaraları, bizlere Irak’a ve Yugoslavya’ya “götürülen” demokrasiyi hatırlattı. Gecenin trajikomik yönü ise TRT ekranlarından yayınlanan darbe bildirisi idi. Darbe bildirisinde, 17-25 Aralık operasyonunda kullanılan tanımlamalar, tarifler dile getirilmişti. Bir de şaka bir isim bulunmuştu: “Yurtta Sulh Konseyi”. Meğer Türkiye’yi “Yurtta Sulh Konseyi” yönetecekmiş. Yurtta Sulh Konseyi’nin bildirisinde, NATO’ya bağlılık yemini de edilmişti. Levent Kırca’nın darbe skeçleri vardır, izleyenler bilir. 15 Temmuz, bir süre sonra o skeçlerin yerini aldı. Terör örgütleri ile mücadele edilen bir dönemde böyle bir girişim, ülkeye zarar verdi. Girişim boyutundan gerçeklik boyutuna geçseydi, belki daha çok yara alacaktık. Televizyonda darbe girişimlerinin ayrıntısını izledikçe ruhumuz daraldı. Metal Fırtına romanlarındaki bir “aktör” gibiydik hepimiz. Ülkemizde bir şeyler oluyor, toprağımız göz göre göre ayağımızın altından kayıyordu. Her açıklamada yüreğimiz ağzımıza geldi. Siyaset kurumu birlik oldu olmasına, fakat meydanlardaki ses doğrudan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a desteğe dönüştü. Oysa 15 Temmuz itibariyle 550 milletvekili için gözaltına alınma kararı çıkartıldığı haberlere yansıdı. Saldırı girişimi, bütünüyle siyaset kurumunaydı. Bilinen bir laf vardır: En kötü demokrasi, en iyi darbeden evlâdır. Bu çerçevede Türkiye, demokrasinin isminin karşısında darbeyi tercih etmemiştir. Başarısız darbe girişimlerinin ortalama her ülkedeki cezası kesindir. Önemli olan bu cezanın gündeme getirilip getirilmeyeceğidir. Bir de not yazalım: 15 Temmuz ile ilgili “tam bir darbe girişimi” olup olmadığı yönünde bazı şüpheler de oluşuyor. Yap-bozda Türkiye’ye yönelik büyük bir tehdit var; fakat bu tehditin sahibinin yöntemi nedir, aracı ve amacı nedir; bunu da sonraki yazılarda irdelemeye çalışalım.