Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Sezer Küçükkurt

Mehmet Paşa’nın baca vergisi – Kocatepe Gazetesi

Sezer Küçükkurt 9 Ocak 2013 Çarşamba 02:00:00
  Bazen insanlar kaş yapayım derken göz çıkartırlar. Yaptıklarını da sanki millete hizmet ediyormuş, sanki birilerine lütufta bulunuyormuşçasına yaparlar. “Aman efendim, bizim hizmetten gayri bir niyetimiz yoktur. Biz ne yapıyorsak meslek aşkından, hizmet gayesinden yapıyoruz” teraneleri arasında puslu havada av kapmanın peşinde koşarlar.
Geçmişte olduğu gibi bugün de aramızda böylelerine rastlamak son derece kolaydır.
Geçmişte de var dedik ya, isterseniz böylesi işgüzar, kerameti kendinden menkul, iş yapayım derken ne yaptığı belli olmayanlarla ilgili tarihi bir hikayeyi aktaralım bugün buradan…
***
Osmanlı İmparatorluğu’nun kötü günleri… Devlet Hazinesi bomboş… Öyle ki, Padişah III. Mehmet, o sırada idam edilmiş olan Tırnakçı Hasan Paşa’nın elbiselerinin satışa çıkarılmasını ve parasının kendine verilmesini istiyor vezir- i azamdan. Ama ne çare ki elbiseler de pek para etmiyor.
İşte o günlerde Devlet’in Vüzera heyeti, ya da bugünkü adıyla Bakanlar Kurulu, Hazine’ye para bulmak için çareler aramaktadır. Kendi aralarındaki görüşmeler sürürken kimileri hayvanı fazla olana vergi salma, kimileri arpası-buğdayı fazla olana vergi salma tekliflerinde bulunmaktadır. Birinin aklına “Piç Mehmet Paşa” gelir.
– Piç Mehmet Paşa diye, aklı evvel bir zat vardır, bir de ona soralım, belki o bir çare bulur derler. Hünkar, Piç Mehmet Paşa’yı çağırtır Ayak Divanı’na…
Olanlar anlatılır, teklifler ortaya konulur. “Bir de sen söyle bakalım” denir Piç Mehmet Paşa’ya, “Bu işlere çare ne ola ki?”
Piç Mehmet Paşa:
– Gayet kolay, der. Hemen bir baca vergisi çıkaralım. Nasıl olsa herkesin bir ocağı vardır. Bacası olan herkes ocağı sönünceye kadar Hazine’ye gerekli parayı ödemek zorunda kalır…
Bu öneriyi duyan ve ahalinin içinde bulunduğu zor hali şöyle bir düşünen yaşlı Vezir-i Azam, sakalını sıvazlayarak alakasız bir soru sorar yanındakilere:
– Ey vüzerayı ulema, sorarım sizlere “fiili livata” mı daha rezil bir günaptır, yoksa “fiili zina” mı?
Vezirler, erkek erkeğe olan cinsel sapıklığın zinadan daha da büyük ve ağır bir günah olduğunu, bu günahın doğanın yapısına da ters bir iş olduğunu düşünerek:
– Fiili livata, fiili zinadan daha rezildir Haşmetlum, cevabını verirler.
Bilge Vezir-i Azam:
– Bilemediniz ağalar, der. Fiili zina daha rezil ve zelildir. Fiili livatadan dünyaya bir meyve zuhur etmez. Ama fiili zinadan öyle bir piç çıkar ki ortaya, Ümmet-i Muhamed’in başına bela olur sonunda..
***
Her devirde Piç Mehmet Paşa gibileri çıkabilir. Suret-i Hak’tan görünüp de perde gerisinde bin bir dolap çeviren, Ümmet-i Muhammed’in başına türlü çoraplar örenler olabilir. Bunlar her devirde olduğu gibi her camiada da olabilir.
Allah bunların şerrinden hepimizi muhafaza buyursun…

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER