Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murat Arısoy
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Şitiftunk – Kocatepe Gazetesi

Murat Arısoy 17 Şubat 2014 Pazartesi 15:55:19
  “Şitiftunk”un anlamını bilmiyorsanız, telaşlanmayın. Zira Afyonkarahisar’da benim bildiğim kadarıyla Alman bir komşumuz, Alman bir akrabamız ya da tanıdığımız yok. Almanya’da yaşayan hemşehrilerimiz vardır, onlara sorun isterseniz “Şitiftunk” ne demek…
Almanya’da tanıdığınız yoksa, internetten ya da sözlükten bakma imkanınız yoksa ben söyleyeyim: Şitiftunk Almancada “vakıf” demek.
Afyonkarahisar’daki siyasetçilerin yerel basın temsilcileri ile buluşabilmesi için, koca Afyon’da, Ege’de, Türkiye’de, Avrasya’da adam bulamadık; gittik Alman şitiftunkuyla işbirliği yaptık. Afyonkarahisar’daki yerel basın mensupları, doğru bir üslup ve yaklaşım tarzı kullandığı müddetçe zaten tüm adaylara, parti başkanlarına, milletvekillerine ulaşabiliyor. Bu konuda AK Partili, CHP’li, MHP’li, Demokrat Partili, Saadet Partili ve diğer partilere mensup siyasetçilerimiz, yoğun bir programları olmadığı müddetçe telefonlara cevap veriyorlar, geri dönüş yapıyorlar. Adayların Afyonkarahisar basını ile buluşması için şitiftunka ne gerek vardı? Böyle bir toplantının yapılması için ille de yemek yemek mi gerekiyordu? Gitseydik, Anıtpark’ta, açıkhavada sohbet etseydik, ortadan resmiyet kalksaydı daha iyi olmaz mıydı?
Toplantının düzeni ve usulü hakkında sorulacak soruların sayısı çoğaltılabilir. Bununla birlikte, esas noktayı gündeme getirecek bazı sorular sormak lazım…
Şöyle başlayayım: Bir Türk Vakfı, Almanya’da siyasi birçok konuda görüş belirtse, yerelde etnik ayrışmayı özendirici projeler hazırlasa…
Sonra bu Türk Vakfı’nın Almanya’daki karışıklıkları körükleyici rol üstlendiğini iddia eden bir Alman bilimadamı ortaya çıksa… Alman bilimadamının yazdıkları, Alman savcıları tarafından soruşturulsa ve bilimadamının tanık olarak dinleneceği bir dava açılsa… Tam davanın duruşması görülmek üzereyken de Alman bilimadamı, Münih’te öldürülse…Bu suikastin altından da Türk Vakfı’nın çıktığına ilişkin endişeler ve bilgiler toplumu huzursuz etse… Suikastin üzerinden 10 yıl geçse de Alman Sosyaldemokrat Parti temsilcileri, bir seçim öncesinde o Türk Vakfı’nın Hamm’da düzenlediği aday tanıtım toplantısına gider mi? Ya da suikast meselesi konuşulmaya başlandıktan sonra o Türk Vakfı, Almanya’da faaliyetlerini sürdürebilir mi?
Afyonkarahisar’da, şitiftunk ile ilgili yaşadığımız budur. 2002’de Ankara’da öldürülen bilimadamı Necip Hablemitoğlu, Türkiye’deki Alman vakıflarının ülke bütünlüğüne zarar verdiğini öne sürüyordu. Dönemin Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcısı Nuh Mete Yüksel de Hablemitoğlu’nun görüşlerini suç duyurusu olarak kabul etti, dava açtı. Davanın 2002 yılının Aralık ayının son günlerindeki duruşmasında merhum Necip Hamlemitoğlu “tanık” olarak dinlenecekti. Fakat olmadı. Duruşmadan yaklaşık bir hafta önce Hablemitoğlu’na suikast düzenlendi. Necip Hablemitoğlu’nun eşi Şengül Hablemitoğlu, kısa bir süre de olsa Atatürkçü Düşünce Derneği’nin Yönetim Kurulu’nda yer aldı. Şengül Hablemitoğlu, dünya görüşü olarak yakın sayılabileceği bir partinin, şitiftunkun toplantısına katıldığını bilse, herhalde üzülür.

İYİ DE SEN DE ORADAYDIN
“Şitiftunk” hatırlatmama kızanlar olacaktır. “İyi de hepiniz oradaydınız be” diyenler mutlaka bulunacaktır. Şitiftunkun Afyonkarahisar Adayları Yerel Medya ile Buluşuyor etkinliğine katıldım. Şerhimi de toplantıya katılmadan önce söyledim. Ayrıca ben olmasam da o toplantı düzenlenecekti. O zaman oradaki havayı teneffüs etmek, gerekirse o havaya müdahale etmek katılmamaktan daha ehven.
Biz Afyonkarahisar’ın yönetimini eleştireceksek kendi içimizde eleştirelim, partilerin içindeki karışıklıkları kendi aramızda konuşalım. Şitiftunk neden burnunu sokmaya bu kadar hevesli?

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER