Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

TAKVANIN ÜÇ MERTEBESİ – Kocatepe Gazetesi

Muharrem Günay 3 Ağustos 2016 Çarşamba 13:29:29
 

Takva kelimesinin sözlükteki bir başka manası da az konuşmaktır. “Takva gemdir. Muttaki olan kimse, mü’min ve itaatkâr kulun (derece bakımından) üzerindedir.” hadisi de bu anlamı doğrulamaktadır.
Takva, salih amel ve saf bir dua ile Yüce Allah’ın azabından korunmaktır. İstenilmeyen, hoş görülmeyen bir şeyden korunup sakınmak için kendinle onun arasına koyduğun engel demektir. (Kurtubî’den, H. El-Bennâ, Tefsir İlmi ve Fatiha Tefsiri, İst. 1990, s. 70. Hüseyin K. Ece, Takva Bilinci, Denge Yayınları: 51-56.)
Ramazanoğlu Mahmud Sâmi hazretleri Bakara Sûresi tefsirinde Takvâyı şöyle açıklıyor:
“Takvâ örf-i şer’ide, insana âhiretde zarar verecek şeylerden sakınmak demektir. Üç mertebesi vardır:
Birincisi: Edebî azâbdan sakınmakdır ki bu küfürden uzak bulunmakla olur. Kur’an-ı Kerim,
Ve elzemehüm kelimetettagvâ
“Allah o mü’minlere takva sözünü lâzım kıldı. Yani onların ayrılmaz bir parçası kıldı.” (Fetih suresi: 26) âyet-i celîlesi bunu tesbit eder.
İkincisi: İşlemek veya terk etmek sûretiyle günaha sebep olan her şeyden kaçınmak, Şer’i şerif’de takva diye bilinen ve Allah’ın,
Velev enne ehlelgurâ êmenû vettagav
“Eğer kasabaların halkı inanmış ve bize karşı gelmekten sakınmış olsalardı” (A’raf sûresi: 96) sözünde kasdedilen manâ budur.
Üçüncüsü: Sırrını Allah ile meşguliyetten alıkoyacak şeylerden sakınmak ve kalben ondan başka her şeyden kesilmedir. Ve:
Yâ eyyühellezîne âmenûttegullâhe hagga tügâtihi
“Ey iman edenler! Allah’dan nasıl korkmak lâzım gerekiyorsa öylece korkun.” (Âl-i imran sûresi: 102) ayet-i celîlesinde emir olunan takvâ ve ittikâ budur. Takvanın bu derecesi en yüksek derecedir. (Bakara Sûresi Tefsiri, 13, 14, Ramazanoğlu Mahmud Sâmi, Erkâm Yayınları)
Takva sakınmak, korunmak anlamında olup “muttakî” de takva sahibi demektir. Kur’an’da ise Allah’ın azabından korunma, günahlardan sakınma anlamındadır. Netice olarak takva Allah’ın emirlerine uygun yaşamaktır.(H.T.Feyizli, Feyzü’l Kur’an,1)
Takva, Allahın azabından, korunmak, dinde şüpheli şeylerden uzaklaşıp günahlardan sakınmak, her türlü şirk ve gösterişten uzak kalarak sâlih ameller işlemek, Allah’a gönülden bağlanıp ve O’nu görüyor gibi Kur’an ve sünnet çizgisinde bir hayat yaşamaktır.
Takva sorumluluk bilincidir. Şekille değil yürek ve davranışlarla ilgilidir. Çünkü sevgili peygamberimiz;
“Şüphesiz ki Allah sizin şekillerinize ve mallarınıza bakmaz; kalplerinize ve amellerinize bakar” buyurmuştur.
Takva İnsan fıtratına Allah tarafından yerleştirilmiş bir değerdir. Takva gönülle ilgili bir şeydir. Takva sahibi insan, gönlünü avuçlarının içine alıp insanlar içinde utanmadan dolaşabilmelidir.
 “Peygamber efendimiz göğsünü üç defa göstererek : “Takva insanın gönlündedir (Ettagva hahüna) ” buyurmuştur” (Müslim Birr/32)
Kur’ân-ı Kerîm’de takvânın karşıtı olarak “zulüm” de gösterilmiştir. Câsiye sûresinin 19. âyetinde bildirildiğine göre “Zâlimler birbirinin dostudur; Allah da takvâ sahibi olanların dostudur.” Bu âyette zulüm, daha ziyade inkârcıların Allah’a ve İslâmî ilkelere karşı inatçı ve anlamsız direnişlerini, müslümanlara reva gördükleri haksızlıkları ifade eder.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti