Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Sezer Küçükkurt

AFYONKARAHİSAR VE SEMERKAND

Afyonkarahisar Belediyesi ile Özbekistan’ın Semerkand şehri arasında “kardeşlik” anlaşması imzalandı, hayırlı olsun.
Ben de Semerkand’daki anlaşmaların imzalanmasına “ata toprakları”nda tanıklık etmeyi planlamıştım ama nasip değilmiş. Afyonkarahisar’dan Semerkand’a giden heyetin planlamasında yer almama rağmen gazeteniz Kocatepe ile birlikte Türkeli, Anahaber, Gazete 3 ve Odak gazetelerimizin de baskılarını gerçekleştirdiğimiz matbaamızdaki sorunlar nedeniyle bu tarihi geziye katılamadım. Ne diyelim, nasipten ötesi olmaz.

ATA TOPRAKLARI
“Ata toprakları” kelimelerini özellikle kullanıyorum. Çünkü amcam ve babam rahmetlilere çocukluğumdan itibaren ne zaman aile-sülale geçmişimizin dibini sorsam, ikisi de son kertede hep ağız birliği etmişçesine ‘Deden, biz Horasan erenlerindeniz’ derdi” diye bitirirlerdi ailemizin tarihi serüvenini. Horasan ile Semerkand komşu coğrafyalar olduğu için ne zaman bu iki bölgenin ismi geçse dikkat kesilirim.
1700’lü yıllardaki dedelerimize kadar bilebildiğimiz soy geçmişimizin çok daha öncesinin Horasan’a, “ata toprakları”na ulaştığını biliyor ama, detayına ne yazık ki ulaşamıyorduk. Amcam merhum İbrahim Küçükkurt’un Şeriye sicilleri ve Osmanlı nüfus kayıtlarından yaptığı onca incelemeye rağmen “kayıtlarda” 1700’lerin öncesine gitmek mümkün olamamıştı. Çünkü Osmanlı nüfus kayıt sisteminde her kişi kayıtta yer almıyordu. Devlet-i Ali’nin nüfus kayıtlarında bulunmanız için ya hanedan mensubu olacaksınız, ya asker, ya devlet görevlisi olacaksınız, ya kadı-imam gibi görevlerde bulunacaksınız, ya da Mevlevi soyundan geleceksiniz.
Yahut da bir olaya karışıp Kadı defterlerinde suçlu-mağdur olarak kendinize yer bulacaksınız. Gayrimüslimlerin büyük çoğunluğunun da nüfus kayıtlarında eskilerine ulaşmak mümkün. Ama Türk-Türkmen, Anadolu insanının eski kayıtlarda pek bahsi geçmiyor.
Bu sebeplerden dolayı 7 nesil geriye kadar ceddimizin isimlerini, yaşamlarını bilebiliyoruz ailecek. Daha önceki ceddimizin soyunu-kökünü biliyor olsak da, isim-cisim kısmında ilerleme kat edemiyoruz.
“Ata toprakları” deyince bakın laf nerelere geldi?
BU KARDEŞ BAŞKA KARDEŞ
Dönelim “kardeş şehirler” meselesine… Afyonkarahisar Belediyesi’nin bugüne kadar anlaşma imzalanmış olan kardeş şehirleri şu şehirlerdi: Macaristan’ın Nyrikyhaza, Çuvaşistan’ın Çubuksarı, Kazakistan’ın Türkistan, Almanya’nın Hamm, Kosova’nın Peja, Çin’un Yunfu ve Suriye’nin Lazkiye şehirleri…
Kardeş şehirler arasında Afyonkarahisarlılar’ın zihninde en çok yer edeni muhtemelen Hamm kardeşliğidir. Karşılıklı gitmeler, gelmeler, heyetler, hediyeler derken Hamm epey gündem olmuştu şehrimizde. Son seçimlerde yeni seçilen Hamm Belediye Başkanı’nın cinsel tercihleri “değişik” olunca Hamm ile kardeşlik ilişkileri biraz soğumuştu.
***
Malum olduğu üzere Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde “Türk Dünyası” yeni birlikteliklere yelken açmış durumda. Yıllardır hayali kurulan Türk Devletleri’nin bir çatı altında buluşup, askeri, siyasi, ekonomik, kültürel işbirliği içerisinde olması hayalleri “Türk Devletleri Teşkilatı” ile ete kemiğe bürünür oldu çok şükür. Allah sebep olanlardan, emek verenlerden razı olsun.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türk Devletleri Teşkilatı çalışmaları kapsamında geçtiğimiz aylarda Özbekistan’a yaptığı son ziyaretin ardından Türkiye ile Özbekistan arasındaki ikili ilişkilerin artırılarak geliştirilmesi kararı alınınca kardeş kentler anlaşmaları da gündeme geldi. Afyonkarahisar Belediye Başkanı Mehmet Zeybek’in girişimleri, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı’nın uygun görüşü ile Afyonkarahisar’ın da Semerkand ile kardeş şehir olması uygun görüldü. İlgili anlaşmalar geçtiğimiz günlerde imzalandı. Umuyoruz ki bu anlaşmalar, diğer kardeş kent anlaşmalarından daha farklı daha işlevsel olacaktır.
Afyonkarahisar heyetinin Semerkand’ı ziyaretinin ardından önümüzdeki günlerde Semerkand’lı “kardeşlerimiz” de Afyonkarahisar’a gelecekler. Tarihi, kökleri, geçmişi, kültürü ve kanı gereği, hakiki manada “kardeş” olan Semerkand halkı ile Afyonkarahisar halkı arasında “kardeşlik” ilişkileri bu noktadan sonra daha ileri boyutlara taşınacaktır, eminiz…
Burada Semerkand ile ilgili ansiklopedik bilgiler vererek sizleri sıkmak istemem. Sadece birkaç önemli konunun altını çizip konuyu tamamlamak isterim:
Şöyle ki: Semerkant tarihinde etkili olan birkaç ismi saymak gerekirse Büyük Türk hükümdarı Timur’u, büyük devlet adamı ve bilim insanı Uluğ Bey’i, Ali Kuşçu’yu, İmam Maturidi’yi, Baba Haydar’ı anmak gerekir. Onların medrese ve türbelerini, Şirdar Medresesi’ni, Şah-ı Zinde külliyesini geride bıraktıkları onlarca eseri tanımak gerekir.
Türk tarihinin efsane ismi Efrasiyab’ı yani Alper Tunga’yı, Saka Türkleri’ni, Cengiz Han’ı, Kuteybe bin Müslim’i, Samaniler’i, Karahanlılar’ı, Büyük Selçuklu’yu, Harzemşahlar’ı anmadan Semerkand anlaşılamayabilir.
Nüfusun dörtte üçünden fazlasını Özbeklerin, diğer bölümünü Ruslar, Tatarlar ve Taciklerin oluşturduğu Semerkand’ı önümüzdeki günlerde daha iyi tanıyacağız. Tekrar hayırlı olsun.

 

DUYAN GELSİN BU MEYDANE!

 

Semerkand’a gidemedik ama Afyonkarahisar’da, ayağımıza gelen lezzetleri tatma imkanı bulduk. Afyonkarahisar Valisi Sayın Kübra Güran Yiğitbaşı’nın daveti üzerine bir kez daha Afyonkarahisar’a gelen Fatih Çıtlak Hoca ve ekibinin programı, lezzetine varabildiğimiz tadlardan birisiydi mesela.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı İstanbul Tasavvuf, İrfan ve Meydan Meşkleri Topluluğu ve Postnişin Fatih Çıtlak, Hattat Ahmet Karahisari Kültür Merkezi’nde Âsitane Meşkleri programına katıldılar ve büyük beğeni kazandılar.
Musikimizin eşsiz eserlerinin seslendirildiği programın aralarında Fatih Çıtlak değerli bilgileri ile mest etti dinleyenleri. Hz. Mevlana’nın vefat yıldönümü olan Şeb-i Arus gününde Türkiye’nin birçok yerinden ısrarlı davetler almalarına rağmen Vali Kübra Güran Yiğitbaşı’nın nazik davetlerini geri çeviremediklerini, Afyonkarahisar’ı tercih ettiklerini belirten Fatih Çıtlak, “Mev-levi kültüründe Konya merkezdir evet. Ama Konya’yı besleyen ana damar Afyonkarahisar’dır. Bu aziz şehir Sultan Divani’nin şehridir” dedi bu programda.
Sultan Divani’nin dünya genelindeki 20’yi aşkın mevlevihanenin kurucusu, banisi olduğunu hatırlatan Fatih Çıtlak, “Afyonkarahisarımız eşsiz bir lezzet varlığına sahip. Bu zenginlik elbette çok önemli ama artık sucuğumuzla, kaymağımızla övündüğümüz kadar Afyon’un diğer zenginlikleri ile de övünmeliyiz. Afyon asıl bir insan kaynağıdır. Afyon’un geçmişteki ve bugündeki güzel insanlarına ilgiyi, alakayı artıralım” çağrısında bulundu.

 

MEŞK KALPTEN KALBE DESRTİR
İcra ettikleri meşk usulü ile ilgili bilgiler de aktaran M. Fatih Çıtlak, “Ceddimiz meşk usulünde sadece musiki meşk etmezlerdi. Çok ulvi bir derstir meşk, kalple alınan derslere, kalpten kalbe olan derslere meşk denir. İlahi adından da anlaşılacağı gibi bu meşkler Allah muhabbetinden kaynaklanır” dedi.
Kimilerine göre bu tür organizasyonlar farklı anlaşılıyor olabilir. Oysa ilimin, irfanın, kültürün ve sanatın öne çıktığı programlar şehre önemli katkı sağlamaktadır. Keşke her gün birden çok bu etkinlikler olsa da milletin birbirine küfretmeye, kavga etmeye, birbirine bıçak çekmeye fırsatı kalmasa…
Neyse, yazının başında da dediğimiz gibi, nasipten ötesi yok…
Fatih Çıtlak’ın bu sözleri tasdiklercesine Karahisari sahnesinden seslendirdiği ilahinin sözlerini sütunlarımıza alalım ki, söylenenlerin; tevhidin sırrına erenlere değil, bizim gibi ham olanlara denildiğini anlamamıza katkısı olsun:
Medet ya sahibel meydan
Semâdan sırr-ı tevhidi, duyan gelsin bu meydâne,
Derûn içre bugün Allah, diyen gelsin bu meydâne.
****
Salâdır ehl-i irfâne, götürsün cânı kurbâne,
Bugün başını merdâne, koyan gelsin bu meydâne….
****
Bilenler sırr-ı Settârı, görenler nûr-i Gaffârı,
Cihânda şişe-i ârı, kıran gelsin bu meydâne.
****
Kamunun hâlıkı birdir, niçin bazısı kâfirdir,
Bu ne hikmet bu ne sırdır, bilen gelsin bu meydâne.
****
Gönül maksûdunu buldu, cihân envâr ile doldu,
Bugün Nûri imâm oldu, uyan gelsin bu meydâne
Günümüz diliyle bazı kelimelerin anlamları:
Semâ : Gök
Sırr-ı Tevhîd : Vahdet sırrı
Derûn içre : Gizlice, hafî olarak
Nûr-ı Gaffâr : Allah’ın nûru
Sırr-ı Settâr : Allah’ın sırrı
Şîşe-i ârı kırmak : Benlikden geçmek
Salâ : Buradaki anlamı da’vet
Ehl-i irfân : İrfân sâhibi olanlar
Cânı kurbâna getirmek : Nefsini Allah yolunda fedâ etmek
Başını meydâna koymak : Cânını Allah yolunda fedâ etmek
Âb u gil : Su ile toprak yani insanın cismânî kısmı
Heyâkil : Şekiller, sûretler
Dünyâ nakşını dilden yumak : Dünyâ muhabbetini kalbden çıkarmak
Maksûd : İstenen, arzu edilen
Envâr : Nûrlar
İmâm olmak : Önder olmak, mürşid olmak

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti