12-18 Aralık tarihleri arası bizim kısaca “Yerli Malı” haftası dediğimiz Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftasıdır. Bu haftanın temeli Cumhuriyetimizin ilk yıllarına dayanır. İlk defa zamanın Başbakanı İsmet İnönü’nün T.B.M.M kürsüsünde yaptığı bir konuşma ile başlamıştır. İnönü bu konuşmasında yerli malları kullanmanın ve tutumlu olmanın önemine dikkat çekmiştir. Ulu Önder Atatürk İnönü’nün bu konuşmasına teşekkür etmiştir.
Ertesi gün Atatürk’ün üzerinde bu haftayı simgeleyen Bursa İpeklisinden bir gömlek vardır. Bu durumu gören birçok bakan ve milletvekili hemen yerli mallarından kendilerine giysiler yaptırdılar. T.B.M.M bu hafta ile ilgili çeşitli etkinlikler yapmıştır.
Zamanla “SÜMERBANK” kurulur. İlki Nazilli Dokuma fabrikası olmak üzere yerli dokuma fabrikaları üretime başlar.
1946 yılından sonra 12-18 Aralık tarihleri arası ilk, orta, lise ve dengi okullarda bu hafta kutlanmaya başlanır. Bu haftada okullarda sergiler açılır, şiir, yazı, müzik etkinlikleri yapılır. Bu haftanın yeni adı “Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftasıdır.”
Kazancını gereksiz yere harcamayarak bir kısmını biriktirebilen insanlara tutumlu insan denir. Tutum yalnız parayla olmaz. Enerji, mal, zaman, sağlık gibi değerlerde de tutumlu olmayı küçük yaşlarda ailemizden ve öğretmenlerimizden öğreniriz. Unutmayalım ki, tutumlu insanlar hiçbir zaman sıkıntıya düşmezler ve başkalarına muhtaç olmazlar.
Tutumlulukla cimrilik birbirine karıştırılmamalıdır. Çünkü cimrilik çok kötü bir hastalık gibidir. Böyle insanların ne kendilerine ne de başkalarına faydası olmaz.
Yerli Malları Haftası son zamanlarda amaç ve anlamını yitirmiştir.
Sadece ilkokullarda kutlanan bir hafta olmuştur. Bu bile çok önemlidir. İlkokullarda okuyan saf, temiz duygulu çocuklarımız ikram etmeyi paylaşmayı, yardımlaşmayı, sağlıklı beslenmeyi bu haftada yaptıkları etkinliklerle öğreniyorlar ve yaşıyorlar. Fakat diğer kurumlarda bu haftaya gereken önem verilmemektedir.
Yaşı 50’li 60’lı yaşlarda olanların mutlaka ilkokulda bu hafta ile ilgili anıları vardır.
Rahmetli babam ayakkabılarını devamlı Sümerbank’tan alırdı. Bu ayakkabılar o kadar sağlamdı ki, babam bu ayakkabıları uzun süre kullanır, eskiyen ayakkabıları ise köydeki akrabalarımız bağ, bahçe işlerinde kullanırdı.
Yerli üretim uzun yıllar gerekli desteği görememiş. Bu nedenle de kaliteli mal üretimi zorlaşmıştır.
Yerli ürünler ithal ürünlerle terbiye edilmeye çalışılmış, bugün her alanda ithal ürünlerle karşı karşıya kalınmıştır.
Binlerce yıldır tarımın ana ülkesi olan yurdumuz saman ithal ederek “Sakla samanı gelir zamanı” atasözü hatırlatarak bize büyük bir ders vermiştir.
Devlet ve millet olarak plânlı, tutumlu üretim ve tüketim, ticaret uygulamaları yapmalıyız.
Yurdumuzda her alanda yapılan israf büyük boyuttadır.
Güzel dinimizde bu konuda çok önemli uyarılar vardır.
Konumuzu iki atasözümüzle bitirelim.
1-    Borçlu alacaklarının uşağıdır.
2-    Asıl büyük israf ömrün boşa harcanmasıdır.
Yerli giyelim, yerli içelim, yerli dilimizi kullanalım.