YAPMAYACAĞIN ŞEYİ SÖYLEME – Kocatepe Gazetesi

 Mü’min, söylemiş olduğu sözlerin ilâhî kameralar tarafından kaydedildiğini aslâ unutmamalıdır. Nitekim âyet-i kerîmede şöyle buyrulmuştur:
“İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın.” (Kâf, 18)
Bülbül şahine der ki: İkimiz de kuş olduğumuz halde, sen padişahın sarayındasın, ben ise bahçenin dikenliğindeyim. Sen kuşları avlayıp yersin, padişahın yanında değer kazanır muradına erersin. Kuşların sultanı olursun. Ben ise günü güne eklerim, her gece sabaha kadar gülün açılmasını beklerim. Ben uyumadan o açmaz, uyanınca açılmış görürüm. Açıldığını göremem, muradıma eremem. Diken arasında muratsız ağlarım, yüreğimi dağlarım.
Şahin şöyle cevap verir:
Ben bin murat alırım ama birini söylemem. Sen bir murat almadan bin söylersin. Susan murat alır, öten muratsız kalır.
Saf suresi ikinci ve üçüncü ayetlerde de yapamayacağımız şeyleri söylememeye dikkat çekiliyor ve yapamayacağı şeyleri söylemenin ve sözünde durmamanın Allah katında nefretle karşılandığına dikkat çekiliyor.
“Yâ eyyühellezîne âmenû lime tegûlûne mâ lâ tefalûn ( e )* Kebura megten ındallâhi en tegûlû mâ lâ tefalûn ( e )” (61/Saf -2,3)
“Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz?  Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük bir nefretle karşılanır.” (Saf 61/ 2,3)
Kendisine yapılan eziyetten bıkan bir köle zamanın âlimlerinden birisine giderek;
—Hocam vaazında İslam’da köle âzad etmenin faziletlerinden bahsetsen de sahiblerimizde bizleri azad etseler” der. Aradan bir yıl geçtikten sonra hoca öyle tesirli bir vaaz eder ki bu vaaz neticesinde birçok kimse kölesini azad eder. İçlerinde hocadan köle azad etme ile ilgili vaaz etmesini isteyen köle de vardır. Azad edilen köle hocanın vaaz etmek için neden bir yıl beklediğini merak eder ve hocaya sorar. Hoca o an için köle sahibi olmadığından ve köle alma imkânına sahip olmadığından dolayı bir yıl boyunca para biriktirip bir köle satın aldığını sonra da o köleyi azad ettikten sonra ancak bu vaazı yapabildiğini söyleyip, “Sözümü hâl edindim, ondan sonra söyledim” der.
Bu dünyada her sözümüzden dolayı hesaba çekilmesek bile, âhirette mutlaka hesaba çekileceğiz. Bu yüzden ağzımıza giren lokmalar kadar ağzımızdan çıkan sözlere de ciddiyetle dikkat etmemiz şarttır. Yine bu hikmete binâendir ki, Kur’ân-ı Kerîm’de, söz söyleme âdâbına, yâni nasıl konuşulup nasıl konuşulmayacağı husûsuna büyük ehemmiyet verilmektedir.