Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban’ın NG Afyon Otel’de basın mensuplarına yönelik düzenlediği toplantının ayrıntılarını sayfalarımızda bulacaksınız. Ben, toplantının sonuna doğru, Basın İlan Kurumu Afyonkarahisar Şube Müdürü Selami Çalışkan, Belediye Başkanı Burhanettin Çoban’a, üretim süreci için çalışmaların devam ettiği yerli otomobil hakkında Afyonkarahisar’dan bir talep olup olmayacağını, Belediye’nin bu konuya nasıl yaklaştığını sordu.
Belediye Başkanı Burhanettin Çoban da bu tür ağır sanayi üretiminde daha çok limana yakın kentlerin tercih edildiğini belirtti. Başkan Çoban, Karabük’teki Demir Çelik Fabrikası’nın ciddi bir sermaye koymayı teklif etmesine rağmen yerli otomobil üretim alanı olarak Karabük’ün tercih edilmeyeceğini aktardı. Çoban, yerli otomobilin üretimi sürecinde talep toplanması hâlinde Belediye olarak belirli sayıda yerli otomobil alacaklarını ve parasını da ödeyeceklerini bildirdi.
Basın İlan Kurumu Afyonkarahisar Şube Müdürü Selami Çalışkan’ın sorusunu tebrik ediyorum.
Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban’ın da açık yüreklilikle verdiği cevabı tebrik ediyorum.
Ancak tebrik edemeyeceğim başka bir yaklaşım var. O yaklaşımı, toplantının hemen sonrasında gördük ne yazık ki.
Sevdiğimiz, saydığımız bir daire müdürü, “Yahu ne zaman kaybediyorsun. Kendini ne alçaltıyorsun. Otomobil kolay bir şey mi?” diye sordu, Selami Çalışkan’a, biz Selami Çalışkan ile sohbet ederken. “Konya başaramıyor, Afyon nasıl başaracak” diye üsteledi, daire müdürü.
Çalışkan cevap verdi, baktı olası değil “Peki” deyip konuşmanın tartışmaya dönmesini engelledi.
Müdür ise ısrar ediyordu:
“Altyapı lazım, yağı ayrı, yedek parçası ayrı…”
Bu sefer ben dayanamadım.
“Aksaray’da bu dediklerinizin hepsi var mıydı da Mercedes fabrika kurdu” diye sordum.
“Aksaray’da kamyon üretiliyor sadece” cevabını aldım.
“Kamyon üretimi az bir şey mi” dedim. Sonra ekledim:
“Müdürüm, Güney Kore, Samsung’un eyaletlere yayılmasıyla (aslında burada kastım şehirlere yayılması idi) gelişmiş. Biz Afyon’da en azından bu otomobilin bir parçasını yapamaz mıyız?” diye sordum “Afyon bunu başaramaz” diyen müdüre.
Bu sefer, “O ayrı ama hepsi birden olmaz” dedi.
“Afyon başaramaz”, “Burası ile bu iş olmaz” gibi yaklaşımlar, bana Devrim Arabaları filmini, o filmdeki “Türkler bir iş beceremez” anlayışındaki bürokratları, o bürokratların “Biz yapabileceğimiz işlere bakalım” demelerini ve sonrasını hatırlattı.
Oysa iddia ediyorum.
Yaparız.
Arkamızda Afyonkarahisar Valiliği, Afyonkarahisar Belediyesi, İl Özel İdaresi, Afyon Kocatepe Üniversitesi var.
Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası var, Ticaret Borsası var, Organize Sanayisi var, Esnaf ve Sanatkâr Odaları Birliği var.
Yaparız!
Ustamızı ikna ederiz, yaparız!
Kalfamızı ikna ederiz, yaparız!
Yeter ki “Yaparız” diyebilelim.
Yeter ki ağır sanayiyi getirmek isteyelim.
Yeter ki milli ve yerli üretimin ne demek olduğunu kavrayalım.
Yaparız!
Sayın Selami Çalışkan…
Devrim Arabaları’nı 3 ayda üreten Türk Mühendisi gibisiniz. Siz de şehrin fikir mühendislerindensiniz.
Ülkesi, milleti ve yaşadığı şehri için hayal kuranların, kurduğu hayalin gerçekleşmesi için çalışanların yanındayım.
Sizin hayaliniz, bizim hayalimiz!
Yaparız!