Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Sezer Küçükkurt

Turizmde yolumuz uzun – Kocatepe Gazetesi

Sezer Küçükkurt 6 Aralık 2010 Pazartesi 02:00:00
  Afyonkarahisar’ın tarihi ve kültürel varlığıyla ilgili uyanması yıllar önce başlamıştı. Ama ne yazık ki bu konuda yeterince ivme sağlanamamış, eski Valimiz Muzaffer Dilek ile birlikte bu konudaki çalışmalar hız kazanabilmişti. Tarihi binaların aslına uygun restorasyonu, tarihi kent dokusunun bi-linmesine ve tanınmasına yönelik çalışmalar, tarihi çeşmelerin onarımı, Kale’ye yatırım yapılması, ilçeler dahil olmak üzere nerede kaderine terk edilmiş bir tarihi özellik varsa canlandırılması, tarihi-kültürel özelliklerin koruma altına alınması çalışmaları Vali Dilek döne-mine rastlar. Bu konuda Vali Muzaffer Dilek’in isminin ilimizde hiç unutulmayacağını düşünüyoruz.
Bu çalışmalar kapsamında gelip Afyonkarahisar’ı inceleyen, tanıyan her aklı eren “Böyle bir tarihi-kültürel dokunun Türkiye’de benzeri yok” fikrinde birleşti. Peki neydi Afyonkarahisar’ın tarihi kent dokusunu eşsiz kılan?
Bunun birinci özelliği halen yaşayan, yaşanan, içerisinde insanların barındığı bir kent dokusu olması, ikincisi ise tarihi yapıların arasında çürük bir dişi gibi sırıtan beton binaların, dev apartmanların bulunmaması idi. Yani yüzyıl önceki kent dokusu neyse hemen hemen aynısı bugün de yerinde duruyordu.
Belli bir sürecin ardından bu konuda bilinç uyanmaya başlamış, koruma çalışmaları artırılmış, tanıtıma ağırlık verilir olmuştu. İşte bu ortamda Türkiye’de eşi benzeri olmayan bu tarihi kent dokusunu görmek için gelen insanların kalabilecekleri, vakit geçirebilecekleri mekanların eksikliği gündeme geldi. Hatta, artan termal turizm konukları için şehirde vakit geçirecek yerlerin olmayışından şikayet edilir oldu. Her ne kadar bu şikayetler devam ediyor olsa da, doğup büyüdükleri memlekete minnet borcunu ödemek isteyen işadamları harekete geçti, çevrelerinden de gelen teşviklerle bu tarihi dokuya yakışır mekanlar için düğmeye bastılar. Bunlardan işadamı Hüseyin Şehitoğlu’nun Cumhuriyet ilköğretim okulu yanındaki Şehitoğlu Konağı öne çıktı, gelen konuklar adına ilin yüzünü ağartan bir çalışma olarak örnek gösterilir oldu.
Dışarıdan bakıldığında tablo bu, ya da buna yakın. Ancak Hüseyin Şehitoğlu’na bir dokunan bin ah işitiyor. Hüseyin Şehitoğlu’ndan dinlediğimiz kadarıyla tarih ve kültür turizmi açısından, bu tu-rizme ev sahipliği yapan tarihi mahalleler açısından durum “dışından baktık yeşil türbe, içine girdik estağfurullah tövbe” şeklinde özetlenebilir.
Şehitoğlu’nun “Sitem ediyoruz, tıkandık, destek bekliyoruz” çağrılarını gazetelerde okumuşsunuzdur. Umuyoruz bu çağrılar yankı bulur, “Memleket için biz de elimizi taşın altına koyuyoruz” diyen memleket sevdalılarının sayısı artar. Burada elinde büyük bütçe bulunduran sivil toplum kuruluşlarını da özellikle göz önünde bulundurmak gerekiyor bizce.
Şehitoğlu’nun yaşadığı sıkıntıları haberlerden okuduğunuzu var sayarak, Şehitoğlu Konağı’ndaki toplantıda öğrendiğimiz ve tarihi-kültürel turizm açısından olumlu olacağına inandığımız sevindirici gelişmeleri sizlerle paylaşmak istedik.
Örneğin Ulu Cami’nin giriş kapısının tam karşısında bulunan ve “Mederese” olarak bilinen tarihi yapıya da el atılıyor yakın zamanda. Başta Ulu Cami’nin tarihteki imamları ve Afyonkarahisar ilinin müftüleri olmak üzere pek çok bilim adamı yetiştirmiş olan Ulu Cami’nin karşısındaki bu ilim yuvası adına yakışır bir şekilde yeniden ele alınacak.
Bedesten önünden başlayarak Ulu Cami’ye kadar uzanan güzergahta yeniden aydınlatma çalışmaları yapılacak. Buradaki aydınlatma direkleri tarihi dokuya uygun hale getirilecek. Hacıpaşa Hamamı önündeki Belediye dükkanları yıkılarak ortaya çıkarılan park Mevlevi kültürünü simgeleyecek şekilde yeniden düzenlenecek. Bu gelişme ortaya atıldığında herkes “Öncelikle bu parkın yanında heyula gibi duran eski Veterinerlik binası yıkılmalı. O ayıp kaldırılmalı” görüşü etrafında birleşti. Bununla ilgili de girişimlerde bulunulduğu belirtildi.
Sonuç itibariyle Afyonkarahisar’da tarih ve kültür turizmi açısından kıpırdanma var ama yeterli olduğuna kimse inanmıyor. Eski binanın yerine dikilen beton binaların cephesini tarihi konak gibi düzenleyip gelen gidene “tarihi konak” diye tanıtan ve bunun rantını yiyen Beypazarı ilçesi örneğinde olduğu gibi almamız gereken çok yol var.
Şehitoğlu’nun ifadesiyle anlatacak olursak; başta Sultan Divani’nin neden gelip gayrimüslimlerin yaşadığı mekanın, mahallelerin tam ortasına dergahını kurduğundan, büyük devlet adamı Abdülhamit Han’ın Afyonkarahisar’a neden büyük yatırımlar yaptığına kadar uzanan konular dahilinde tarihi zenginliğimizi derinlemesine anlamak ve değerlendirmek için epey mesafe kat etmemiz gerekiyor.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER