Nöbetçi Eczaneler
Otuzbeş yıl kadar önce Erkmen köyüne ziyarete gittik.
Anap, bizim teşkilathfı, Hacı Adem Çavdar’ı da aramıza ekledik.
Rahmetli bahçesine buyur etti, güzelce ağırladı bizleri.
Yapılacak göleti konuştuk, sohbet ettik, ileri ve de geri.
Adem amca yaşlıca bir kiraz ağacını gösterdi bize.
Dedi: “İsterseniz bunun hikayesini anlatayım size.
Gençlik yıllarımda bir fuarda bunu fidan olarak verdiler.
İhmal etmeyin, dikin, üstelik de aşılayın da çoğaltın dediler.
Getirdim ve işte buraya diktsm, gübreledim, suladım.
Verimli ve iri taneliydi. Bunu iyi baktığıma yorumladım.
İhmal midir nedir? Bu kirazdan aşılamadım, çoğaltamadım.
Onun ne mal olduğunu nihayet 40 yıl sonra anladım.
Meğer o kiraz fidanının adı Napolyon kiraz imiş.
O gün için ülkemizde çok da yaygın değilmiş.
Eğer onu diker dikmez başlasaymışız çoğaltmaya,
Kırk yıl önce Napolyon’u başlayacakmışız satmaya.
Bize yıllar önce vermişler de bilmemişiz kıymetini.
Gene onlar bize öğrettiler bu kirazın değerini…”
Rahmetli Hacı Adem Amca kendince kızardı bu ihmale.
İhmaller neticesinde bizler düşmedik mi bu hale?!
Allah’tan toparlandık ve ihmali bir kenara attık.
Uçurumun kenarından ülkemizi böylelikle kurtardık.
24.06.2020
